"Bakın Oktay Bey! Bu MASA benim babamın. Babam ölünce tek veliahtı benim. Yani bu da demek oluyor ki...bu MASA bana devredilecek!" dedim sert sesimle. "Bakın Melis hanım! Bu MASA denilen şey ünlü mafyaların etrafında bulunduğu zümrüt işlemeleri olan ve altın yazılı bir masa. Bu masa mafyalık çetemizin simgesi. Bunu size devretmem demek... MASA'da ki bütün başkanlık ünvanımdan refagat etmem demek. Üzgünüm ama bunu yapamam!" dedi. "Sen benim kim olduğumu biliyorsun değil mi? Batuhan Barut'un kızıyım ben! Ve emin ol yakarım o masayı!" dedim sesimi yükselterek. Adam korku dolu gözlerle bana bakıyordu. "Peki,efendim. Artık MASA'nın lideri sizsiniz!" dedi ve elinde ki zümrüt işlemeleri olan mührü bana verdi. "Teşekkür ederim. Ve ilk emrim...hemen şimdi tüm o mafya bozuntularını masaya topla!" dedim ve masanın en başına oturdum. Yarım saat kadar sonra herkes gelmişti. Ancak benim oturduğum sandalyenin karşısı boştu. "Kim oturuyor orada?" dedim çenemle o koltuğu işaret ederek. "Arda bey!" dedi adam. "Soy adı ne bu Arda Bey'in?" dedim pürüzsüz bir sesle. "KIRAN!" dedikleri anda beynimden vurulmuşa döndüm.
"Arda..." diye fısıldadım yavaşça. "Lakabı ne?" dedim merakla. "Ateş!" dedi Oktay denilen adam. Ateş! "Bana müsaade!" dedim ve arabaya ilerledim. Arabaya bindigim an bir küfür savurup göz yaşlarımı sildim tekrar. "Neden ağlıyorsun Melis? Orada o mafya bozuntuları bir şey mi yaptı? Bana söyleyebilirsin...cidden bak." dedi. "Erim...beni Arda'ya götür. Soracak bir hesabım,kesecek bir biletim var!" dediğim an gülümsedi ve Arda'nın tutulduğunu tahmin ettiğim depoya geldik. İçeri girdim bir hışımla. Özgür arabada uyuyordu. "Neden yaptın Arda?" dedim. Başını kaldırıp bana baktı. Yere tükürdü. Kan vardı. Dayak yediği çok belliydi. "Ne yapmışım meleğim?" diye sordu. "Bana neden söylemedin MASA'nın ikinci yöneticisi olduğunu!" diye bağırdım. "Mel-" derken sözünü kestim. "Bana yalan söyleme!" diye bağırdım. "Özür dilerim...benden gidersin sandım. Anlasana! Korktum Allah'ın cezası korktum. Mafya olduğumu söylemekten,sana aşkımı itiraf etmekten korktum!" dediği anda hayretle gözlerimi büyüttüm. "S-sen?" derken sözümü tamamladı. "Evet Melis Barut! Seni seviyorum..." diye fısıldadı. "Sen artık benim hiç bir şeyim değilsin Arda Kıran! Sadece basit biri...o da belki. Sen bittin benim için!" diye bağırdım. Sesim depoda yankı yaptı. "Sık o zaman kafama! Sık da geberip gideyim!" diye bağırdı. Cebimden MASA'da verilen silahı çıkardım. "Seni gözümü kırpmadan öldürürüm,Arda!" dedim. "Bende seni böyle gözlerimi kırpmadan sevmiştim..." dedi Arda. Birden Arda'ya tutulan silahı fark ettim. Barlas'tı bu. Korkulan genç mafyalardan biri. Üç mafyanın arasında kalmıştım işte. Ne yapacaktım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya
Teen FictionÖncelikle her hikaye ve her yazar bir şansı hak eder. Siz de bana ve hikayeme bir şans verin...