ANLAMSIZLIK

90 11 7
                                    

"Sen daha burada mısın? Aşağıda tören başlayacak neredeyse."

O kadar dalmışım ki törenin bugün olduğunu dahi unutmuşum. Daha doğrusu unutmak istedim. Hiç havamda değilim açıkcası. Boş boş konuşmaların ortasında kalmak istemiyorum..

"Bak hâlâ oturuyor. Kalksana hadi."

Boş konuşmaların kralı susmuyordu. Beni bu koltuktan zorla kaldırmadan kendim sarsılarak kalktım. Kalkarken ayağım çöpe atmaya unuttuğum şişeye çarptı ve şişe yere yuvarlandı. Umarım içtiğimi fark etmez.
Tam kapıdan çıkarken kolumdan tuttu.

"Bir dakika sen içtin mi yine?"
Neden bu kadar şom ağızlıyım ki.

"Hayır Aral ne alakası var? Icmek ve ben güldürüyorsun beni"

Hiç inanmışa benzemiyor. Ama inanması lazım. Sonuçta hiç beklenmedik şeyler olmaya başladı ve ben artık kaldıramıyorum. Bir gün kendimi bırakacağım boşluğa. Belki o zaman tutar ellerimden..

Aşağı indiğimizde tören başlamak üzereydi. Etrafı baya iyi süslemişler. Sanki çok gerek varmış gibi. Hiçbir zaman sevmedim törenleri ve seveceğimi de sanmıyorum.Kürsüde o vardı. Baya şık giyinmiş. Üzerindeki elbise vücut hatlarını daha da ortaya çıkarmış. Saçlarını dağınık bırakmayı tercih etmiş. Ona olan nefretimi gözardı edebilsem çok güzel olduğunu söylerdim ama olanları unutamıyorum.

Konuşmaya başladı. Konuşurken ayrı bir havası vardı. Teşekkürler, tebrikler falan derken o konuştukça benim içimdeki nefret de git gide alevlenmeye başladı. Aral kolumu sıkıca tutuyordu ama ne fayda. Hatta kolumu biraz da acıtmaya başlamıştı. Elini bi hışımla ittirdim ve ayağa kalkarak bağırmaya başladım.

"Orada iyilik maskenle gülücükler dağıtmayı kes. Bir kaç gün önce neler yaptığını kimse bilmiyor. Hadi onları anlatsana bize. Nasıl yasadışı işler yaptığını. Ne oldu? Korktun mu? Yok yok sinirlendin. Ama merak etme benim kadar olamazsın. Mahvettin beni. Evet gülmeye devam et. Nasıl da hayatını karartım diye eğlen."

Ardından gözlerimi misafirlere çevirdim ve elimi onlara sallamaya başladım tehtidkar bir şekilde:

"Evet sizde bu sahtekârı dinlemeye devam edin. Hepinizden tiksiniyorum. Bedelini ödeyeceksiniz. Her kim yaptıysa ödeyecek."

Daha fazla devam edemeden güvenlik kollarımdan tutup oradan uzaklaştırdı. Sakinleştirmeye çalıştılar da ne fayda. Içimdeki yangın dinmiyordu. Kafayı yiyeceğim. Ellerim titriyordu. Sinirden ne yapacağımı bilemez bir hâl aldım.

Içimdeki yangında boğacağım onları. Yaptıklarının bedellerini hepsi ödeyecek. Ama daha öncelik nedenleri öğrenmem lazım. Ve ardından herkes yaptığının karşılığını görecek.

PUZZLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin