Multimedyada Çınar(Ada'nın doktoru)var...
6 Ay Sonra
Babamın mezarından ayrıldıktan sonra hastaneye gitmek için ana caddeye ulaştım.Bir taksi çevirdikten sonra Sıla'ya küçük bir mesaj yolladım.Mesajın ardından hemen aradı.Telefonu açmayı düşünmüyodum fakat ısrarla aramaya devam ediyordu ve en sonunda telefonu açtım.Sıla heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı.
''Ada doğru mu söylüyosun?Gerçekten başhekimle konuştun mu?''
Sıla'yı sakinleştirmeye çalışırcasına,
''Evet, ama biraz sakin ol Sıla...Sonuçta konuştum ama seni 1 hafta denemek için işe aldılar.Eğer işinde başarılı olursan yani 1 haftayı sorunsuz bi şekilde atlatırsan bu işe devam edebilirmişsin...''
Sıla mükemmel bi sevinmeyle çığlık attıktan sonra telefonu suratıma kapattı.Bozulduğumu hissederek Sıla'ya tekrar ''Yüzüme kapatmasaydın iyiydi...''diye mesaj attıktan sonra annemi aradım.Fakat annem ısrarla aramama rağmen telefona cevap vermiyordu.Daha sonra evi aradım ama yine cevap veren yoktu.Meraklanmaya başlamıştım.Taksiciye biraz daha hızlı sürmesini söyledim.Sonunda eve gelmiştim.Çantamdan anahtarımı çıkarıp kapıyı açmaya çalışırken anahtarı düşürdüm.Paspasın üzerine düşen anahtarı almak için eğildiğimde ikiye katlanmış küçük bir not gördüm.Elime alıp baktığımda ''Ada'ya''yazısını okuduktan sonra içini açarak okumaya başladım.
Notta ise şu satırlar yer alıyodu.
''Canım kızım Ada,
Seni bu dünyadaki her şeyden çok sevdim.Hemde her şeyden çok.Seni bırakmak zorunda olmasaydım emin ol kara toprağa girmeden seni asla ama asla bırakmazdım.Beni affetmiyeceğini çok iyi biliyorum.Ama buna rağmen senin iyiliğin için senin acı çekmene göz yumuyorum.Belki böylesi daha hayırlıdır.Ama artık bu sır omuzlarıma çok ağır geliyo...Taşıyamıyorum.Çok yoruldum,yıprandım...Senin bi ablan var kızım...Çok yakın ama çok uzağında bi ablan var.Mira...Ablanın adı Mira...Sen çok güçlü bi kızsın.Bunuda atlatacağını biliyorum.Hemde bensiz...Biliyorum her şey üst üste geldi.Ama yapabileceğim hiçbir şey yok.Elimden gelen tek şey gitmek...Affetmeyeceğini bile bile söylüyorum,
Beni Affet kızım.
Annen...''
Nottaki satırları okurken gözlerimden yaşlar akıyordu.Notu elimde parçaladıktan sonra ağlayarak sırt çantamı tek koluma takıp hızlıca evden koşarak ayrıldım.Sıla'ya kafeye yanıma gelmesi için konum atıp kendimde kafeye geçtim.
10 dakika sonra...
Sıla yanıma geldi ve telaşlı bi şekilde masaya oturdu.Ağladığımı görünce elleriyle ellerimi avuçladı.
''Ada...''dedi bir cevap beklercesine.
''B-beni bırakıp gitti...''dediğimde mavi gözleri irileşti.
''Ki-kim gitti?Ne diyosun sen?''
''Annem...''demekle yetindim.
''Niye?''diye sormaya kalkıştı.Elimi yumruk yapıp masaya vurdum.Hıçkırarak ağlamaya başladım.Bağıra bağıra masadan kalktım.
''Niye Sıla!?Niye gitti!?Yetmiyo mu benim yaşadıklarım!?Bi de o yalnız bıraktı beni!Bi de o acı kattı acıma!?''dedim.Gözlerimde ki yaşlar ardarda hızla döküldü.Hafiften gözümün önü karardı. Ve gerisi zifiri karanlık...
30 dakika sonra...
Gözlerimi araladım.Sıla'yı başımda ağlayarak görünce kaşlarımı çattım.
''Ne oluyor?Sıla niye ağlıyorsun?Ayrıca neredeyiz biz?Burası neresi ya?''dedim.Uyandığımı fark edercesine gözyaşlarını sildi.Kiprikleri ağlamaktan ıslanmış bir hal almıştı.Sarı balyajlı saçlarını kulaklarının arkasına verdi.Sertçe yutkundu.
''A-Ada...''diye durakladı.
''Sıla söylesene...Bir şey mi oldu?''diye yanıt beklercesine sordum.
Ellerimi elleriyle avuçladı.
''Sen-''
Doktor elinde dosyalarla içeri girince Sıla birden sustu.Meraklı bakışlarımı doktara çevirdim.Ben sormadan doktor konuşmaya başladı.
''Merhaba Ada...''
''Merhaba.''diye selamlaştım.
''Ada...''dedi.Bir şeyler söylemek istiyordu fakat dili pek varmıyordu.
''Çınar Bey...Eğer bir sorun falan varsa direk söyleyin!Ağzınızda gevelemeye gerek yok!''dedim kızgın ve sabırsız bir şekilde.Aslında kızılacak hiçbir şey yoktu fakat endişeli hâlim sinirlenmeme neden olmuştu.
Derin bir nefes aldı.''Lösemi hastasısınız!''
Sertçe yutkundum.Gözlerimi kıpırdatmadan akan yaşları Sıla elleriyle yüzümü avuçlayarak siliyordu.Çınar Bey'in, elindeki dosyayı yanımdaki komidinin önüne koymasıyla gözlerim Çınar Bey'e kaydı.Sanki onun da gözleri dolmuştu.
Güçsüz bir şekilde konuşmaya başladı.''Korkma.Tedavisi var...Zaten çok ilerlememiş..."
Yorgun ruhum buna dayanamıyordu. Başıma gelenleri beni her seferinde yıpratırken akmamak için direnen gözyaşlarım görmemi engelliyordu.
"Kardeşin var mı?" Dedi tekrar lafa girerek.
Sıla
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynadaki Karanlık
General FictionAcı çekmek artık onun ruhuna işlemişti.Gözlerindeki zariflik,masumluk kaybolmuş adeta korku ve endişe yerleşmişti.Çaresiz ve korkuyla başbaşaydı.İşte o ''Aynadaki Karanlık''tı.