Resmen uyukluyordum.Tabi bunda dersin Tarih olmasının etkisi yok desem yalan olurdu.Dün gece doğru dürüst uyuyamamıştım.Babamın beni ilk defa sevdiğini düşünmüş ama sevgisinden dahi korkmuştum.Son bir kaç haftadır bana olan tavrında farklılıklar vardı.Fakat çok üzerinde durmamıştım.Ama bir anda yaşadığımız o kısa sevgi gösterisi de neydi öyle ? Babam olacak o sevgi yoksunu resmen beni yanağımdan ve alnımdan öpmüş bir nevi bana sarılmıştı.Ya başına taş düşmüştü ya da bu işin içinde bir şey vardı. Hele ki o son kurduğu kısacık cümleden ne çıkarmalıyım bilmiyordum.
"Dün sana mesaj attım neden cevap vermedin Ceylin ? Bir sorun yok değil mi ?" beni uykusuzluğuma sebep olan düşüncelerden kurtaran Eda'dan başkası değildi.Ona her şeyimi anlatırdım. Ama içimden dün olanları anlatmak gelmedi."Babam bana çok iyi davranmaya başladı korkuyorum." desem ben de bir gariplik olduğunu düşünebilirdi.
"Yok canım bir şey olmadı.Dün eve gittiğimde başım ağrımaya başladı.Direk uyudum ben de.O yüzden görmemişim mesajını."
"Belli oluyor baksana o kadar çok uyumuşsun ki enerji dolusun." dedi inanmadığını ima ederek.
"Gerçekten uyudum Eda. Baş ağrım geçmedi sadece hala ağrıyor."
"Peki öyle olsun bakalım." Neyse ki üzerinde çok durmamıştı.Yoksa dayanamayıp anlatırdım.Çünkü gerçekten başım ağrıyordu ve hiç bir ısrarı çekemezdim şu an.
Öğle arasına girmiştik.Evden hazırladığım ekmek arasını yedikten sonra sıkıldım ve biraz hava almanın iyi geleceğine karar verdim.Tabi ki bu kararımda Ali 'yi görme ihtimalimin etkisini yok sayamam.
Onu düşündüğüm zaman kaybolan tüm umutlarıma aralık bir kapı beliriyordu zihnimde. Nereye açıldığını kapının ardında beni neyin beklediğini bilmiyordum.Ama kapı tamamen açılsa hiç düşünmeden geçerdim içinden.
"Eda dün için teşekkür ederim sana. Sayende onunla konuşma fırsatı yakaladım."
"Önemli değil Ceylin ama sen konuşmuş muydun ben pek sesini duyamadım da."
"Eda anca o kadar oldu.Heyecan tüm duyularımı etkisi altına almış beynimden çok beni o yönetiyordu."
"Neyse önemli olan devamının gelmesi." dedi gülümseyerek.
"Hadi bahçeye falan inelim. Hava almak istiyorum biraz." dememle Eda başıyla onayladı ve ayaklandık.Sınıftan çıkınca geniş koridorda yürümeye başladık. Gözlerim her yerdeydi. Onu arıyordum her yerde. Merdivenlere yöneldiğimiz sırada Deryayla karşılaştık.
"Kızlar naber ? " demişti gülümseyerek.
"İyiyiz canım sınıftaydık sıkıldık biraz hava almaya iniyoruz. Sen nereye böyle?"
"Ben bir lavaboya gidip bizimkilerin yanına geçeceğim. Bekleyin birlikte gidelim."
"Olur bekliyoruz burada öyleyse." diye atılmıştım direk. İkisi de bana bakıp gülmüşlerdi. Derya gittikten sonra Eda hemen lafa girmişti.
"İnşallah dün olduğu gibi dilin tutulmaz Ceylin."
"Dalga geçme Eda ya ne yapayım onu görünce heyecandan ne konuşacağımı bilemiyorum ki."
"Tamam heyacanlanman normal ama sen put gibi durup çocuğa bakıyorsun. İlk günden kendini ele vereceksin kızım."
"Ay gerçekten mi çok mu belli ediyorum?" dediğim sırada Derya gelmiş ve susmuştuk.
"Hadi kızlar yarım saat var teneffüsün bitmesine." diyerek peşine takılmamızı sağlamıştı.
Kantine girer girmez Ali gözüme çarpmıştı. Onu her gördüğümde böyle büyülenecek miydim ? Anlamasından deli gibi korkmama rağmen gözlerimi ondan alamıyordum.Yaklaştıkça beni buralardan alıp onunla kurduğum düşlere sürükleyen kokusu burnuma geliyordu. Saçımı kulağımın arkasına yerleştirdim ve tam karşısına oturdum.
![](https://img.wattpad.com/cover/93880219-288-k501948.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYKIRIŞ
General FictionAile içerisinde başınıza gelebilecek en kötü en korkunç şey nedir? Aklınızdan geçen milyon tane cevaptan belki biri belki de hiç biri. Fakat en kötüsü en korkuncu. Bu kadar mutsuzluğun içinde Aşk'a ne kadar yer var? Belki çok belki yok..? ...