4.

342 13 1
                                    

Arda'nın benden uzaklaşmasıyla yavaşça uzaklaştım kapıdan ve duvarın dibine çöktüm. Gözlerini ikimizin fotoğrafına sabitlemiş şaşkınca fotoğrafa bakıyordu. Fotoğrafa baktım bende. Arda'nın kucağındaydım. O ise kafasını geriye atmış gülüyordu. Ben ise ellerimi birbirine bağlamış somurtuyordum. Yanaklarımı şişirmiştim. Tekrar Arda'ya baktığımda şoka uğradım. Gözleri hala fotoğrafa sabitken, uğruna ölebileceğim gözlerinden sicim gibi yaşlar akıyordu. "Arda...ağlama..." dedim çaresizce. "Nasıl ağlamayayım? Uğruna kendimden vaz geçtiğim kız benden nefret ediyor. Benden tiksiniyor...nolur...nolur benden nefret etme. Şuracıkta al canımı ama benden nefret etme." dedi. Kollarımı bacaklarıma sararak başımı dizlerime gömdüm. Hıçkırarak ağlamaya başladım.

"Arda...ne oldu bize? Ha? Ne oldu bize?! Nasıl ayrı düştük biz? Nasıl?  Nefret ediyorum kendimden! Ama senden edemiyorum be gamzelim... Arda..." dedim burnumu çekerek.
"Söyle mavişim." dedi. "Bana sarılır mısın? Saçlarımı koklar,yanaklarımı öper misin? Bebek gibi kucağında taşır mısın? Arda...beni tekrar sevebilir misin?" diye fısıldadım.

"Severim...seni bir ömür boyu severim..." dedi Arda ve alnıma bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum,kardeşim..." diye fısıldadım. "Aaa biz de kıskanıyoruz ama!" dedi Mert ve sarıldı bana. Hepsi birden Arda ve bana sarıldı. Mutluluk mu? Boşversenize! Kardeşlik her şeye yeter!

"Şimdi...Özgür'ü ne zaman alıyoruz?" dedim. "Hemen şimdi!" dedi Arda.
Hızlı bir şekilde ben ve Arda, Arda'nın arabasına, diğerleri de kendi arabaların bindi. Arda sürücü koltuğuna biner binmez arabayı çalıştırdı. Elini vitesin kenarına koyduğum elimin üstüne koydu ve elimi tuttu.

Ona döndüğüm zaman bakışlarını yoldan çevirmeden gülümsedi. "Biraz daha bakarsan aşık olacaksın." dedi dalga geçercesine.  "Yaaa ne demezsin. Ben sana bakar mıyım sence? Yakışıklı bile değilsin! " dedim Allah'ım çarpılacağım... Allah'ım sen günah yazma. Allah'ım Yarabbim. Sen affet. Valla yalan söylediğim için çok pişmanım. Neyse. Konumuza dönelim.

Yüzünü ekşitti. "Çarpılacaksın. Ben mi yakışıklı değilim?" dedi. "Azıcık?" dedim. "Azıcık?" dedi. "Küçücük?" dedim. "Melis..." dedi. "Tamam be! Çok yakışıklısın! Oldu mu? Hatta çok çok çok yakışıklısın." dedim. Arabayı durdurdu. Gelmiştik. "Biliyorum,güzelim." dedi bana dönüp. "Ve sende dünyanın en güzel kadınısın..." dedi ve tekrar alnımı öptü. "Şimdi gidip oğlumuzu kurtaralım ha?" dedi tek kaşını kaldırarak. "Kurtaralım,kocacığım." dedim ben de kahkaha atarak.
"Kurtaralım." dedim tekrar.
Umarım teyzem zorluk çıkarmazdı...

MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin