13.BÖLÜM - Korku ve Uyku

5.1K 312 29
                                    

Hey :D

Hala bölümleri koyuş şeklim düzene girmedi biliyorum ama yazmaya çalışıyorum :D İnşallah beğenirsiniz :D 

Sınır koymayı hiçbir zaman düşünmüyorum ama yine de vote'larsanız çok mutlu olurum :D

Multimedia Chloe :D

İyi okumalar :D

                                                          -------------------------------------------

 Birkaç saniye sonra gözlerindeki pişmanlığı gördüm.

Keşke bunu söylemeseydim pişmanlığını...

Kaç yaşında olduğunuzun bir önemi yok. Herkesin şu ana kadar sinirden gözlerinin dolduğu anlar olmuştur. Özellikle bu anlarda yapmanız gereken tek bir şey vardır:

Yumruklarınızı sıkıp tırnaklarınız avuç içlerine batana kadar sıkmak.

Böylece yaşadığınız küçük şoktan sonra sizi inciten kelimeler birer birer içinizden gelen ağlama hissini bastırır. Gözünüzdeki o lanet yanmanın bitmesi için de birkaç kere derin nefes alıp yolunuza devam edersiniz.

Her ne olursa olsun o anı unutmayacaktım. Bedenen sakin de olsam beni ruhen duygu karmaşası içine sokan o çocuğun bana sürtük dediğini unumayacaktım...

"Ne?" diyebildim sadece. Korkak ve dondurması yere düşen küçük bir kız çocuğu gibi tiz bir şekilde söylebilmiştim bu tek kelimeyi.

"Ben sana sürtük demek istememiştim. Lanet olsun, ben sana hiçbir şey demek istememiştim."

"Yalan söylemeyi bile başaramıyorsun Daniel. Aklından neler geçtiğini bilmek için gözlerinin içine bakmak yetiyor." dedim ve duraksadım. Ona bir adım daha yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattım.

"Ve ben şu an tam gözlerine bakıyorum. Gördüğüm tek şey ise öfke. Öfkelisin çünkü kızgınsın. Bana kızgınsın  çünkü saçma bir iddia yüzünden arkadaşını öptüm. Chris'e kızgınsın çünkü o da bana hiçbir şey sormadan karşılık verdi."

 Kendimde yeterli cesareti bulduğumda konuşmaya devam ettim.

"Asıl kendine kızgınsın çünkü ne hissettigini anlayamıyorsun..."

Ben bunları söylerken suratıma boş boş önemsizce bakıyordu. Ya da ben onun ne düşündüğünü anlayamayacak kadar salaktım...

Kalp atışlarını hissedebiliyordum. Aramızda mesafe denen şeyin olmaması vücudumun kasılmasına sebep olmasından başka hiçbir halta yaramıyordu.

''Haklısın.'' dedi duygularını bastırarak. Sanki neler hissettiğini dışarıya vurmamak için kendini zorluyordu. ''Sana şimdi de benim haklı olduğum bir şey söyleyeceğim.''

Kafamı uzun bir süre önce aşağıya doğru indirmiş beyaz converse'lerimin siyaha boyanmasını izliyordum. Aynı bu gecenin beyazdan siyaha bulandığı gibi...

Ben hala ne söyleyeceğini merak ederken bir elini belime doladı. ''Artık seni okuluna götürmem gerekiyor.''

''Bunda kesinlikle haklısın.'' dedim kafamı kaldırarak. Birden aklıma başka bir şey geldi.

''Hani şu oynadığımız oyun var ya...''

''Oyun?''

''İddia'dan bahsediyorum.''

MEZUNİYET #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin