Bütün herşey kötü yaşanmışlıklardan doğuyordu. Bu kötü hayata dur diyemiyordum. Lise son sınıf olmanında vermiş olduğu sıkıntı ve stres ile temelli herşey boka sarmıştı. Aşk hayatı, aile, dersler... Ve o, içimdeki canavar. Beni artık tüketti, yaşamıma son vermenin bukadar zor olduğunu bilmiyordum. Oysaki düşlerken ne kadar da kolaydı... Hergün ki gibi sabah bunları düşünerek uyandım. Okul saati yaklaşıyordu fakat ben daha yatıyordum. Sabah gene okul müdürünün sesiyle kulaklarımın çınlamasını çekemezdim. Hemen kalktım annemin olmadığından emin olduğum için paketimdeki son sigaramı ağzıma götürüp masadaki çakmağı aradım. Aç karnına içmek her ne kadar iğrenç olsada alışkanlık haline gelmişti. Sigaram biter bitmez duşa girdim. Nem ve şampuan kokusu gene kötü geçmişimi hatırlatmıştı. Bunu unutmaya çalışarak duşumu aldım. Çıktığımda telefonumun şarjının bitmek üzere olduğunu görünce kendime küfür ederek powerbankimi de yanıma aldım. Bina çıkışında gene alt komşu Mehmet Amca'nın bahçe kapısı önüne, arabasını parkettiğini farkettim. Bu adamın bilerek yaptığını düşünmeye başladım artık. Hergün motorumu çıkartmak için onun kapısına gitmek zorunda kalıyordum. Sanırım bu ondan hoşlanıyordu. Bana yavşadığını düşünmeye başlamıştım. Bu kötü düşüncelerimle kapısına gittim. Yalnızlığın rahatlığıyla kapıda yarıçıplak şekilde kapıyı aralayıp "hemen çekiyorum" diyip kapıyı kapattı. Artık ağzımı bile açmamam gerekmesi beni mutlu etti. O inerken bende balkonun altından motorumu çıkarttım. Orta halli kendi emeğimle aldığım motoru sürmek beni mutlu ediyordu. Mükemmel olmasada benimdi, ben bunları düşünürken Mehmet Amca arabasını çekmiş binaya girerken beni gördü ve herzamanki gibi "iyi dersler yakışıklı" dedi. Bu adam artık beni korkutuyordu çünkü yıllardır yalnız birkere bile evinde biri olduğunu görmedim. Umarım boşanma sebebi eşcinsel olması değildir. Bunlarda kafamı kemiriyordu bu dalgınlıkla kaza yapmadan okula varabilmek istiyordum. Bir şekilde okula vardım gene müdür beni kapının önünde karşıladı. Bu adam kadar işsiz birini görmedim, her sabah beni kapıda karşılayıp iyi dileklerini iletiyordu, bende saygıyla onu anıyordum. Birşekilde sınıfa kendimi attım derken, cicikız Leyla'nın sıramı işgal ettiğini gördüm. Bakışlarımdan anlamış olacak ki hemen kalkıp ters ters gözlerime baktı. Umursamadan yerime geçip, kulaklığımı takıp kafamı sıraya koydum. Uyandığımda öğle arasının gelmiş olmasını dileyerek uykuya daldım...
