MUCİZE

Sorumluluk

@Anna-chi  umarım tekrardan chanbaek shiplemeye başlarsın ballı çörüğüm~

Kral baekhyun hekim başının dediği ile gözleri şaşkınlıkla açılırken hekim başı gözlerini kaçırıp elindeki suyu tekrar kral baekhyun'a uzattı.

"Hadi iç artık"

Kral baekhyun elindeki pembe ilacı dudaklarına yerleştirdi ve ilacı su ile yuttu. Hekim başı ne yapacağını bilemeyip odadan çıktığında kral baekhyun olduğu yerde oturdu ve elleri karnına gitti.  Orada mıydı gerçekten?  İnanamıyordu.  O bir erkekti bu nasıl olurdu? Korkuyordu ne yapardı şimdi kime diyecek,  kimi inandıracaktı buna?

Yıllarca duyduğu bu efsane gerçek olduysa şimdi ne olacaktı? Hızla oturduğu yerden kalkıp odadan çıktı.  Neredeyse herkes buradaydı. Çin kralı,  komutan sehun,  hekim başı ve kardeşi taehyung, gerci onun burada ne işi vardı? Yoksa olanları işitmişmiydi?  Şayet ki olanları kardeşi taehyung işitmiş ise kral baekhyun işte o zaman bitmişti.

Derhal onu tahtan indirir onu herkese rezil ederdi. Kral baekhyun bunu kaldıramazdı, yardıma ihtiyacı vardı. Şifahaneden çıkıp taht odasına ilerlerken yolundan geçen bir cariyenin kolunu tuttu.

"Bana jeup'u çağır ve acele et"

Cariye korkuyla başını salladıktan sonra kral baekhyun cariyenin kokunu bıraktı ve cariye koşarak uzaklaştı.Cariye tamamen gözden kaybolduktan birkaç  dakikadan sonra aynı yolun üzerinde jeup görünmüştü. Koşar adım kral baekhyunun yanına geldiğinde birkaç defa soluklandı.

"Beni çağırmışsınız kralım" 

Kral baekhyun başını sallayıp jeup'un kolunu kavradığında yürümeye başladı.

"Park kraliyetine gitme zamanı"

"Şimdi mi!?!"  Jeup şaşırarak sorduğunda kral baekhyun sakince başını salladı. 

"Evet şimdi"

----

Kral Baekhyun giyinip kuşandıktan sonra sarayın bahçesine inmiş.  Atları ve jeup'u bekliyordu.  Bu nasıl gerçek olabilmişti.  Bu sadece dedesinin anlattığı ve dinlemeye bayıldığı bir efsaneydi.  Aslında bu bir Byun efsanesiydi. Yıllar önce krallığa sahip olan dedesi karısından başka bir erkeğe aşık olmuş ve onunla olduğu için sevdiği adamın ölümüne şahit olmuştu. Daha sonrasında ise üzüntüye dayanamadığı için intihar etmişti. Ama bu ölümü engelleyecek tek bir şey vardı, oda iki adamın kanından olan bir bebek. Şimdi ise bu gerçekleşmişti, efsaneyi bırakın büyüyü bozacak olan bebek doğmuştu ve bu bir mucizeydi.  İmkansızın dışında bu gerçek büyük bir mucizeydi.

"Atlar hazır kralım yola koyulabiliriz."

Kral Baekyun başını sallayıp ata doğru ilerledi ve üzerindeki pelerinin şapkasını başına geçirdi,  tanınmak istemiyordu.

"Önden git tanınmak istemiyorum." 

Jeup başını sallayıp gitmek için ayaklarıyla atın karnına vurdu ve sarayın kapısından yavaşça çıktılar. 

Yollardaki ağaçlar gittikçe sıklaşıyor ve atın her adımında sallanan kral Baekyun'un midesi gittikçe daha da çok bulanıyordu.

"Kralım bu kadar yavaş gitmeye devam edersek Park kraliyetine bir haftada belki varırız.  Tabi dinlenmeleride saymamız gerek.  O kadar gün boyunca at tepesinde durmanız sağlığınız için iyi değil.  Mideniz daha çok bulanabilir."  Jeup konuştuğunda kral Baekhyun başını salladı ve atını durdurdu. 

"Sadece 5 dakika,  5 dakika sonra hızlanmaya başlarız." Jeup başını sallayıp atından indiğinde kral Baekhyun'un atına yaklaşıp kral Baekhyun'un atından inmesine yardım etti. Kral Baekhyun,  Jeup'un haklı olduğunu biliyordu bu kadar yol bile midesini altüst etmiş halini almıştı.