Adsız Bölüm 34

246 10 0
                                    


kalbimin ortasında yanan ateşe aşk demişlerdi . sizin ibrahim dediğinize ben aşk diyordu. herkese karşı aslan olan bu kız onun yanında kedi oluyordu . o benim içimdeydi. kalbimin en derinlerindey

di . önce kalbimi sonra bütün vucudumu ele geçiren bir hastalıktı. içime bir tohum atmıştı bu tohum onun bir başıyla bile sulanıyor böylece dahada büyüyordu. hümaşah bunları yazdıktan sonra

nerin bir nefes alarak arkasına yaslandı . gözlerini kapattıgında hemen uykuya daldı halbuki çok zor uykuya dalardı . - rüya - kendini ıssız bir ormanın içinde buldu . etrafına bakıyor ve ibrahim

diye bağrıyordu o sırada bir kol onu çekti ve kendini sarayda ve bir tabutun başında buldu herkes burdaydı kösem turhan ahu ve diğerleri bütün paşa ve askerlerde ordaydı kösem sultan eğildi ve

birden ibrahim ortaya çıktı tabut gitmişti ve yerde ibrahim yatıyodu bembayazdı hümaşah bağrıyordu ibrahim diye kimse sesini duymuyordu . hümaşah ibrahim diye bağırdı o sırada içeri ahuyla

banu girdi ahu - hayırdır hünkarımızı rüyalarındadamı görüyorsun dedi ve sürahiden su doldurup verdi banu - turhan ... o napıcaksın hümaşah - hiç birşey o benim dostumdu kan kardeşimdi

benim ibrahime aşık oldumu bile bile neler yapmış onun cezasını Allah versin . o sırada üçüde yastıga baktı banu hayırrr ahuyla hümaşah evettt yastıklarıda alıp yastık savaşı yaptılar ibrahim içeri

girdi hepsi elindeki yastıkları bıraktı ahu - öhü öhüm eee banu biz gidelim ... hünkarım der ve eğilirler giderler

hümaşah güler ibrahim ona yaklaşmaya başlar- kötü bir şey yok okumaya devam edebilirsiniz-

hünkarım diye geliyosunuz siz .... gelmesenizmi avuç içleri terledi sıcaklık bastı ibrahim onu duvara yasladı

hümaşah gözlerini kapadı ibrahim fısıldayarak

1. Zülf-i siyâhı sâye-i perr-i hümâ imiş

İklîm-i hüsne anun içün pâdişâ imiş

1. Sevgilinin siyah saçları, hüma kuşunun kanadının talih bağışlayan gölgesi imiş.

Onun için o güzellik ülkesinin sultanı imiş.

2. Bir secde ile kıldı ruh-ı âfıtâbı zer

Hâk-i cenâb-ı dûst 'aceb kîmyâ imiş

2. Bir secde etmekle güneş gibi güzel yüzü altına dönüştü

Sevgilinin çevresinin toprağı nasıl bir kimya imiş

3. Âvâzeyi bu 'âleme Dâvûd gibi sal

Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş

3. Yüksek sesini bu aleme Davut gibi sal

Çünkü bu gök kubbede baki kalan ancak hoş bir seda imiş.

4. Görmez cihânı gözlerümüz yâri görmese

Mir'ât-ı hüsni var ise 'âlem-nümâ imiş

4. Gözlerimiz sevgiliyi görmezse dünyayı görmez olur.

Onun güzelliğinin aynası varsa dünya görünür olur.

5. Zülfün esîri Bâkî-i bî-çâre dûstum

Bir mübtelâ-yı bend-i kemend-i belâ imiş

5. Bu biçare Baki zülfünün esiridir sevdiğim,

Bela kemendinin esaretinin bir tiryakisi imiş.

hümaşah gözlerini açtı tebessüm etti başını eydi ibrahim onu kaldırdı ve öptü ..........................

arkadaşlar dikkat ederseniz benim bölümlerim kısa ve net oluyor bende istesem uzun uzun yazarım ama bir süre sonra sıkılırsınız bu yüzden böyle yazıyorum kapak yapmak isteyen veya bölüm yazmak isteyen varsa bana mervenaz134@gmail.com adresinden ulaşabilir 

HÜMAŞAH SULTAN : TABLO GİBİ -Tamamlandı -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin