Ders bitmis yolda eve dogru yuruyordu. Aslinda takisye bine bilirdi, yada Cem gotire bilirdi ama temiz havaya ihtiyaci vardi ve yurumek istiyordu. Bi yandanda dusunceliydi. Uzun zaman olmustu babasini gormeyeli, ve burnunda tutuyordu. Hep gelecegim diyip dursada, aon anda bi isi cikiyor engelleniyordu. Pek sikayet eden bi kisiligi yoktur ama yinede icten ice kiriliyordu. Babasiyla gezip eglenen cocuklari gordukce o kadar hosuna gidiyordu ki, hep babasiyla el ele gezmek istemisti. Onu parka goturmesinj, eglendirmesini, guldurmesini hayal ederdi. Belkide en cokda bu yuzden gulen bi karakteri vardi. Hayallerini baskalarinin uzerinde gerceklestirip, onlari guldurmeye calsiyordu. Belkide guluslerinin ardinda kac tane sayisiz huzun sakliydi.
Derin bi ic cekip ilk sapakdan saga sapti. Bi kahveye ihriyaci vardi. Doktoru ne kadar icme desede iciyordu. O olmaz, bu olmaz, o yasak, bu yasak. Peki ne yesindi bu kiz ama? Gorus acisina giren kucuk 'Cimen kafe' yazilan yere girdi. Bir iki defa gelmisti buraya. Gozunu etrafta gezdirirken masasinda oturnua telefonuyla ilgilenen Arazla karsilasti. Kaslari saskinlikla yukati kalksada gordugunu belli etmeden pencere kenarindaki yere oturdu. Simdi onunla didisecek, ugraaicak hali yoktu. Yanina gelen garsona dondu. "Hos geldiniz, Ne alirsiniz efendim?" Diyen garsona kisa bi bakis atip "sutlu bi kahve lutfen" dedi. Onaylayan garson uzaklasti ama Nazlinin sesini duyunca bile taniyan Araz onu fark etmisti bile. Arkasindaki kiza bakarken onun pencereden huzunlu bi sekilde disariyi seyrettigini gorunce merakla kaslari havaya kalkti. Bu tum gun okulda kah kahlariyla ortami eglendiren kizmiydi? Aniden kaslari catildi. Bi seymi olmustu? Ne acaba? Kendisini fark etmis olmasina ragmen donup ilgilenmeyecek kadar ne olmustu ki?
"Buyrun efendim" garsonun sesi ve onune koydugu kahveyle kendine geldi. "Tesekkurler" diye karsilik verince "afiyet olsun" diyerek uzaklasan qarsonub ardindan kisa bi bakis atarken onu seyr eden siyahlara takildi gozleri. Soguk ve sert siyahlara. Umursamadan onune donerek kahve kupasini eline aldi. Ozlemle derin bi ic cekip kafasini yeniden camdan disariya cevirdi. Yavas yavas kahvesini yudumlarken bi yandanda babasiyla gecirdigi az ama cok guzel gunleri hatirlamaya calisti. Ama ne yazik ki, bi turlu hatirlayamadikca sinirleniyordu. O kadar az ve ya o kadar uzun zaman olmus ki birlikte vakit gecireli, hatirlayamiyordu bile. Dusunce denizinin en derinlerine dalarken karsisindaki sandalyenin cekildigini, ve Arazin karsisinda oturdugunu bile fark etmisti. "Hop, ufaklik" nazli onunde siklatilan parmakla irkilip onundeki adama bakti. Saskin saskin kaslarini havaya kaldirip "sen ne zaman geldin? Yada oturmana izin verdigmi hatirlamiyorum" diye alayci bi sekilde sordu, huzununu saklamaya calisarak. Kimseye yikamazdi huzunlerini, kendi icinde yasar etrafina yalniz gulucukler dagitmayi severdi o. "Ben kimseden izin almam ufaklik. Yapmak isterim ve yaparim"ne ukala adamdi bu. Gozlerini oldugunca devirip "fazla kendini begenmissin. Biraz sade ol. Yada yalnis, fazla kendini begenmis gibi davraniyorsun...olmadigin halde" oyle bi konustu ki, sanki karsisi da insan sarrafi biriydi. Alayla gulup "ya...demek oyle olmadigimi dusunuyorsun. Peki sence nasil biriyim kedicik" duydugu kedicik lafina sinir olsada takilmadi. Direk cevap verdi "herkesin icinde sakladigi bi benligi vardir, senin gibi. " Bu sozune kaslari catilmis birazda gerilmisti. Bunu goren Nazli "tamam neyse...sen niye masama gelmistin bay ukala" lafi degismesi iyi olmus ve Arazin yuzunu guldurmustu. Hatta alay halini alarak "beni takip ettigini dusunmeye baslayacagim, buraya gelmen tesadufmu?" Aslinda tesaduf oldugunu biliyordu sadece bu kia ugrasmayi seviyordu. Omuz silkip " belki evet, belki hayir. Ama bir gun seni takip etmeyecegim anlamina gelmez..." Bu kiz gercekten cok fazla yaman ve hirsliydi. Tuttugnu koparan bi kiz ola bilirdi eger egitilirse. Egitilmedigi halde boyleyse, egitilirse tam bi ayakli bomba olacagi kesindi. Siritip one egili. "Deneme derim ufaklik, sonuclari agir olur " bu ustu kapali tehtidinin onu durdurmayacagini biliyordu ama bi umut sansini denedi. "En fazla olum olur. Ondanda korkan yok..." Bu lafina istemsiz kah kaha atmisti. Gercekten huzur vardi bu kizin yaninda. Gulmeden edemiyordu. Surekli laf sokup duruyor, yada laf yetistiriyordu ama fazla tatli ve masum birisiydi. Hele o gece mavisi gozleri yokmu, isil isil papralrken tam bi yildizi animsatiyordu. Siyah bi yildizi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cemberin Efendisi
Teen Fictiongizemli, sessiz, karanlik ve fazlasiyla ilgi cekici bi adam. sade, guzel, eglenceli, huzurlu ve hasta bi kiz.... "ne yaptim ben sana?" dedi kiz dolan gozleriyle. bi umut dedi, belki bi umut kurtulurum umuduyla bakti adamin gozlerine. ama tek bi insa...