25.bölüm - ''Yaşadıkları şeyler değil midir insanı insan yapan?''

3.2K 205 20
                                    

'Gitmeye hazır mısın?'' dedi ve emniyet kemerini taktı.

''Sen nasıl istersen.'' dedim ve camdan yolun kenarındaki ağaçların hızlı bir şekilde geçip gitmesini izledim.

İşte hayat da bu kadar hızlı akıyordu, kimse onu durduramaz, ondan kaçamaz ve neler olacağını bilemezken...

                                                             

                                                                      *   *   *   *   *   *   *   *


Ağzımdaki yanmayla birlikte kasıldığımı hissettim. Göz kapaklarımı açamıyor ama etrafımda olan bitenleri duymaya başlamıştım. Düzenli bir ritim duyuyordum.

Bu koku, farklıydı ve kesinlikle evimde olmayan bir kokuydu.

İşte o zaman her şey gözümde canlanmaya başlamıştı. Hastanedeydim.

Yalnızdım, korkuyordum...

Bağırmak için yutkundum güçlü bir nefes aldım ve buralarda bir yerde olduğunu düşündüğüm kişinin adını bağırdım.

''Max!''

Saniyeler geçmeden odanın kapısı kırılırcasına açıldı.

''Sonunda. Sonunda birileri uyanmış.'' dedi gülümseyerek.

''Hadi ama o kadar kötü müydü beni birkaç saatçik beklemek?''

''Saat mi?'' dedi bana garip bir ifadeyle bakarak. ''3 gündür baygındın.''

''Ne dedin?''

''Lena 3 gündür kendinde değildin. Sadece bir kere uyandın ve su istedin. Yanında olan hemşire sana suyunu verdi ve verdiği anda tekrar uykuya daldın ve bir daha uyanmadın''

''İnanamıyorum. Bu sadece... Sadece biraz önce olmadı mı? Yani merdivenlerden düşmem. Kafamı bir yere mi çarptım acaba?'' diyerek elimi kafama götürdüm.

Bana yine o bomboş bakan gözleriyle bakmaya başladı. ''Lena merdivenlerden düşmedin ki. Sen panik atak geçirdin. Kötü bir biçimde.''

''Ama ben merdivenlerden düştüğümü hatır-'' diyecekken sözümü kesti.

''Lena merdivenlerden düşüp kolunu kırman beş ay önceydi. İyi olduğuna emin misin?''

Şimdi de ben ona bomboş gözlerle bakıp ne diyorsun sen bakışı atıp konuşmasını bekledim.

''Hepsi benim suçum. Her şeyde senin üstüne yüklendim ve herkes seni suçlarken ben seni savunmuyordum. Bunlar, bunların hepsi ben senin yanında olsaydım daha kolay olurdu ve sen böyle bir atak geçirmezdin ve burada olmazdık ve...''

''Vee...'' dedim cümlesini bitirmesini beklerken.

''Lanet olsun Lena! Merdivenlerden falan düşmedin tamam mı? Şimdi gidip doktoru bulacağım ve en son beş ay önceyi hatırlamanın lanet nedenini bulup düzeltsinler çünkü beş ayda çok şey yaşadın ve artık daha fazla şeyi sen, ne ben, ne de ailemiz kaldırabilir? Neden hep sorun çıkaran sen oluyorsun ki?'' diye bağırıp odayı terk etti.

Başta benim bu halde olmamın sebebinin kendisi olduğunu söyleyip neredeyse ağlayacakken birden bu kadar hiddetli bir şekilde sinirlenmesini normal bulmamış olsam da o benim kardeşimdi. O Cooper ailesinden geliyordu. Bu ailede normal tanımına uyacak pek bir şey yoktu...

Birkaç dakika sonra içeriye beyaz önlüklü bir adam girdi. Kırklı yaşlarında olması onu daha da bilgili gösteriyor, kırarmış saçları bana bir kez daha tıp okumamam gerektiğini hatırlatıyordu.

MEZUNİYET #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin