Sabahın gün ışıkları odama dolan kristal parlaklığı gibi doluyordu içeriye. Kuşların artık cıvıldamaması, şehir yerinde olmayan horozların ötmemesi, baharı müjdelemeyen her olay, kara kışın geldiğini gösteriyordu. Halk diliyle eşek donduran güneş odama sızmaya başlayınca yavaşça gözlerimi araladım.
Ne zor bişeydi sıcacık yataktan kalkıp okula gitmek ve gerçekten bu sefer gitmek istemiyordum. Telefonum mehter marşı gibi çalmaya başlayınca uykum yarıda kesilmişti. Bu şaka dimi ? -ooofff oooffff-Günlük rutin işlerimi hallettikten sonra ayna karşısında dikildim. Saçlarımı tepeden düzgün şekilde topladıktan sonra uçlarını düzleştirdim. Yüzümü ve ellerimi kremledikten sonra nemlendirici ruj ve rimel sürdüm, hafif gözlerime siyah sürme çektikten sonra elmacık kemiklerimi fırça yardımı ile belirginleştirdim.
Çantamın İçindeki defterleri çıkardıktan sonra haftalık ders çizelgemden çarşamba günü hangi dersler var diye baktım. Türk dili- tarih- ingilizce alsam yeterliydi diğer dersler seçmeli.
Okul formamız olan bordo kazak altına siyah pantolonu giydikten sonra boyunluk takıp montumu giydim. Çantamı alıp odamdan çıktım.
Merdivenlerden inerken annemin kızartma yaptığını anladığımda acıktığımı anladım.
Annemin yanağına masum bi öpücük kondurup masaya geçtim. Masada mayonez görmeyince buzdolabına yöneldim. Dolap ağzına kadar doluydu. Aklıma bir fikir gelmişti ve ben azcık salam ve kaşar ayıklayıp poşete koydum. Mayonezi alıp masaya geçtim. Patates kızartmalarını mayonezliyip afiyetle yemeğe başladım. Annem son olarak çayları döktü ve masaya o da oturdu. Sessizce kahvaltımızı ederken annem boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.
-" hazel yakında babanın şirketinden gelecek yüklü miktarda para var ki biliyorsun babanın vefatından beri şirket yönetimlerinde ben duruyorum. Yani bu parayla senin 15 günlük tatilinde şubatta anneannenin kasabasına gidelim hem dinlenmiş oluruz ne dersin ?
Harika bir fikirdi bu. Şimdiden heyecanlanmıştım.
-" anne harika bi fikir bu. Ama daha 3 4 ay var ya çok uzun hemen geçsin zaman da şu lanetli yerden kurtulalım.
-"şştt deme öyle çok ayıp."
Kendimi bildim bileli tatillerde anneannemin kasabasına gideriz. Geçimleri çiftçilik, tarım, hayvancılık olduğu için birçok şey taze ve doğaldır. Oraya beni hayran bırakan şey ise gerçekliktir. Ne korna sesleri ne uzun binalar var. -ya zaman çabuk geçsin yaa-
Kahvaltımı bitirip alt kattaki banyoya girip dişlerimi fırçaladıktan sonra ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Çıkarken almayı unutmadığım salamla kaşarları elimde tutmaya başladım. Her sabah alt sokağı dönerken duyduğum miyavlama seslerini yine duydum. Gelen seslerin olduğu tarafa doğru yöneldim. Ufacık minnacık kedicikler karşımda onlarla kesişiyordum. Salam ve kaşarları çıkarıp eşit şekilde farklı bölgelere pay ettim. Nasılda acıkmışlar ♡. Onların doymayacağını anladığımda az ileride soldaki bakkala gitmeye başladım. Dışarısı gerçekten soğukmuş. İçeri girip 1 ekmek, gram kaşar ve 2 şişe su aldım. - Ya birdaha onları göremezsem ?- Çıkarken bakkalın kapısının kenarında enleme uzun geniş bi kutu gördüm. Geri dönerek kediler için eğer kullanılmayacaksa alabileceğimi söyledim. İçerideki bey amca kabul etti.
Kedilerin yanına gidip onları teker teker kutunun içine koydum.
Yaklaşık 20 dakika sonra okula girdim. Biliyordum sınıfa alamayacağımı bu yüzden kantinci abiden rica edip bu okul çıkışına kadar onları saklamalarını istedim. Azcık ikna etmek için çabaladıktan sonra acele acele sınıfa girdim. Öğretmenler zili çalmış ama daha öğretmen yoktu bende sırama geçip oturmaya başladım.
Arkamdaki sınıf arkadaşım Elif'e dönerek-" kanka ders ne ?" Dedim aceleci tavırla.
-" edebiyat kanka "
▪▪▪
Gerçekten hayatımda gördüğüm en sıkıcı dersti.
Teneffüs zili çalmıştı ve ben sıramdan kalkıp Melike'nin yanına oturdum.
Derin nefes alarak
-" kanka sana anlatmam gereken bi olay var " dedim tereddütler içinde.Melike tek kaşını kaldırarak
-" sende bi haltlar var dökül bakalım küçük maymun" dedi.Derin nefes alarak avuç içlerimi pantolonuma sildim. Ve tek nefeste bu 2 notu gizli mesajı anlatıp uygulayacağımı çünkü sıradanlıktan çok sıkıldığımı anlattım.
Melike biraz durakladı. Sonra gülümsedi ve o da kabullenerek söze atıldı.
-" öğleden sonra kaçıp alışveriş yapıyoruz o zamansa" dedi.
-" işte benim kankam be" diyerek boynuna atladım.
▪▪▪
Kendi dolabımın önüne geldiğimde delil aramak 1 not daha aramak için bakındım. Etrafta öğrenciler büyük ses yığını oluşturuyordu. Dolabımın üstünde x yazısını gördüğümde telefonumun flashını kapatıp fotoğraf çekerken arkamda bi flash patladı. BULDUM SENİ. Diyerek saniyede önüme döndüm. Şapkalı ve üzerine kapüşonlu giymiş yüzünü görmediğim çocuk arkasını dönüp erkekler tuvaletine girdi. Hemen ardından koşarak erkekler tuvaletine bağırarak
" EĞER X SENSEN BİL Kİ BAŞIN ÇOK PİS BELADA KÜÇÜK APTAL" diyerek önüme döndüm. Tüm okul sanki önümde bana bakıyordu. Çok büyük utanç.Bugün yakalayamadım. Ama sanmasınlar ki bu demek oluyor vazgeçiyorum. Hayır vazgeçmiyorum. Elbet Birgün kim olduğunu bulacağım.
▪▪▪
4 ders geçmiş şuan öğlene girmek için çırpındığımız 5. Dersteyiz. Ders matematik ve ben içten içe çok sıkılıyordum. Melike'ye mesaj atmaya karar verdim.
Hazırlan 5 dakika var Melike.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ekim'de Ekin Aşkı
RomanceNe zaman oldu hatırlamıyorum... bir anda her şey kötü oldu. Vücudum pek hasar almadı ama şu ciğerlerim, kalbim, göğsüm komple can çekişti. İçime atmam gereken cümlelerim, anılarım, hatıralarım kaldı ama içimde sığacak yer yoktu. Bende beni rahatlata...