Bu da Yunus arkadaşımızın hikayesidir
oy ve yorumlarınızı esirgemeyin canlar
sizleri seeviyoruuuz
Her zamanki gibi sırtımda bir buğday tanesi ile eve gidiyordum. Evet ben bir karıncaydım. Çok mutluydum çünkü kış yaklaşıyordu ve ben hazırlığımı tamamlıyor, yiyeceklerimi depoluyordum.
Yolda giderken yüzü gözü yara içinde bir karınca gördüm ve ona ne olduğunu sordum. O kayalıklardan düşüp yuvarlanmıştı. Hiç yanımdan ayırmadığım ilk yardım çantamı çıkarıp yarasını sardım ve hayır dualarını alıp oradan ayrıldım. Arkamda iki tane serseri tipli karınca vardı ve beni takip ediyorlardı. Bir anda sırtımdaki buğday tanesini alıp kaçmaya çalıştılar. Onları bir sonraki sokağa kadar kovaladım. Yaşlı biriydim ve nefesim kesilmiş dilim damağım kurumuştu. Onlar kaçarken önlerine dev gibi bir ağustos böceği çıktı ve ellerinden buğday tanesini alıp bana geri verdi. Ona minnettar olduğumu ve teşekkür ettiğimi söyledim.
Kış gelmişti havalar çok soğumuştu. O gece kapım çaldı. Açtığımda bir de ne göreyim. "Oydu evet işte o " . Bu ağustos böceğiydi. Üşümüş görünüyordu onu hemen içeri aldım. Bana karnının aç olduğu söyledi. Ona biraz yemek getirdim. Güzelce yedikten sonra teşekkür edip evimden ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bİ FARK
Cerita Pendek34 KİŞİDEN 34 HİKAYE tabi bu kişicikler 9. sınıf öğrencisi ve en beğenilen hikaye romana dönüşecek tabi ki siz değerli okuyucularımız sayesinde.