4.BÖLÜM- Bar

9K 535 22
                                    

‘’Tamam. İlk olarak ne yapıyoruz?’’

‘’Bence ilk önce bir şeyler içelim. Hem saat daha 11. Yani çok erken.’’

‘’Bana uyar.’’ Dedi Max

‘’Hey bakın! Biz burda inebiliriz.’’ Dedim. Elbisem baya kısaydı ve arabadan inince direk olarak onu çekiştirmek zorunda kaldım.

Barın içi yeterince kalabalıktı. Bar taburelerinden birine oturmuş oflayarak içkimi yudumluyordum. Tanımadığım bir el gözümün önüne düşen saçları çekti. Kafamı kaldırarak ona baktım.

‘’Eğleniyor gibi gözükmüyorsun.''

‘’Sence eğlenceye ihtiyacım varmış gibi mi gözüküyor?’’

‘’Belki biraz eğlenmek istersin diye düşünmüştüm.’’ Diyerek bana yaklaştı.

‘’Boşversene.’’ Deyip önüme döndüm.

‘’Niye ama prenses? Seni mutlu edebilirdim.’’ Diyerek içtiği sigaranın dumanını yüzüme üfledi. Sigaradan nefret ederdim.  Elimle suratıma doğru gelen dumanları savurdum.

‘’Git başımdan.’’

‘’Zor kızı oynama bana. Seni istediğim zaman elde edebilirim.’’

‘’Gerçekten mi? ‘’ dedi arkamdaki başka bir ses. Bu çocuğu da tanımıyordum. Burdaki herkes kaçıktı. Özellikle de bana asılanlar.

‘’Kendi işine bakar mısın sen.’’

‘’Sen bu kızı rahatsız ederken mi? Hayır.’’

‘’Bu seni ilgilendirmez.’’ Deyip dudağıma yapıştı. Onu sertçe ittim.

‘’Sen kimsin ki beni-‘’

‘’Onu rahat bırakmanı söylemiştim.’’ Diyerek bana asılan çocuğun suratının ortasına yumruk attı. Tiz bir çığlık attım.

‘’Max! Buraya gel seni pislik. Niye sana ihtiyacım olduğunda hiç benim yanıma değilsin?’’ diye bağırdım. Muhtemelen burdaki herkes çıldrımış olduğumu düşünüyordu. Ne? Beni bu hale getiren o insanlardı.

Ben tam olarak olayları kavrıyamadan iki çocuk benim için kavga ediyordu. Kendimi kötü hissetmiştim.

‘’Ayrılın artık.’’

Aralarına girdiğimde ikiside kavga etmeyi bırakmışlardı.

‘’Sen! İbne herif! Git burdan ve eğer bana bir daha dokunursan o ellerini kıçına sokarım.’’

Kafayı bulmuş insanların arasından gelen uğultuları duyabiliyordum.

‘’Onu rahat bırakmanı sana söylemiştim.’’

‘’Zaten o kadar da güzel değildi.’’ Diyerek burnundan akan kanları sildi. Arkasını dönüp gitti.

Yanımdaki çocuğa döndüm. Boyu benden en az 10 cm uzundu. Tatlı birine benziyordu.

‘’Şeyy, teşekkür ederim. Ben bunu beklemiyordum. O salak bir anda geldi ve ne olduğunu anlayamadan..’’

‘’Hey, bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Sadece bunun olabilceğini tahmin etmiştim ve ‘’

‘’Onu dövdün.’’

‘’Belki de biraz.’’

‘’Yine de bunu yaptığın için teşekkürler. Bir kahraman gibi.’’

‘’Kahraman mı?’’

‘’Lena. Bana mı seslendin? Burası çok büyük.’’ Dedi Max. Ah, sonunda gelebilmişti. Bir sapık bana saldırırken erkek kardeşim şimdi gelmişti.

‘’Artık önemli değil.’’

‘’Önemli değil mi? Ben olaya el atmasaydım sana napabileceğini bir düşünsene. Düşüncesi bile korkunç.’’

‘’Kim sana naptı Lena? Bir şey mi oldu?’’

‘’Hayır. Hayır,hayır, hayır, hayır. Kesinlikle bir şey olmadı.’’ Deyip beni kurtaran çocuğa baktım. Bu sakın ağzını bile açma bakışıydı.

‘’Evet sadece Lena bana bir şeyler ısmarlamak istedi ve böylece tanıştık işte.’’

‘’Hayata Jack’siz devam etmen gerektiğini çabuk anlamışsın. Ben ve Tiffany buralardayız. Çok fazla içme.’’

‘’Siz eğlenmenize bakın. Biz de buralardayız. Yarım saat sonra falan buradan ayrılalım. Burası sıkıcı olmaya başladı. Anlarsınız ya.’’ Dediğimde Tiffany ve Max dans eden manyakların arasında kayboldu. 1 dk Max Tiffany’nin elini tutuyordu. Bilmediğim şeyler mi oluyor? En son düşüneceğim şey erkek kardeşimin kiminle beraber olacağıydı. Şimdi başka işlerim vardı.

Sinirle yanımdaki çocuğa döndüm.

‘’Ben mi sana içki ısmarlamışım? ‘’

‘’Max’e aynen öyle söyledik.’’ Diyerek sırıttı. ‘’Hadi bunu gerçeğe dönüştürelim.’’

‘’Yani burda benim sana bir şeyler mi ısmarlamam mı gerekiyor? ’’

‘’Teşekkür için iyi olurdu.’’

''Ya sana bir şey ısmarlamak istemiyorsam.''

''İnan bana bunu yapmadığın için pişman olurdun.''

''Seni bu kadar emin konuşmanı sağlayan şey ne?''

''İlerleyen saatlerde anlarsın.'' deyip sırıttı.

 ‘’Bana öyle bakma.’’ dediğimde yine o pis sırıtışı yaptı.

''Nasıl bakmıyım?''

 ‘’İşte aynen böyle. Suratında hep ‘Çok tatlıyım ve bütün kızlar benim için kavga eder’ ifadesiyle bana bakmayı kes. Ben diğerleri gibi değilim.’’

‘’Hepsi başta aynı şeyi söyler.’’

‘’Ne yani? Beni bir sapığın elinden kurtardın diye senin için yanıp tutuşmam mı gerekiyor.’’

‘’Buna kısaca aşık olmak diyebilir miyiz?’’

‘’Aşık olmak bu kadar basit değildir.’’

‘’Acı çekmişe benziyorsun. Daha önce aşık oldun mu? ‘’

Bugün sana söylediğim şey gerçekti Lena. Seni gerçekten seviyorum. Jack'in sözleriydi bunlar. Bunlaru unut Lena. Artık unut onu Lena. O seni gerçekten sevmemişti.

‘’Evet. Sen?’’

‘’Hayır.’’

‘’Nasıl ya? Çıktığın hiçbir kızı gerçekten sevmedin mi? Siz erkeklerin nesi var?’’

‘’Onları sevmedim çünkü hiçbiri benim istediğim gibi değildi.’’

‘’Peki sen nasıl birisini istiyorsun?’’

‘’Parayı, popülerliği, çevreyi ve son olarak da...’’ yüzünü işaret edip ‘’şu muhteşem görünümlü şeyi umursamayan, beni ben olduğum için seven birisini istiyorum.’’

‘’Vay canına. Etkilendim.’’

‘’Bak işte! Sende aynısını yapıyorsun. Sen benden etkilenmedin. Dış görünüşümden etkilendin.’’

Dikkatli bakıldığında gerçekten hoştu. Gözleri... Mükemmel bir şekilde parlıyorlardı.

Orta parmağımı gösterdim.

‘’Sana diğer kızlar gibi olmadığımı söylemiştim. Benim için o piçle dövüşmenden etkilendim aptal.’’

Gözlerini bana kenetledi ve beni dikkatlice süzdü.

‘’Vay canına. Asıl ben etkilendim. Normal kızlar bir teşekkür için kucağıma atlarlardı ve sen bana hareket çekmeyi tercih ettin.  Vazgeçtim, ben sana bir şeyler ısmarlıyorum.’’

                     

MEZUNİYET #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin