Bölüm 5- Kaçırış

1K 65 18
                                    

Öncelikle geç geldiği için çok özür dilerim. Hemen bitirmek istiyorum. Kısa olursa pıçaklamayınız.

(Justinin anlatımından devam)

Polisin sesini duyar duymaz kaçmaya başladım. Daniel'ın yanı güvenli olabilirdi. Hiç olmazsa uyuşturucu da alırdım. Sinirimi yatıştırmak için bir sigara yaktım. Parliament ağır bir sigaradır fakat bende pek bir etkisi yok. Hem koşarak hemde dumanları içime çekerek Daniel'ın evine vardım. 

"Sen gerizekalı mısın oğlum?!?" Kendimi Daniel'ın koltuğuna attım ve saç diplerimi çekiştirmeye başladım. "İlk olmadığını biliyorsun Daniel. Bu benim için sorun değil." Güldü. "Şaka yapıyor olmalısın. Eminim ki şuan kuduruyorsundur." Sinirle ayağa kalktım ve Daniel'ı yakasından tutup duvara yapıştırdım. "Yaparken zevk aldım. Sanada yapmamı istemiyorsan şu s*ktiğim çeneni kapatırsın."

Birşey demesini beklemeden dolaptan birkaç uyuşturucu aldım ve paltomun cebine sıkıştırdım. Cüzdanımdan çıkardığım yüksek miktarda parayı Daniel'ın suratına fırlattım. "Bu kadar parayı nerden buluyorsun?" 

"Üzümü ye bağını sorma." 

Tabii ki ona parayı çaldığımı söylemeyecektim. Bu devirde kendinden başkasına güvenmeyeceksin.

***

'1 GÜN SONRA'

"Drew. Kalksana lan!" Gözlerimi yavaş yavaş açtım ve karşımda Daniel'ın b*klu suratını gördüm.

"S*ktir git şuradan. Uykum var." dedim ve uyumaya devam ettim. "Polisler geldi gerizekalı." Anında kendimi kanepeden aşağı attım. "Nerede? Onlara ne söyledin?!?"

"Hiç birşey. Polis falan yok." Sinirlerim tavan yapmıştı. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun?!!?" Üstüne yürümeye başladım. "Yavaşlasan iyi olur. Seni polise vermemi istemezsin öyle değil mi Drew? Ben gidiyorum. Sende burada fazla durmasan iyi olur. Başıma dert açmanı istemem."

Birşey demedim ve kapıyı sertçe açıp kapattım...

Angela'nın anlatımından;

Hangi insan bir insanı döverek yoğun bakıma sokar ki? Ryan hala yoğun bakımdaydı ve ben elim kolum bağlı oturuyordum. Gece boyunca uyumamıştım ve kısa bir uyku bile bana iyi gelebilirdi. Abartısız 5,6 bardak kahve içmişimdir. Belki de daha fazla. Herneyse umurumda değil.

***

Hava öyle soğuktu ki içime bile işliyordu. Kendime bir daha ince giymemek konusunda sözler veriyordum. Sokakta bir araba bile geçmiyordu ve evime varmama daha 15 dk vardı. Taksi çağıracak param bile yoktu. Zaten takside yoktu. Adımlarımı hızlatmaya başladım. Başım öyle ağrıyordu ki düşüp bayılabilirdim. 

Ben boş sokakları izlerken birden biri boğazıma yapıştı ve beni sokak arasına doğru getirdi. Bu Justin'di. O kadar güçlüydü ki ona karşı koyamıyordum. "Ne istiyorsun? Bırak, Bıraksana!" Güldü diyecektimde resmen kahkaha atmıştı. "Ryan'a ne oldu? Öldü mü?" Beni korkutuyordu, fazlasıyla.

"Umurunda mı?" Ağlamaya başlamıştım. Boğazım acıyordu ve zorlukla konuşuyordum. Boğazımı bırakınca öksürmeye başladım. Kolumdan tuttu ve beni sürüklemeye başladı. "Nereye ya, bıraksana!" 

"Kes sesini yoksa seni köpek balıklarına atarım." Resmen çocuk korkutuyormuş gibi söylemişti. "At. Senden kurtulmuş olurum daha ne." 

"At. Senden kurtulmuş olurum daha ne." Sesini incelterek beni taklit etmişti. Ardından da gülmüştü. Elimi yumruk yaptım ve kafasına vurup kaçtım. Hemen beni yakalamıştı. Kolumu daha da sıkı tutuyordu. Beni bir arabanın içine soktu. Ardından sürücü koltuğuna oturdu. "Benden ne istiyorsun? Ben sana ne yaptım?" 

"Sadece oyun oynamak istiyorum." Bir an duraksadı ve devam etti. "Canın yanabilir." Korkmaya başlamıştım. Gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum ama öyle uykum vardı ki gözlerim kapanıyordu.

Gözlerimi açtığımda...

LETHALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin