Avrupa'daki veba salgınlarında hekimler kendilerini korumak için garip görünümlü maskeler taktılar ve hastalarla ilgilenmediler.
Veba salgınlarında hekimler ahlaki sınavı veremediler. Hastalık kapma korkusuyla ya sivri gagalı garip maskeler takıyorlar ya da hastalara bakmayı reddediyorlardı.
Hastalığa verdikleri tedavi reçeteleri de çok komikti: "İki fındık, bir incir ye", "yavaş çiğne, masadan aç kalkma, ağlama ve korkma" gibi.
Veba tıbbın bir bilim olarak henüz daha çok genç olduğu gerçeğini ortaya çıkarırken, halk sağlığı kavramının da temellerini attı.
Bazı kentlerde veba evleri kuruldu, karantina uygulaması başlatıldı ve ayrıntılı ölüm kayıtları tutuldu. Ayrıca kara sıçanların ve pirelerin cirit attığı saman tavanlı evlerden, damları kiremitli tuğla evlerin inşasına geçildi.
Bu, mimarlık ve kentleşme alanında çok önemli bir adımdı.
Uygun barınma koşullarını yitiren veba, son bir güç gösterisiyle 1720 yılında Marsilya bölgesinde 80 bin ölü bırakarak Avrupa'dan çekildi. Ne var ki, ondan boşalan yeri hızla bitlerin taşıdığı tifüs doldurdu.
Kıtanın koyun stokları arttıkça, vebadan kurtulanlar daha fazla yün giymeye başladılar ve bit kolonilerine uygun ortam hazırladılar. Yün çılgınlığından yararlanan tifüs, 15.yüzyılda tüm Avrupa'ya yayıldı. Hastane ve kirli yerlerde çoğaldığı için, "hastane ya da hapishane ateşi" olarak da adlandırıldı.
Arnold Böchlin'in bu tablosu sonraki yıllarda salgın hastalıkların betimlenmesinde kullanılmıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli ilimler ve Sırlı olaylar
FantasíaTürkiye de ve Dünya üzerinde yaşanmış esrarengiz olaylar... Gizemi çözülemeyen sırlar. Büyüler, kehanetler. Ölümler...