Beyaz & Siyah

12:45

- Kimdi o Sebastian-san?

- Shane'in yeğeni olduğunu iddia eden biri Meirin.

- Bildiğim kadarıyla Shane'in akrabası yok.

- İnanır mısın, ben de ilk defa tanışıyorum.

- Sonuç?

- Misafir odasında Shane'i bekliyor.

- Ne yani o'nu içeri mi aldın?

- Shane'in adını verdi!

- Ne yapacağız?

- Saat şuan 23:30. 1 saat oyalayacağız ve Shane uyandığında o'na durumu hızlıca aktaracağım.

- Bugün Sürprizler bitmeyecek sanırım.

- Öyle görünüyor. Sen konuğumuzu 1 saat için oyalayabilir misin? Artık ritüeli bitirmem gerekiyor.

- Tamam öyleyse, ben iniyorum.

- Meyrin! Unutmadan... Adam bir avcı.

- Bugünkü şaşırma kotamı fazlasıyla doldurduğum için, daha fazla şaşıramıyorum.

- Dikkatli ol işte...

Meyrin banyodan çıktı ve aşağı gitti. Ben ise ritüelimi uygulamaya koyuldum. Ritüeli bitirdikten sonra Shane uyanana kadar bedeninin öylece kalması gerekiyordu.

Saat 24:00'ü gösteriyordu ve Shane'in uyanmasına sadece 30 dakika kalmıştı, bu süre zarfında ben de aşağı inmeye karar verdim.

Adamda, şeytanları doğrudan avlayabilen bir silah var. O'na kapıyı açtığım anda silahından yayılan ölüm kokusu burnumu rahatsız etmişti.

Winchester'lardan da Malikanelerinden de gına gelmişti. Şimdi de sürpriz bir hediye gibi Shane'in yeğeni ağırlama odasındaydı. Hem de Shane'i ziyaret etmek için "en uygun vakit olan, bu vakitte".

Ağırlama salonuna indiğim de Meyrin ve misafir sohpet ediyorlardı. Meyrin'in üstünü değiştirdiği gözümden kaçmadı.

Boyu dizlerinin çok üstünde olan siyah ekoseli, kırmızı bir etek giymişti. Siyah çorapları, tam dizlerindeydi. Beyaz gömleğinin üstten üç düğmesi açıktı ve göğüsleri yarısına kadar ortadaydı. Dekoltesinin altından düşen siyah fuları göze çarpıyordu. Kabarmış saçlarının açık hali çok dolgun görünüyordu. Dudakları kırmızı ve ayakkabıları siyahtı.