Bölüm 5

332 9 0
                                        


İlk ders bittikten hemen sonra teneffüste Eda'ya Aliyle aramızda olan tüm konuşmayı attığı mesajı ve her şeyi anlatmıştım. Eda ağzımdan çıkan her kelimede şoktan şoka giriyordu. Hakkı da vardı yani. Ben bile anlatırken inanmakta zorluk çekiyordum.

"Kızım çocuk resmen ilan-ı aşk etmiş."

"Hem de bana inanabiliyor musun ? Ben ona uzaktan uzağa hayranken oda bana karşı boş değilmiş."

"E bir teşekkürü hak ediyorum ama ilişkinizin mimarı benim resmen."

"Gerçekten öyle. Senin sayende yan yana gelebildik. Canım arkadaşım her şey için çok sağ ol."

"Ne demek biz bugünler için varız." diyerek saçlarını savurmuştu şımarıkça. Ama tüm övgüler onun hakkıydı. Bu mutluluğu onun sayesinde tadıyordum.

Dördüncü dersin ortasında telefonumun titremesiyle kendime geldim. Ali'yi düşünmekten kendimi alamıyordum. Telefonu öğretmen görmeden elime alıp gelen mesajı açtım.

"Öğle teneffüsüne kadar sabredemeyeceğim. Teneffüste arka bahçeye gelir misin ?" Kalbim yerinden çıkacaktı. Ben onu düşünürken o da beni düşünüyordu. Ve beni görmeden daha fazla durmak istemiyordu. Bu benim hayallerimden bir kesit gibiydi. Hayallerim gerçek oluyordu. Onun cesaret edip söylemediği sözcükler zihnimde belirmişti. Ali beni özlemişti.

"Ben de seni özledim. Zil çalar çalmaz orada olacağım." yazıp direk göndermiştim. Bunu nasıl yazdım bilmiyorum. Ama sanırım ondan bulduğum karşılık bana cesaret veriyordu. O nasıl cesur olabiliyorsa duygularında bende olabilirdim.

Mesajıma cevap vermemişti. Doğruyu söylemek gerekirse bu az evvel ki cesur halimi biraz zedelemişti. Ama yine de heyecanla zilin çalmasını bekliyordum. Mesajı Eda' ya göstermek için onu dürttüm ve telefonu uzattım.Eline alıp mesajları okuduğunda ses çıkarmadı ama gülerek ve gözleriyle bana güç verdi. 

Zil çalar çalmaz Eda'ya çevirdim başımı tüm heyecanım gözlerimden akıyordu resmen."Sakin ol Ceylin. Çocuk sana aşık zaten. Yaşadığınız bu güzel hislerin tadını çıkarmaya bak."

"Haklısın sanırım. Ben gidiyorum o halde daha fazla bekleyemeyeceğim." Eda' nın tamam demesine fırsat bile vermeden çıktım sınıftan. Bahçeye inene kadar çok gergindim. Yine susup kalmaktan çok korkuyordum yanında. Onu sıktığımı düşünüp iyice geriliyordum. Yol boyu kendime sakin olmamı söylediğim telkinlerde bulundum. Ta ki onu görene kadar..

Koşup boynuna sarılmamak için zor tuttum kendimi. Şimdi karşımda ki bu harika çocuk bana aşık mıydı hakikaten ? Bunu hak edecek ne yapmıştım ki ben ? Cevaplar umurumda değildi. Bir an önce yanına yaklaşıp gözlerinin güzelliğinde hapsolmak istiyordum.Adımlarımı hızlandırdım. Beni görünce oturduğu banktan ayağa kalktı. "Birini mi bekliyordun." dedim gülerek.

"Görmek için saniyeleri saydığım çok hoş bir kızı bekliyorum."

"Öyleyse ben gideyim." bozulmuş gibi yaparak söylemiştim bunu.

"Gidemezsin küçük hanım çünkü beklediğim sensin. Gel bakalım oturalım şöyle." beni beklerken oturduğu bankı işaret etmişti. Başımla onaylayıp oturdum. O da hemen yanıma geçince o harika kokusu doldu burnuma yine.

"Ali biliyor musun seninle geçirdiğim her an öyle güzel ki gerçekliğini sorguluyorum."

"Hepsi gerçek Ceylin bak kalbim senin için nasıl hızlı çarpıyor." Elimi kaldırıp kalbine dayadı. İşte bu gerçekti. Avucumda çarpan kalbinin güzelliğini hissediyordum. Gözlerimi yüzündeki her noktada gezdirdim. Elimi yavaşça kalbinden indirdi ama bırakmamıştı.Aksine sımsıkı tuttu. Elim elindeyken ikimizin arasındaki çekimi çok daha net hissediyordum.

HAYKIRIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin