GERI DÖNÜŞ

42 7 2
                                    

          Hastaneden sonra evimin kokusunu özlemişim. O hasta yemeklerinden sonra midem pizzaya geri dönmek zorunda. Gerçi pizzaya da zam geldi.
   

          Telefonumda Anka'nın fotoğrafını görünce ağlama noktasına kadar geldim. Neden gittin ki? Bir haber dahi vermedin. Oysa her şekilde yan yanayız demedik mi. Seni bir gün bulacağım Anka. Bedeli ne olursa olsun.

           Tam koltukta rahatlamaya başlamışken kapı çaldı. Bir rahat yok zaten. Zar zor kalkarak kapıyı açtım.

 
       "Bu ne tembellik. Anca yat evde."

        Ve tahmin ettiğim gibi Aral ve dosyaları. Yardıma ihtiyacı var anlaşılan. Çalışma odama geçtik. Buraya uğramayalı uzun zaman oldu. Bir ara odayı toplayayım en iyisi.

   
           "Aden yardımına ihtiyacım var. Işin içinden çıkamıyorum."

        
             Geriye yaslanıp derin bir nefes aldım.
 

            "Hatırlarsan uzaklaştırma almıştım."

              Dalga geçen bir ifade ile yüzüme bakıp dosyaları masaya bıraktı.

             "O işi hallettim ben. Polisliğe ve bürona geri dönebileceksin. Hem de bir an önce. Ve bu dosyalarda ilk işimiz."

  
            Anlaşılan yine Asel yaptı yapacağını. Bu kadın neyin peşinde böyle. Aral daha fazla beni konuşturmadan dosyayı bana uzattı. Duruşumu düzelttikten sonra dosyayı açtım ve Aral'a anlatması için el işareti yaptım.

           "Dün 21.00 saatlerinde Beylükdüzü Eğitim Vadisi Blv.'da 25 yaşlarında; kumral, uzun boylu, 70 kilolarında bir erkek cesedi bulundu. Ceset adli tıpta şuan. Kişi hakkında araştırma yaptık. Bir şirkette satış departmanında çalışıyormuş. Bir sevgilisi varmış. Kızla daha konuşmadık. Ailesiyle yaşıyormuş. Ailesi ile de konuşmadık. Bir düşmanı olduğunu düşünüyorum. Yani bir nevi kız meselesi. Sen ne diyorsun bu konu hakkında?"

            Gözlerimi hafif kıstım ve olanları hayal etmeye çalıştım ama pek fazla bilgi yoktu elimizde.

            "Iş cinayeti de olabilir. Başarılı biri ise bazılarının çıkarlarına zıt gitmiştir. Adli tıptan bilgi gelene kadar kız arkadaşı ve ailesiyle konuşalım. Bazı şeyleri netleştiririz."

           Her yanım ağrıyor ama görev kutsaldır. Özellikle bu görevler Asel'in tarafından geliyorsa. Bu işin peşini bırakmayacağım.
   

            Kız arkadaşını şirkette bulduk. Insanın sevdiği ölüyor. Hatta bir kaç saat önce. Buna rağmen nedir bu iş aşkı anlamadım. Kapıyı tıklayıp içeri giriyoruz. Kendimizi tanıttıktan sonra masaya oturuyoruz. Ben kızı izlerken Aral da konuya girmeye çalışıyordu. Kızı gözleri yeşil, saçları siyah ve uzundu. Yüzü uzundu ve hatları çok belliydi. Alımlı bir hali vardı. Bir o kadar da soğuktu.

             "Biz Istanbul Cinayet Büro'dan geliyoruz. Sevgilinizin ölümü hakkında konuşmak için. Ne kadar oldu siz tanışalı anlatır mısınız?"

             Kız saçlarının arasından ellerini geçirdikten sonra masada birleştirdi. Zorlanıyor gibiydi. Ya da kaçamak arıyordu.

             "Biz bu şirkette tanıştık. Ben buraya dört ay önce geldim. Birbirimize başta arkadaş gibi yaklaştık. Sonra duygusal bir bağ oluştu. Iki aydır sevgiliydik. Ona bunu kim yapar bilmiyorum. O çok iyi bir insandı. Şirkette terfi dahi alacaktı."

            Açıkcası ben anlattıklarına inanmadım. Gözlerinde dahi yalancılık vardı.

           "Şirketten çıktıktan sonra size nereye gideceğini söyledi?"

            "Bana eve gideceğini söyledi."

             Boğazımı temizledikten sonra sorma sırası bendeydi. Aklıma çok takıldı doğrusu.

             "Sevgiliniz öldürülüyor ve siz hâlâ şirkette özellikle de bu saatte çalışıyorsunuz. Doğrusu iş aşkınız çok yüksek."

             Kız ayağa kalktı ve masanın üstündeki evrakları göstererek bana garip bakışla baktı.

              "Gördüğünüz gibi bir çok evrak dosyalarım var. Sabaha kadar hepsini gözden geçirmem lazım. Mesai saatim. Işten atılmayı istemem."

               Aral bana bakarak kalkalım dedikten sonra. Kartımızı vererek dışarı çıktık. Arabaya binene kadar hiç konuşmadık.

                "Bence yalan söylüyor. Yüz ifadesi dahi ele veriyor bunu."

                Arabayı çalıştırdıktan sonra gencin evine gitmeye başladık. Asel bu savaş konusunu iyi biliyor. Verdiği dosya tam bir girdap.

                "Aden bence kadın doğruları söylüyor. Evrakları görmedin mi? Ayrıca mesai saati olduğuna eminim araştırdım."

              Bunlar onu aklamaya yetmez. Daha gerçekci kanıtlar lazım. Neyse ki ailesinin evinin önüne geldik. Içeri girdikten sonra kendimizi tanıttık. Annesi ağlıyordu. Babasının bakışları ise donuktu. Ailesinden pek bir bilgi çıkmadı. Annesi sevgilisiyle olan ilişkiyi onaylamadığından bahsetti. Babası da işteki başarısından bahsetti.

             "Aden kamera kayıtları geldi. Caddenin başındaki kamera da tek olduğu belli. Cinayetin olduğu zamanlardan yarım saat sonra falan caddeden şüpheli biri çıkıyor. Ama kim olduğunu tespit edememişler. Elinde bir çanta varmış ve hızlı hızlı yürüyormuş. Sence bunu yapan o mu?"

  
              Tam cevap verecekken adli tıptan aradılar. Ani bir yol değişimi ile adli tıpa geçtik.

          
             "Gencin üzerinde tehlikeli bir şey yok. Hatta sigara dahi içmemiş. Kanında herhangi bir maddeye rastlanmadı. Fakat dudakları yok. Yani bıçak veya çakı ile yerinden oyulmuş."

              Midem bulanmaya başladı sanırım. Bunu kim neden yapsın ki?

             "Aden sanırım buldum. Tek bir işimiz kaldı geriye."

          

 

 
        

PUZZLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin