Kral Baekhyun giyinip kuşandı ama midesindeki bulantı ayakta durmasını engelliyordu. Aynanın önünde durduğunda yüzündeki solgun rengi fark etti ve birkaç dakika sonrada kendini kusarken bulmuştu.
Yeni giydiği şalvarının uçları kirlenirken eliyle ağzındaki ıslaklığı sildi. Kendini halsiz ve güçsüz hissediyordu. Bakışlarını yerden kaldırıp karşısındaki aynaya baktı kral Baekhyun. Gözlerinin altı şişmiş ve yanakları kızarmıştı.
Derin bir nefes alıp önündeki altın rengi büyük musluğu açtı ve akan soğuk suyla ellerini ve yüzünü üçten fazla kez yıkadı. Midesi hala bulanıyordu ama umursayacak durumda değildi.
Kapısı birkaç kez çalındığında elini yüzünü havluya kurulayıp odasına ilerledi ve şalvarını değiştirdikten sonra üstünü düzeltti. Tüm bunları yapması yarım saat kadar sürmüştü ama şu an bunu umursayamıyordu.
"Gel"
Emrini verdiğinde kapı yavaşça açıldı ve dün haber getiren adam içeri girdi ve birkaç adımdan sonra diz çöktü
"Günaydınlar kralım, beni huzurunuza kabul ettiğiniz için çok minnettarım"
Kral Baekhyun elini adamın kafasına sürttüğünde adam ayağa kalkıp ellerini önünde birleştirdi. Kral Baekhyundan uzun esmer bir teni vardı.
"Ben sualde bulunmak için gelmiştim kralım."
Kral Baekhyun ellerini arkasında birleştirip kafasıyla onay verdiğinde, uzun esmer adam gülümseyip başını kaldırdı.
"Size yardım edeceğim derken ne yapmamı istiyorsunuz? Yapmayacağımdan değil sadece merak ediyorum"
Uzun esmer adam sonlara doğru kekelediğinde kral Baekhyun gülümsedi ve ardından tekrar midesinin bulandığı hissetti. Ağzına gelen mide suyu ile ağzını tuttu.
"Kralım iyi misiniz?"
Esmer adam endişe ile sorduğunda kral Baekhyun başını sallayıp kusmak için ayakyoluna ilerledi ve boş midesine rağmen tüm mide sıvısını kustu.
Genzi yanıyor ve etrafı dönüyordu ayaklarında derman kalmadığında ise yere yığılmıştı. Esmer uzun adam kralı yerde bulunca endişe içinde kralın yanına ilerledi ve yanına diz çöktü
"Kralım! Kralım!.. Yardım edin! Yardım edin!"
Adam bağırmaya başladığında kral Baekhyun gözlerini birkaç kez kırpıştırdı ve kendini arkaya doğru bıraktı, kalp atışlarını kulaklarında duyuyor , tüm vücudunda hissediyordu. Burnuna dolan kusmuk kokusu ise boş midesini daha çok bulandırıyordu.
Askerler odaya doluştukların da kral Baekhyunun son gördüğü şeyler parlayan güneşin çarptığı kristal küreydi.
Jeup bayılan kralın arkasından ilerleyecekken onu engelleyen kol ile arkasına döndü fakat komutan Sehun'u gördüğünde hemen eğilip selam verdi.
''Aklından bile geçirme''
komutan Sehun esmer askeri sinirlice ittirirken hekime götürülen kralın arkasından ilerledi, son günlerde kral Baekhyun iyi değildi. o lanet olası kral Chanyeolle buluşmadan önceki gibi değildi,onun için çok endişeleniyordu ve bu halleri onu dahada korkunç yapıyordu.
komutan Sehun hekimlerin olduğu odaya girdiğinde burnuna dolan ot kokuları ile suratını buruşturdu oldu olası bu kokuyu sevmezdi. Hekimler komutan Sehunu gördüklerinde selam verdiler ve kral ile ilgilenmeye devam ettiler.
Kral terliyor ve mırıldanıyordu, komutan sol tarafından kral Baekhyunun yanına ilerleyerek dün geceden beri vermeyi beklediği şeyi cebinden çıkardı. Mor taşları olan bileklik,eskisi kadar olmasa da hala güzeldi ve gözleri ışıldatıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE
Short Story(Tamamlandı) iki kralında yaptığı kaçamak sonucu olacakları tahmin etmemişlerdi... "Ben hamileyim chanyeol" "Peki kimden" Umarım babana çekmezsin küçüğüm.