Bölüm 4

51 14 1
                                    

Sabahın saat altısında durmadan çalan alarmı bu sefer duvara fırlatarak uyandım. O kadar sert atmama rağmen hala sapasağlam ve hala ötmekteydi. Yataktan ölü gibi kalkarak alarma doğru yöneldim ve alarmı yerden kaldırarak kapatıp masanın ucuna indirdim. Bu alarmı elbet bir gün bozacağımı biliyordum hatta fazlasıyla bile bana direnmişti.

Alarmımla sürekli devam eden soğuk savaşımı bir kenara bırakıp lavaboya doğru yol aldım. Yüzümü yıkadıktan sonra odama tekrar dönüp dün geceden hazırladığım elbiselerimi giymeye hazırlandığım sırada kapıyı iki kere tıklatan babamın sesini işittim.

Elimdeki eşyaları yatağın üzerine bırakıp kapının önünde duran babama "Bir saniye" diye bağırarak yanına gittim. "Günaydın, hazırlanman bittiğinde aşağıya gel beraber gidelim, yola alışıncaya dek seni ben bırakıcam." dedi. Bense hala üzerimden atamadığım sersemliğimle başımı sallayarak onu onayladım. Daha sonra eşyalarımı giymek üzere adımlarımı yatağıma doğru yönlendirdim. Bir kaç dakikayı üniformaya boş boş bakarak öldürdüm.

Üniformayı giydikten sonra aynanın karşısına geçip saçlarımı çekiştirmeye başladım. Neyse ki saçlarım düz olduğundan dolayı beni fazla uğraştırmıyorlardı. Saçımın çoğunluğunu sol, azınlığını sağ tarafa verip bir kaç kez aralarında tarağı gezdirdikten sonra aşağıya, babamın yanına inip "Ben hazırım." dedim. Babam arabanın anahtarını almak için odasına çıkarken bende ayakkabılarımı temizlemekle meşguldüm. Birini temizlemeyi bitirip ötekine başlayacakken babamın merdivenlerden inip bana doğru geldiğini görünce hiç bozuntuya vermeden devam ettim.

Babam "Ben araba da seni bekliyorum." dedikten sonra aşağıya indi. Bende ayakkabılarımı silmeyi bitirdikten sonra saate baktığımda neredeyse saat 7 olmak üzereydi. Son bir kez daha lavaboya gidip saçımı düzelttikten sonra üzerime bir şey alma gereği duymadan çantamıda alıp evden çıktım.

Geldiğimi gören babam arabanın kapısını içten açtığı sırada ben arka kapıya doğru yöneldim. Bir kaç saniye boyunca babam ne olduğunu anlamaya çalışırken ben çoktan arka koltuğa oturmuştum. Çantamda kulaklığımı ararken babamın "Ne oluyor Irmak ?" diyen sesiyle bakışlarımı ona yönelttim ve "Ne mi oluyor babacım, gecenin bir yarısı annemle çıkıp gidin, bana da hiç bir şey demeyin, işte bu oluyor." dedim.

Ben bunları söylerken araba çoktan yola koyulmuştu. Babam sadece "Haklısın." demekle yetinmişti. Bende daha fazla sesimi çıkarmadan yol boyunca müzik dinledim. Okulun önüne geldiğimizde babam "Annen adına ve kendi adıma senden çok özür dilerim kızım." dedi daha fazla uzatmamamı istediğini belli eden emir verici bir tonda.

Sessizce başımı önüme eğip arabadan inmek üzereyken babam beni durdurup biraz harçlık verdikten sonra "İstersen çıkışta gelip seni alayım." dedi. Onu biraz sertçe reddettikten sonra okul girişine yöneldim. Aslında parayı almayacaktım fakat ilk günden böyle bir davranışı midemin kaldırabileceğinden pek emin olmadığımdan aldım. Öte yandan hiç bir yerini bilmediğim bir şehirde çıkışta evimi nerden bulacağım konusunda da pek bir fikrim yoktu.

Elimi cebime atıp telefondan saate bakmak üzereyken yanımdan dün gördüğüm çocuğun geçtiğini fark ettim. Nedense bir kaç saniye boyunca ne yapacağımı unutup hızlı adımlarıyla çoktan içeriye girip kaybolan Emir'in ardından bakakalmıştım. İçimi titreten serin bir rüzgar estiğinde kendime gelip saate bakmak aklıma gelmişti. Neden ona bakıp dona kaldığımı da anlayamamıştım.

Dersin başlamasına daha 15 dakika vardı. Bir kaç dakika daha bahçede oyalandıktan sonra okulun içine girip sınıfımı aramak üzere koridorlarda biraz turladıktan sonra 3.katta yeni sınıfımı buldum.

İçeriye girdiğimde sınıfta sadece 10 kişi vardı. Hemen hemen hepside meraklı gözlerini aynı anda üzerime diktiler. O süre boyunca kendimi ucube gibi hissetmedim desem yalan olur. Neyse ki içlerinden biri bu kuru sessizliği bozarak "Yeni mi geldin ?" dedi. Yüzüme tatlı bir gülümseme yerleştirip "Evet." diyerek başımı salladım. "Hoşgeldin." dedikten sonra eliyle pencere kenarındaki en son sırayı gösterdikten sonra "Orası boş istersen orada oturabilirsin." dedikten sonra sustu. Başka bir seçimim olmadığından mecburen gösterdiği yere oturdum.

SIRILSIKLAM AŞK (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin