Son Koz

150 23 66
                                    

Ciel Phatomhive yüksek sesle;


- Herkes dışarı çıksın!


Emrini verdi. Ve ardından ekledi;


- Meyrin! Profesör Shane'i buraya getir.


Şaşkınlıktan donuklaşmış suratım, ifadesini gizleyemiyordu. Shane'i malikanede yalnız bıraktığıma emindim. Orada anladım ki; plan yapan sadece ben değildim ve onlar benden daha oturaklı bir plan yapmıştı.


Sebastian'ın topuk yankıları da kesilmişti. Tam arkamda ölüm sessizliği ile durduğunu biliyordum. Hiçbir şey yapamadan öylece durmak zorunda olmak bile gerginliğimi hat safhaya çıkarıyordu.


Her şeye göğüs gerebilirdim ama Shane'in karşıma getirilmesi ve beni bu şekilde görmesi kesinlikle altından kalkabileceğim bir durum değildi. Her ne olursa olsun, o benim emir aldığım efendimdi. Bana karşı tüm güvenini yitirmesi bir yana, gözlerimin içine küçümser tavırlarla bakarken başarısızlığımı kendime nasıl anlatırdım?


Ben bunları düşünürken Profesör Shane odaya getirildi ve Phantomhive'ın yemek yediği masaya oturtuldu, baygın görünüyordu. Haline bakılınca kaçırıldığını anlamak zor değildi. Ama ne zaman?Hangi ara? Nasıl herşey bu kadar hızlı olup bitebilmişti? Çok büyük bir ihtimalle Sebastian malikanemizin etrafında zaman kolluyordu ve Grell beni oyalayarak ona zaman yaratıyordu. Nasıl bir plan yaptıklarını bilmiyordum ama eğer olduğum yerden kurtulursam, bu kesinlikle karşılıksız kalmayacaktı.


Bu esnada tam önümde duran Phantomhive sağ elini yan tarafa doğru kaldırdı ve gergin bir şekilde tutarak;


- Meyrin baston!


Dedi.


Sandalyesine yaslı baston, hemen eline geldi.


Artık oda da herkes beni izliyordu. Bütün bu olumsuzluğun içinde tutunduğum iki şeyden biri Shane'in henüz baygın olmasıydı.


Ciel Phantomhive elindeki bastonunu çeneme doğru uzatarak başımı biraz daha dikleştirdi;

- Demek maksadın beni öldürmekti bize kapıyı açan güzel hizmetçi.


Ardından başını hafiften sağa doğru eğdi ve çocuksu bir dudak büzmesiyle sesini incelterek, bana;


- Biliyor musun bay güzel hizmetçi? Sebastian çok uzun zamandır aç ve ne zamandır onun için atıştırmalık birşeyler düşünüyordum.

Bu konuşmanın yönü hiç de iyi bir tarafa gitmiyordu. Çocuksu konuşmalarının dozunu arttırdı, iki dudağının arasından çıkan cümlelerin her bir hecesine basarak devam etti;

Beyaz & SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin