Bölüm 7- "Kızı arabaya götürün!"

710 69 19
                                    

Öncelikle geç geldiği için çok özür dilerim. Bundan sonra düzenli yazmaya çalışacağım. Bu bölümün konusu @JustinBiebes adlı kullanıcıya aittir. Fikir için teşekkür ederim.

Bölüm müziği uyduramadım kafanıza göre takılın ;)

"Mezar mı!?" Bir an korkuyla duraksadım. "Ne mezarı. Sen kafayı yemişsin. Ne istiyorsun benden hala anlayamadım." Sesim titrek titrek çıkıyordu. "Burasını sevmediysen başka bir yer bulayım." Dedi ve güldü. Sanki çok komik bir şey vardı. "Allah beyin dağıtırken sen neredeydin?” Deyince sinirlendiğini anlamamak aptallık olurdu. “Evet, evet. Burası mezar için harika.” Deyince sustum. “Bak. Ne istersen yaparım. Yeter ki bırak beni.”

“Tabii ki yapacaksın.” Sinsice güldü. “Beni eğlendireceksin.” Deyince çok korkmuştum. Ya bana kötü şeyler yaparsa? “Eğlendirmek?” Tek kaşımı kaldırarak konuşunca tekrar güldü. “Eğlendirmek işte. Anlasana.” Dedi ve gözlerini vücudumda gezdirdi. Bu bana tecavüz falan mı edecekti? “Sen sapıksın.” Dedim ve yanına gidip sertçe karnını yumruklamaya başladım. Gülüyordu; sadece gülüyordu. “Allah belanı versin. Sen-sen bir yavşaksın!”

Üstüme doğru gelmeye başlıyordu. Nefes alıyor muydum diye merak ediyordum. Geri geri adım atıyordum. Arkamda uçurum olduğunu fark edince duraksadım.

“Yaklaşma atlarım.” Güldü, güldü ve güldü. “Komik ha? Peki.” Dedim ve atlarmış gibi yaptım. Bu uçurumdan atlarsam parçalarımı zor bulurlar. Burası çok yüksekti. Bir 1000 m falan vardı. Belki de daha fazla. Atlarmış gibi yaparken ödüm b*kuma karışsa da yapamadım. “Hahah. Hani atlayacaktın sen?”

Ona doğru yaklaştım ve yüzüne tükürdüm. Elinin tersiyle yüzünü sildi. “Sen bu tükürme işlerine daha çok alışırsan, sana daha kötü şeyler yaparım.” Dedi ve yüzüme tokatı yapıştırdı. Yere yığıldım adeta. Elimi yanağıma değdirince sıcaklığı hissetmiştim. Beni tutup yerden hızla kaldırdı ve sürüklemeye başladı. O kadar yolu tekrar yürümek zor olacaktı.

***

Kolumdan tuttu ve beni yatağa fırlattı. İnleyince güldü. “Senden nefret ediyorum.” Dedim ve yorganı üstüme çektim. “Uyuyacak mısın?” Diye sorduğunda:

“Hayır yüzeceğim.” Bir an durdum. “Sende mayo var mı?” Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. “Yok ama sütyen ve donla kalırsan oda bikini olarak sayılıyor. Benim için zevkli de olur.” Bu sözünü söyledikten sonra göz kırptı. Öyle utanmıştım ki. “Bu akşam misafirler gelecek. Onlara kibar davranacaksın.” Umarım bu misafirler…lanet olsun. “Lütfen. Bana bir şey yapmayın. Yalvarıyorum.” Yataktan kalktım ve Justin’in ayaklarına kapandım.

Gülüyordu. Sadece gülüyordu. Ben ise ağlıyordum. Onun umurunda bile değildim. “Ben orospu değilim.” Diye bağırdım. “Evet orospusun!” Deyince ağlamaya devam ettim. Hıçkırıyordum.

“Bunu kabul etmek zorundasın.” Kafamı ona doğru kaldırdım. Hala yerdeydim. “Sen busun.” Cevap vermedim ve yatağa gidip yattım. Psikolojim bozulmuş gibi bir ifade vardı yüzümde. Konuşmuyordum. Hiçbir şey söylemiyordum. Aklıma küçükken oynadığım oyunlar geliyordu. Ne alaka bilmiyorum. O zamandan bu zamana çok şey değişti. Ben artık bir orospu olacaktım! Orospu! Orospu! Daha da ağlamaya başlamıştım. Korkuyordum.

***    

“Hadi kalk. Misafirler yoldalar.” Cevap vermedim ve geri yattım. “Kalk dedim!” Bağırınca ürktüm. Şu an öyle midem bulanıyordu ki. Her an kusabilirdim. “Midem bulanıyor.” Cevap vermedi ve elindeki poşeti yüzüme fırlattı. “Bunları giy.” Poşeti yere attım. “Giymeyeceğim.” Kolumdan tuttu ve beni kaldırdı. “Giymezsen ne yapacağımı biliyorsun.!” Gözümü ondan kaydırdım. Kapının açık olduğunu fark edince kaçmak için iyi bir zaman olabileceğini düşündüm. “Giyeceğim. Arkanı dön.”

“Ben dışarı çıkıyorum.” Deyince hemen atladım: “Olmaz! Yani korkarım ben akşam akşam burada yalnız. Sen en iyisi arkanı dön.” Justin evet şeklinde kafasını salladı ve arkasını döndü. Kapı hala açıktı. Sessizce dışarı çıktım ve koşmaya başladım. Birkaç dakika sonra odada olmadığımı anlardı. Bu yüzden hızlı olmam gerekiyordu. 

Koşmaya devam ederken bağırma sesleri duyuyordum. Koşmaya devam ediyordum. Ardından silah sesi duydum ve yere kapaklandım. Arkamı döndüğüm de Justin’i gördüm. Bana doğru koştuğunda korkudan ne yapacağımı bilemiyordum. Bana daha da yaklaşıyordu. Ayağa kalkıp koşamıyordum bile. Yerler de sürünüyordum. Justin yanımda doğru geldi ve kolumdan tutup beni hızlıca kaldırdı.

“Kaçacaktın ha? O biraz zor seni küçük fahişe.” Ağlamaya başlamıştım. Bu çocuk  psikopatın tekiydi. Beni ayağa kaldırınca yüzüne tükürdüm. Yüzüme yediğim tokatın etkisiyle yere kapaklandım. Justin beni omzuna aldı ve kulübeye götürdü. Beni hızlıca yatağa fırlattı. “Dediğimi unutma. Eğer söylediklerimi yapmazsan, mezarını kazarım!” Justin dışarı çıktı ve kapıyı kilitledi. O kıyafetleri giymek istemiyordum. Ben orospu değilim!

***  

Tık, tık, tıkk!

Geldiler işte! Korkuyorum. Çok korkuyorum. “Justin. Ben çok korkuyorum. Lütfen bana bir şey yapmasınlar. Yalvarıyorum.”

“Hadi ama bebeğim. Biraz eğleneceğiz.” Surat ifadem neydi bilmiyordum. Öylece Justin’e bakıyordum. Gülüyordu resmen. “Allah belanızı versin. Pis yavşaklar!”

***  

“Kızımız bu mu? Harikaymış. Hiç diğerlerine benzemiyor. Seni sevdim küçük kız.” S*keyim küçük kızını. “Çok sessizsin. Hadi ama bebeğim. Eğleneceğiz işte.” Ayağa kalktım ve adamın yüzüne balgamlı tükürdüm. (Iyyy :D) Bugün yediğim üçüncü tokat gibi bir şey oldu. Ya da iki bilmiyorum. “Drew bu nasıl bir kız lan böyle. Seçimini s*keyim senin.” Göz yaşlarıma hakim olamıyordum. Bunların hepsi p*ç kurusuydu.

“Tamam Steve. Ben size başka kız bulurum. Zaten Angelina hasta. Söz yarına bulurum.” İlk kez Justin’i böyle görüyordum. Ona teşekkür etmem gerekirdi. “Bu kızdan seksi birini bulabileceğini sanmıyorum patron. Bence bu kız harika.” Dedi Steve’in yanında ki adam. “Başka kız bulurum dedim Steve. Hadi gidin buradan!” Justin bağırınca ürkmüştüm. Beni korumaya çalışıyordu. Steve denen adam kaş göz hareketi yapınca, Justin’in arkasında ki adam kafasına içki şişesiyle vurmuştu. Justin bayılmıştı. S*keyim, s*keyim, s*keyim!!!

“Kızı arabaya götürün!” …

LETHALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin