ÖZÜR DİLERİM OGLUM

254 142 13
                                    

Multede Yektanın dayısı Yağız SERT İYİ OKUMALAR..
MERİÇİN AĞZINDAN
Eskiler peşimizi bırakmıyormuş onu anladım da hep benim mi peşimde anasını satayım!
"Yekta Sağlamın" dedim dişlerimin arasından . Bu itin Durunun sınıfında olduğunu biliyordum sabahta zor tutmuştum kendimi zaten ama bu spor salonuna geldiğini bilmiyordum. Duruya dönüp baktıgımda öylece ona bakıyordu Azrada öyle bunlarda da bi gariplik vardı hadi ben nefret ediyorum da bunlar niye bakıyor lan . Bide üstü çıplak itin.
"Siz niye bakıyorsunuz lan!" dememle ikiside irkti. Azra baş parmağını dişlerinin arasına yerleştirip damağını kaldırdı .
"Ne bagırıyorsun be!"diye cırladı. Ben sinirden onun surat tipine bile gülemiyordum. Canım yanıyordu. Bu it beni tanımıyordu ama ben onu çok iyi tanıyordum. Bir sene öncesine kadar benim sevdiğim kız onu seviyordu. Bi gün sonunda canıma tak etmişti onu yani Melisi uzaktan takip etmekten , izlemekten yorulmuştum ve Melisin yanına gidip ona onu çok sevdigimi söylayecektim . Takip ettmiştim karşısına dikilmekten korkuyordum. O durduğunda yanına ilerleyecektim ki Yekta geldi bi süre tartıştılar ve Melis Yaktanın dudaklarına yapıştı hemen arkamı dönüp geriye bakmadan yürüdüm. Kendime söz verdim kimseye acımayacaktım en önemlisi de kimseden korkmayacaktım.!
Önden ilerladim Azra ve Duru da peşimden gelmeye başlamıştı. Yektanın yanına vardığım da bizi fark edince donakaltı. Noldu lan buna durduk yere? Bi kelime mırıldandı ama duymadım ama önünde oturan adam onu duyar duymaz arkaya dönüp bize baktı. Bende daha fazla sinirlanmemek için Durunun omzuna kolumu atıp Azraya da kafamla ilerlemesini işaret ettim. Hala bize baktığını hissediyordum. Soyunma odasına gidip kızlara kıyafet verip çıktım. Giyinmelerini beklerken Yakta o yanında ki adamla konuşmaya devam etti. Kapının açılma sesiyle kızlar dışarı çıktı
"Siz etrafa bakadurun ben giyinip geliyorum" dedim onlarda kafa sallayıp ilerlemeye başladılar bende içeri girip üstümü dolaptan alıp giyindim. Çıktıgım da karşım da Yusuf abiyi görünce
"Vay abim benim be"diyip sırıttım. Yusuf abi buranın sahibiydi. Buraya ilk Melisin Yektayı öptügü gün gelmiştim. Hiç bişey bilmiyorken Yusuf abi yardım etmişti .
"Sen bizi hatırlarmıydın kerata" cıkladım
"Aşk olsun be abi"dedim ve gittim sarıldım. Baya olmuştu buraya gelmeyeli özlemiştim .
Biraz sohbet ettikten sonra kızları bulmak için ilerledim. Hangi akla kulluk bunları gezin diye yollamıştım ki? Şimdi bul bulabilirsen koca salonda. Salonu tavaf etmeye başlamıştım ama kızlar yoktu. En son telefonla aramak aklıma gelmesi de çok manidar olmuştu. Hemen Azrayı aradım. Çalıyor çalıyor çalıyor..... dıt dıt dıt.. ee açan yok. Nerde bunlar? Duruyu aradım en son çalıyor çalıyor.. meraklanmaya başlamıştım ki Duru telefonu açtı
"Nerdesiniz lan siz? Alt tarafı bakadurun dedim maşallah ortalıktan kayboldunuz ama bi bulu..."cümlemi bitirmaden Azra cırlamaya başladı.
"Ay yeter be ne konuştun ya mahalle garıları gibi çenen açıldımı kapanmak bilmiyor! Neyse masele bu degil Durunun başı döndü bişeylar hatırlıyor gibi anlamadım. Kum torbasının ordayız çabuk gel!"demesiyle kum torbalarının oldugu yere dogru koşmaya başladım. İnşallah Duru da bişey yoktur bana emanetti ne derdim teyzeme..
.....................................
DURUNUN AĞZINDAN
Bi an da kafam dönmüştü ve bi şeyler canlanıyordu gözümde yere oturup gözlerimi kapattım . Meriç bişeyler anlatıyordu gözümün önüne gelen şeyde Yektayla ilgili zaten Meriç bu gün Yektayı görünce de bi garip olmuştu anlamamıştı şimdi de bu geçmişten kalan anı da neyin nesiydi? Bu aralar biraz daha iyiydim yavaş yavaş hatırlıyorudum ama şu geçmişteki anılar zorlaştırıyordu . Ne yapacağımı bilemiyordum. Meriç koşarak yanıma gelip diz çöktü ve sıkıca sarıldı. Korkmuştu belli ki Azra abartmıştı olabilirdi tabi. Bişeyler mırıldandı kulagıma dogru
"Sen bana emünetsin cadı sana bişey olursa ben yanarım" diyip sırıtıyordu eminim.
"İyiyim bi dahakine daha dikkatli olurum" dediğim de suratıma baktı onun şakasını gerçek sandığımı sanmıştı herhalde güldüm ve göz kırptım yanlış anlamadığımı bilmesi için gülmekle yetindi. Ayağı kalkıp bana elini uzattı elini tutup kalktım. Bana hala endişeli bi şekilde bakıyolardı. Bende ortamda ki havayı değiştirmek için
"Ee napiyoruz"diyip gülümsedim onlarda gülümsedi. Meriç lafa girince ona baktım
"Madem kum torbalarına bu kadar yakınız bi bakalım hanginiz güçlü" diyip pis pis sırıtıp arkasını döndü ve gitmeye başladı. Azrayla birbirimize bakıp Mericin aklından ne geçirdiğini düşünüyorduk biz düşünürken elinde poşetle bize dogru ilerlemeye başladı. Ne yaptığını anlamadığımızı fark edince gülüp elindeki poşatten boks eldivenleri çıkardı ve bana fırlattı çiftini diger eldivenleride Azraya fırlattı kendide bi eldiven çıkarıp giymeye başladı. Bizde giydikten sonra öylece bakakaldık. Nerdeyse iki dakikadır birbirimize bakıyorduk Meriç daha fazla dayanamayıp
"Ee hadi başlayın biriniz" Azra bana dönüp kafasıyla başlamam için işaret etti Meriçte ikimize bakıp gülmeye başladı. Meriç daha fazla dayanamayıp kum torbasının başına geçti ve sert bi şekilde vurdu. Kum torbası bilmem kaç şiddetinde sarsılınca gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ne biçim vurmuştu öyle. İki üç kez daha vurduktan sonra bize baktı ve gülmeye başladı. Çünkü Azra ve benim de agızlarımızın şekli o harfini andırıyordu gözlerimiz ise kocaman açılmıştı. Meriç gülmeye devam edince kendimi toparlayıp Azraya döndüm o da heveslenip lafa girdi
"Ben de yaparım ne gülüyon ki" diyip bilmişce yürüdü ve kum torbasının önürde duran Merici iteleyip kendi geçti.....
AZRANIN AĞZINDAN
Kum torbasının önüne geçip durdum bi an da gaza gelmiştim vurmak için hazırlandım . Bismillahirrahmünirrahim Allah'ım sen yardım et
"Ya Allah" son cümleyi sesli söylemiştim o heyecanla ve direk kum torbasına bi tane geçirdim. Hay ananı... geçirmez olaydım.
"Ahh ulan ah bilegim çıktı" dedim canım çok acımıştı nasıl bi şeydi bu lan kolup koptu. Yere çöküh bileğimi tutmaya başladım Meriçle Duru yanıma koştular. Duru
"İyimisin?"diyip bileğime bakıyordu. O hırsla nasıl vurduysam sızlıyordu namussuz . Meriç bi anda omuzlarımdan tutup beni kaldırınca afalladım.
"Kızım önce aynaya bak sonra vur senin neyine kum torbasına kafa tutmak?" demesiyle sinirlandim
"Ne varmış be halim de"diye cırlayınca yüzünü buruşturdu. Meriç beni ite kaka ite kaka ilerletirken Duru da arkadan takip ediyordu gülmemek içinde kendini zor tutuyordu.
"Ne demek ne var lan halimde şuna bak dokunsam kırılcan az yemek ye de ondan sonra kafa tut" haklıydı benim minnoş bedenim kum torbasıyla yarışamazdı. Haklı oldugunu bildiğim için susmuştum. Biraz yürüdükten sonra revir yazan odanın önünde durduk Meriç içeri dalınca göz devirdim öküz gibi girmişti gerçi benimki de laf yani öküz zaten. İçeride bi erkek doktor vardı kapının gürültüyse ayağı kalkmıştı birden ve yüzünü sertleştirdi
"İçeride hasta olabilirdi beyfendi hem o kapıyı boşuna koymadılar" dedi sert sesiyle Meriç göz devirmekle yetindi.
"Bitti mi doktor" demesiyle Meriç doktorun dişlerini sıktı ay kırılacak dişleri Merice dirsek attım susması için ama susmadı tabi
" Bitmediysede önemi yok kardeşimin bileğine bak " dedi bu ne biçim konuşma yaf sanki karşısın da düşmanı var. Doktor yanıma gelip bileğimden tuttu ve belli yerlere bastırdı canım acımıştı yüzümü buruşturmamdan anlamış olacakki doktor
"İncinmiş önemli bişeyi yok"diyip ecza dolabından krem ve sargı bezi getirdi. Bileğimi nazikçe tutup kremi sürdü sonra biliğime sargı bezini sıkıca sarıp
"Geçmiş olsun" dedi bende Mericin konuşmasına fırsat vermeden
"Teşekkürler"diyip gülümsedim. Meriç aniden kolumdan tutup dışarı sürükledi
"Noluyoruz yahu?" diyip kaşlarımı çattım.
"Sen ne diye o herife gülüyorsur lan?!"
"Ne ver bunda alt taraf..."
"Kes lan! yürü gidiyoruz"diyip kolumdan çekiştire çekiştire çıkışa ilerledi Duru anlamamışca arkadan geliyordu gerçi bende pek anlamış sayılmam. Bi adamın önünde durdu
"Bizim eşyaları akşama Haluk Aksoyun evine getirtin" diyip tekrar beni sürüklemeye başladı. Arabanın önüne kadar sürüklenmiştim resmen gören de çok kötü bişey yapmışım sanar. Kolumu bırakıp cebinden anahtarı çıkarıp arabayı açtı ve sürücü koltuğuna oturup bizim binmemizi bekledi. Duru arkaya bende öne oturur oturmaz son gazla sürmeye başladı.
..................................
On dakika sonunda Durugile gelmiştik ve nedense hiç konuşmamıştık arabada Meriç ise o sert yüzünü hala takınıyordu. Ne olmuştu anlamamıştım. Daha fazla dayanamayıp
"Meriç noldu anlatacakmısın artık? !"dememle aniden kafasını bana dogru çevirdi . Korkmuştum çok kötü bakıyordu.
"Ne mi oldu o it sana takık sende gelmiş o ite gülüyorsun ne oldugunu anladın mı" takık mı iyide ben onu tanımıyorum ki ne ara gördü de takık oldu?
"Ben onu hiç bi yerde görmedim ki nasıl takık olcak" diye sorduğumda sabır diler gibi arabanın tavanına baktı
"Geçen ay sosyal medyada ki fotoğraflarına bakarken yakaladım bozuntuya vermeden yanına gittim "kim bu" diye sorduğum da "inşallah yeni manitam olcak son iki haftadır bu hatunun peşindeyim" dedi pezevenk anladın mı şimdi küçük hanım" kafamı hızla salladım korkmuştm benim peşimdeymiş ben ise hiç fark etmemiştim gerçi nasıl fark etcem o kadar takipçinin arasından temizlik yapmalıydım en kısa zamanda! daha kimler var kim bilir? !
"Ayrıca o fotoğraflar ne lan düzgün fotoğraf paylaş bari yada benimle çekindiklerinden falan" diyip gülmemeye çalıştı .
"Peki abiş"diyip yanağından öptüm . Duru arkadan
"Ay çok tatlısınız"diyince güldüm. Arabadan inip eve ilerlemeye başladık.
.....................................
YEKTANIN AĞZINDAN
Akşama kadar dayım ve Canla sahil kenarında dertleşmiştik. İkiside Duruyu sormuştu bende cevaplamıştım. Şu sabahki çocukla spor salonuna gelmişlerdi kimdi hala bilmiyordum öe çok sinirim bozuluyordu. Arabalare binip bizim eve gitmeye başladık.
..................................
Kısa bi sürenin ardından bizim eve ulaşmıştık üçümüzde arabaları park edip indik. Bir iki kadeh içince çok kötü kokuyordum. Ama annemden konu açılınca ya sigaraya vuruyordum yada içkiye canımın acısını alır sanıyordum ama daha çok acıtıyordu. Annemi merak ediyorsunuz dimi? Neden sevmiyor? Neden benimle konuşmuyor çok merak ediyorsunuz dimi bende çık merak ediyorum kendimi bildim bileli annem benden uzak durmuştu. Nedenini bende çok merak ediyordum babama sordum cevap vermemişti dayıma sormuştum oda cevap vermemişti bende annemi böyle kabullenmiştim . Neyse... eve ilk defa içkili halde geliyordum. Dayımla Can yanıma geldiklerunde eve dogru ilerledik. Kabul ben onlardan biraz daha fazla kaçırmıştım o yüzden tökezleyip duruyordum Can kolumu omzuna atıp destek verdi güldüm öylece. Anahtarı çıkarıp kapıpın deliğine sokmaya çalıştım ama olmadı . Olmadıkça gülüyordüm en son kahkaha attım becerememiştim kapıyı açmayı. Can anahtarı alıp kapıyı açtı . Kapıyı açınca annemle karşılaşınca kahkam son bulmuştu. Annem korkuyla bize bakıyordu. Annem korkmuşmuydu yani? Gerçi niye üstüme alınıyorsam dayım için korkmuştur yada Can için... Bi anda elinde ki su bardagı yere düştü ve yanımıza gelmeye başladı. Korktugu belliydi ama belli etmemek için elinden geleni yapıyordu.
"Ne oldu?"diye sordu soguk bi sesle . Candan kolumu alıp yere attım kendimi ve kahkaha atmaya başladım. Annem! Benim annem korkmuştu! Hemde benim için, komik! Dayım ve Can yanıma diz çöktüler. Daha sonra annemde diz çöktü kahkaham bagazımda hıçkırık oldu ve aglamama sebep oldu .
"Niye beni sevmiyorsun anne" dedim çaresizce . Annem de aglamaya başlamıştı
"Özür dilerim oglum, çok özür dilerim" demişti yani sanırım kulaklarımda bi cızıltı vardı daha sonra gözlerim karardı.......
.
Bölüm Sonu :)
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum ;)
Yazım hatalarından dolayı özür diliyorum...

YENİ BEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin