✴ VİLE - 1 ✴

181 23 128
                                    

Bölüm 1 : Susmaya susamış ölü kadın

Dünya ve Güneş öyle aşıktı ki artık birbirlerine, Güneş geceleri ne zaman söner, ısınamazsa, Dünya o zaman ısıtırdı Güneş’i.

Sabahları O’ndan topladığı sıcağı geceleri O’na hediye ederdi.

💫

Kafamda öyle bir kargaşa dönüyordu ki, tüm düşüncelerim tek tek intihar ediyordu. Kafamdaki o kavgadan, o gürültüden sıkılmış insanlar intihar ediyordu.

Zihnim, bir mezarlığa dönüvermişti.

Gözlerimi ellerimle kapattım. Alışkanlık hâline getirdiğim bir şeydi, ellerimi gözlerimle kapatmak. Ne zaman ki bir şey yaşasam, o zaman karanlığa hapsederdim kendimi, kendi ellerimle. Hayal kurarak sakin kalamazdım ben.

Öyle kimsesiz ve çaresizdim ki, hayallerim hayallerden uzaktı, yaşamım yaşamdan.

“Dalya! Burasının hâli ne böyle?”

Nevrim Hemşirenin sorusuna karşın, ellerimi gözlerimden ağır ağır çektim ve titrek bir nefes verdim. Ona rağmen, kafamı kaldırıp da bakamıyordum suratına. Nedensiz bir utanç duyuyordum. Zeminleri kirlettiğimden midir bilemem ama, utanıyordum.

“Kendine zarar mı verdin?”

Kaşlarımı çatarken, “O kadar delirmedik daha!” diye karşı çıkarak kafamı kaldırıyordum ki, o tanıdık gözlere çarpınca gözlerim, tüm sözlerimi yutuverdim.

Göğüs kafesimin oralarda bir yerlerde yaşanan yangın içimi kor ederken, koca bir uzay kadar sustum. Kurmak istediğim cümlem, az evvel yaşadığım duygu karmaşasından dolayı ağzımdan garip bir şekilde çıkmıştı. Çıkmıştı çıkmasına fakat duyabildiklerinden de zerre emin değildim.

Gözlerini kısmış, uzak bakıyordu bana.

“Ben...” dedim.

Sustum.

Konuşamadım. Tek kelimem için, iyice düşünmem gerekiyor gibi hissediyordum. Gözlerimi zoraki Nevrim Hemşireye çevirirken, “Kustum.” diye ekledim.

Nevrim Hemşire şaşkınlık içerisinde bir bana, bir kanıma bakarken O’na döndüm.

Hâlin ne senin, genç adam?

Gözlerim, gözlerinden kayıp da aşağıya düştüğünde, aşağıya düştüm. Kalbim tekledi, nefesim daraldı, sustum. Tekerlekli sandalyesinin tekerine, elini yerleştirdi gözlerimin sandalyesine takıldığını fark ettiğinde.

Nefesimi içime çekerken, takıldım. Nefesim boğazıma takıldı, yutkunamadım, öksüremedim. Yalnızca baktım. Gözlerim yanmaya başladığında, hızla ellerimi gözlerime götürdüm ve sıktım. Hiç hapsetmediğim kadar çok hapsettim o saniyeler kendimi karanlığa. Ve bir hıçkırık kaçtı dudaklarımın arasından.

Nefesim titremeye başladı, başımın ağrısı kesildi. Sanki beynimin içindeki büyük orkestra susmuş, yerini büyük bir sessizlik almıştı.

Tekrar hıçkırdım.

Bilemez hâlde, bilinmezliğe yutkundum.

“Dalya, hemen yatağa otur! Kontrollerini yapmam gerek, hiç hayra âlâmet değil bu iş.”

Nevrim Hemşirenin sesi kulağıma iliştiğinde, ellerimi gözlerimden çekmeden fısıldadım. “Gerek yok... İyiyim ben.”

Her bir kelimemin sonunda hıçkırmış, yutkunmuş ve nefesimi içime çekmiştim. Ağlamıyordum, ağlayamıyordum. Canım acıyordu. Canım bile bana acıyordu.

VİLE | DÜNYA VE GÜNEŞ *ASKIYA ALINDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin