KARIŞIKLIK

35 4 0
                                    

           Sabahın körü ve ben ofisteyim. Çünkü saçma kuruntularım uyutmadı. Kamera kayıtlarına ve dosyalara bakmam lazım. Asel yalan söylüyor. Daha doğrusu benden bir şeyler saklıyor. Mutlaka öğrenmem lazım. Yoksa boğulup gideceğim.

            Kamera kayıtlarından pek bir şey çıkar mı bilmiyorum. Yine de her ihtimali düşünmek lazım. Kamera kayıtlarının olduğu yere girerken kimse fark etmiyor. Bir ara şu odayı da temizlesinler. Bürodaki bu koku nereden geliyor diyordum ben de. Ve kamera kayıtları açılıyor...

           Tarih 15.12.2015 saat 12.30 ve işte evet Anka odaya giriyor. Çok tedirgin. Ellerinin titremesi kalbimin ritmini dahi değiştiriyor. Odada kamera olmadığı için ne yaşandığını bilmiyorum. 25 dakika sonra içeriden  sinirle çıkıyor. Ve sanırım ağlıyor da. Ama Asel bana böyle bir şeyden bahsetmedi. Biliyordum. Yalan olduğunu anlamıştım. Ardından odadan Asel dosyalarla çıkıyor ve yüz ifadesi donuk. O dosyalarda ne vardı? Anka neden ağlıyordu? Ne yaşandı o odada? Kafayı yemek üzereyim. Sanırım boğuluyorum. Sorduğum hiçbir sorunun cevabını alamıyorum.

          Asel'in odasına gizlice girerek dosyalarını karıştırmaya başladım. Kayda değer hiçbir şey bulamadım. Hep gereksiz dosyalar vardı. Asel kadar zeki bir kadın önemli dosyalarını neden odasında bıraksın ki aptallık ben de. O dosyaları ele geçirmem lazım. Ama şüpheleri üstüme çekmeden yapmalıyım. Bu yüzden şimdi sırası değil. Zamanı geldiğinde öğreneceğim her şeyi.

           Odamda çalışıyormuş gibi yaparak planlarımı kurguladım. Her şeyin bir zamanı var. Herkes benimle birlikte yanacak.

           "Ooo Aden Efendi günaydınlar. Erkencisiniz bakıyorum. Nedir bu iş aşkı? Yoksa aşkınızın gözüne girme çabaları mı bunlar?"

              Ben de diyordum ki nerede kaldı bu boş boğaz. Sabah sabah yine saçmalıyordu. Ama elindeki börekler için bunlara dayanacağım.

           "Uyku tutmadı da. Zaten yeni geldim. Börek mi o?"

           Elindekileri fark ettikten sonra hemen arkasına sakladı ve neyden bahsettiğimi bilmiyormuş gibi davranmaya başladı.

            "Ne böreği? Iyi misin sen sabah sabah? Neyse kalk yerimden. Işim var daha. Oyalama beni."

              "Ne işiymiş bu? Ayrıca börekleri gördüm. Bana getirmediysen kime o börekler?"

               Kalktığım yere oturduktan sonra derin bir nefes aldı. Bugün çok şıktı. Var bir şeyler ama neyse.

  
             "Ben kendime getirmiş olamaz mıyım? Ayrıca bana bakmayı kes. Biraz değişiklik şart öyle değil mi? Neyse kalk kahve getir bana hadi boş boş durma."

             Hareketlere bak ya. Kesin bir kız var. Öğrenirim ama ben. Ayrıca o böreklerde benim.

            "Günaydın gençler. Sohbetiniz bittiyse toplantı odasına gelin."

            Birileri rahat durmuyordu anlaşılan. Daha bir dosya kapanmamıştı oysa. Toplantı odasına gittiğimizde herkes yerinde oturuyordu. Bir tek biz eksiktik. Asel dosyayı açtıktan sonra konuşmaya başladı.

          "Bugün gece 2.20 civarlarında bir ceset bulundu. Adı: Çağlar, Yaşı:25, Genetik mühendisliği son sınıf öğrencisiymiş. Diğer ayrıntılı bilgileri sizlere vereceğim. Ailesi burada yaşamıyormuş. Ailesine haber verildi. Genç şuan morgta. Adli tıp raporlarında sigara ve alkol kullandığı yazıyor fakat ölüm sebebi kan kaybı. Elleri bileklerinden itibaren kesilmiş. Üzerinde para vardı. Yani bir hırsızlık olayı olması imkansız. Kamera kayıtlarına maalesef ulaşamıyoruz. Gencin hayatını Aral sen araştırıyorsun. Adli tıp raporları Aden sen de. Biraz daha araştır. Ailesi Sercan sen de. Üniversite bilgilerini de Aylin sen al. Gencin çevresini de ben araştıracağım. Saat 3'te herkes burada bir şey bilerek bulunsun. Şimdi çıkabilirsiniz."

            Bugün biraz daha iyi görünüyor. Kırmızı elbise ona çok yakışmış. Ama bunların sırası değil. Aral kağıtlarını aldıktan sonra gitti. Herkes dağıldıktan sonra böreklerden arakladım. Çok güzeldi tadı. Umarım aldığımı fark etmez. Yoksa yenilerini bana aldırana kadar susmaz. Kimseye gözükmeden adli tıp bürosuna gittim.  

            Oradaki kadın, gencin bulunduğundaki fotograflarını gösterdi. Kan değerlerini, hastalıklarını falan. Kan kaybından ölmüş evet. Elleri komple yok. Ölmesi bir kaç dakika sürmüş. Etkisiz hale getirilmiş muhtamelen. Çünkü burnundan eter kokusuna dair izler bulunmuş. Kayda değer pek bir şey yok. Bir insan neden ellerini almak istesin ki? O eller ne fayda sağlayabilir? Belki de genç çok zengindi ve kasalarının şifreleri parmak okuyucu sistemi ile çalışıyordu. Bu daha mantıklı. Ama bu çok uçuk bir ihtimal. Belki de o eller sadece bir gösteriş yapmaya ve dikkatleri dağıtmaya çalışan bir seri katilin işidir.

        Dikkatimi tam toplamışken telefon çaldı. Bu durumdan nefret ediyorum.
   
       "Efendim?"

       "Aden toplantıyı biraz erkene alıyoruz. Işin bittiyse hemen büroya gel. Önemli şeyler var."

        Tamam deyip telefonu kapatıyorum. Bu kadar önemli olan ve Asel'in ses tonundan da anlaşılacağı kadar ortamı geren olay ne?

         Adli tıpdan çıkıp arabama biniyorum. Tam arabayı çalıştırıp kolumu geriye attığımda yan tarafta bir şey fark ediyorum. Arabayı durdurup poşeti elime alıyorum. Poşetin içinden bir hediye paketi çıkıyor. Bunu buraya kim, nasıl koydu ki? Etrafıma bakınıyorum telaşla. Arabanın içinde kimse yok ve hiçbie iz de yok. Dısarısı da sakin görünüyor.
Tekrar yerime oturup paketi açıyorum yavaşça. Sanki elimde patlayacak bir şey varmış gibi titizlikle paketi yan tarafa koyuyorum.

         Biri benimle dalga mı geçiyor? Bir tane puzzle parçası. Ne olduğu anlaşılmayan bir resmin parçası gibi. Elime alıp arabadan dışarı bakınıyorum. Köşe başındaki simitçinin sesinden başka hiçbir şey yankılanmıyor kulaklarımda.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 11, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PUZZLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin