Mafya

12.

*Düğün*
*Melis'den*

"Melis giy şu gelinliği!" dedi Duru.

"Kızım göğüs kısmı ful dekolte! Giymem ben onu!" diye çemkirdim. Arda'nın kendi düğünümüzde katil olmasını istemiyordum.

"Kızım ben onu giyersem Arda katil olur!" dedim.
"Olsun ya! Bi şey olmaz. Hadi be kankaların en tatlısı!" dedi Duru.
Giydim. Gelin odasında Arda'yı beklerken Arda'nın katil olmaması için dua ediyordum. Bu dekolte çok fazlaydı. "Duru! Şu düğün bir bitsin geberteceğim seni!" dedim sinirle. "Kanka sen eniştemin elinden kurtulursan öldürürsün Duru'yu. Baksana kırmızı görmüş boğa gibi geliyor buraya!" dedi Gamze.
O yöne baktığımda Arda geliyordu. Ve geldi. Yanıma oturdu. "O dekolte ne güzelim. Geri kalanını almayı unuttunuz mu?" dedi Arda sinirle soluyarak. "Arda! Sakin ol!" dedim uyarıcı bir tonda.

İçeri geçtik. Herkes alkışlıyordu. "Tebrikler!" "Nice mutluluklar!" sözleri etrafta uçarken mutluydum. Ön sıralara bakınca annem ve üvey babam olacak o adam orada oturuyordu. İkisi yanıma geldi. Üvey babam samimi bir şekilde gülümsedi. "Artık tamamen aileyiz kızım. Kavga yok." dedi. Taş mı düştü bu adamın kafasına?
Arda elimi destek olurcasına sıktı.

Nikah masasına oturduk.
Tam karşıda takım elbise içinde ki tanımadığım adamlar vardı.
Birden hepsi ellerine birer fotoğraf aldı. Babamın ve benim fotoğraflarımız... En sondaki heybetli adam kocaman bir pankart açtı.

"KOCA REİSİMİZİN MİNİK PRENSESİ EVLENİYOR!!!" yazıyordu. O heybetli adamı tanımıştım. Onur amca. Babamın can dostu. Koşup Onur amcaya sarıldım hızla. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Takım elbiseliler nikah masasına kadar yan yana dizilmişti. Her adımımda bir tane takım elbiseli adam karanfil atıyordu. Akan makyajımı peçeteyle sildim.

Nikah masasına oturdum.
"Siz Fırat oğlu Arda Kıran. Batuhan kızı Melis Barut'u karılığa kabul ediyor musunuz?" diye sordu nikah memuru Arda'ya.

"Bir düşüneyim. Etmesem mi? Zaten çirkin bir şey. Yok yok etmiyim." dedi Arda kulağıma.
Ayağına bastım topuklumla. İnledi. "Evet!" dedi Arda.

"Siz Batuhan kızı Melis Barut. Fırat oğlu Arda Kıran'ı kocalığa kabul ediyor musun?" dedi.

"Ya bu çok çirkin. Neresini seveyim bunun?" dedim gülerek.
"Melis çarpılacaksın yemin ediyorum!" dedi. Misafirler gülerek bizi izliyordu. Mikrofona eğildim.

"EVET!"