Hayatı herkez kendi gözünden yorumlar, bağzısına zor bağzısına ise imtihan olarak gelir. Zor olarak yorumlayan kaybetmeye mahkumdur . Bana da zor gelirdi 3 yıl öncesine kadar tabi... Artık alışmıştım ama hala sızlıyordu kalp denilen melet elimde olmadan .. Bazen herşey bizim elimizde olmyor bi çağrede yok. Orada öylece Yektanın Alevi öpüşünü izledim başka çağrem yoktu zaten. Yekta kim mi? Yekta... 3 yıldır sevdiğim bi piç! Evet tam bi piç! O zaman niye mi seviyorum onu? Çünkü piç olmasına rağmen o kadar güzel gülüyor ki... o kadar güzel bakıyor ki , sonra mı? Sonrası beni intihara sürükler. Gülüşünün uçurumu olsaydı ordan atlardım, gerçi her güldüğünde uçurma gerek kalmadan ben ölüyorum orası ayrı bi mesele tabi... Neyse onu bu okula ilk geldiğim gün tanımıştım. İlk tanıdığım erkekti bu okul da. Ah gerçi hep hoş bi tanışma faslı geçmemişti aramızda. Tartışmıştık başta çok sinir bozucu biri gibi geliyordu gözüme . Sonra ben bile fark edemeden onu gördüğüm zamanlarda hareketlerine,gülüşüne, bakışlarına, tavırlarına dalıyordum. Ama o beni hiç fark etmiyordu, hala da ettiği söylenemez zaten. O okulun popisi, kızların gözdesi, arkadaşlarının bi tanesi Yekta SAĞLAM.İşte artık tanıyorsunuz onu. Hala beni fark etmemişlerdi bu da işime geldi tabi kendimi toparlayıp sınıfa ilerledim. Hayır ağlamayacaktım artık, oyun sırası bendeydi. YEKTA SAĞLAM kendi ayaklarıyla gelecekti bana. Okulun bitmesini dört gözle bekliyordum. Eve gidince yatağıma girip bi daha çıkmayacaktım. Çok sıkıcı dersler vardı kuzenim Azra da yoktu bugün bu bıkkınlığımın iki kat daha artmasına sebep olmuştu, ha birde Yektayla aynı sınıfta olmamızın bunda payı vardı tabi...
Sıkıcı ve bi o kadar da can yakıcı bi okul vaktinin daha sonuna gelmiştik sonunda! Evlere dağılırken telefonumu ve kulaklığımı çıkarıp bi şarkı açacaktım ki... Ah harika hiç bişey yetmezmiş gibi birde kulakmığımın dolaşması eksikti. Ya hayır anlamıyorum ben seni özenle sarıp cebime katıyorum sen nasıl bu hale geliyırsun ki?! Her zaman bu olayı yaşamasam cebimde bişey olduğunu sanacağım ama yok! Kulaklığımı çözüp telefonuma tatıp bi müzik açtım sancak-yağmur çalmaya başladı. Müzikler bitiyordu ama ben müziklerle değil de sabah ki yaşadığımı tekrar tekrar başa sarıp düşünüyordum ve ne çaldığırın da pek farkında değildim . Zor bela eve ulaşmıştım. Eve gelince kapıyı açan Nermin abla beni görür görmez içtenlikle gülümsedi bende gülümsemeye çalışmıştım. Bu arada Nermin abla yardımcımız ama benim anne yarım bebekliğimden beri vardı o, iyiki de var.
"Hoş geldin kuzum"
"Hoş buldum Nermin ablam" diyip zor bela gülümseyip odama ilerliyordm ki Nermin ablanın sesiyle duraksadım
"Açmısın kuzum hemen hazırlayım bişeyler de karnını doyur zaten çıt kırıldım bişeysin" çıt kırıldım mı? Nermin ablaya en kısa sürede bi gözlük almalıydım.
"Yok Nermin sultan tokum. Ama yorgunum biraz odama çıkıp dinleneceğim"
"Peki öyle olsun prenses" Nermin sultandan da onay aldığıma göre artık odama çıkabilirdim. Evet odama girer girmez çantamı bi kenarı koyup üstüme rahat bi kıyafet geçirdim ve yatağa uzandım. Uyumak istiyodum ama yapamıyodum uyuyamıyordum bi türlü aklıma hep sabahki görüntü geliyordu ve daha fazla dayanamadım gözlerimin kenarında bekleyen damlaların akmasına izin verdim...
Kaç saattir ağladığımı bilmiyorum ama hava kararmıştı dışarıdan gelen seslere bakılırsa babamlar gelmişti. Odaya doğru gelen ayak seslerini duymamla yorganı daha fazla üstüme çekip uyuyormuş gibi bi görüntü sergilemeye çalıştım. Kapı çalınmıştı ses vermedim . Babamın;
"Duru" demesinede kulak asmadım beni bu halde görmesini istemiyordum.
Ne kadar istemesemde babam bana bakmak için odaya girmişti bana yaklaştığını hissetmemle daha sıkı yumdum gözlerimi fark etmezdi inşallah uyumadığımı veya ağladığımı. Tam üstümdeki yorganı düzeltip yanağımı öpecekti ki gözükden istemsiz bi damla daha aktı. Tam da sırasıydı yani.
"Duru uyumuyorsun onu anladım da niye ağlıyorsun güzelim" dedi ama benim konuşacak takatim yoktu ki...
Dayanamayıp uzandığım yatağımda doğruldum babamda yanıbaşıma oturmuştu. Birine sarılma isteğiyle babama dönüp boynuna doladım kollarımı ve serbest bıraktım göz yaşlarımı yeniden. Zar zor bi cümle kurabilmiştim.
"Baba sen bırakma beni hep yanımda kal"....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ BEN
Teen FictionDeğişim için , intikam için , onun için geç bile kalmıştı... Ve Daha da geç kalacaktı... ~Mutsuz Son~