cold

3.3K 251 28
                                    

Atlas'ı öyle görünce neredeyse ben de onunla birlikte ağlayabilirdim.

Hızlıca yanına oturdum. Duvara hızlıca göz attım. Daha sonra atmamış olmayı diledim.

Keskin demir cetvelin orada asılı olduğunu görmemiştim. Muhtemelen onu sertçe ittiğimde hem duvarla ani ve hızlı çarpması kemiklerine zarar vermiş, hem de cetvel birkaç kesik vermişti.

"Sikeyim..."

"Vay," dedi Atlas göz yaşlarının arasında gülerken. "Shawn Mendes küfür edebiliyor gerçekten ha?"

Elimi omzuna koydum. Koymamla birlikte yüzündeki gülümseme silinip kolumu ittirdi.

"Canımı yaktın," dedi.

"Biliyorum, biliyorum. Özür dilerim. Çok çok özür dilerim. Çok öfkeliydim, üzgünüm. Ne kadar sert davrandığımın farkında değildim."

Gözlerim suratında hızlıca gezerken bir şey yapmaya çalışıyordum. Daha doğrusu yapacak bir şey bulmaya. "Hemşireyi çağırmamı ister misin? En azından bakmama izin ver. Tanrım, tanrım, tanrım çok üzgünüm."

"Shawn," derince bir iç çekti. Gözlerini devirirken yine kibirli ifadesi yüzündeydi. "Kapa çeneni artık."

"Peki. Ama hemşireyi çağ--"

Gözlerini bininci kez devirip yakamı tuttuğu gibi çekti. Dudaklarından çok ilk hissettiğim dişlediydi. Ardından dudakları, dili... sonra yine alt dudağımı dişleyen dişleri. Beni öpüyordu ama öpmesinden çok canımı yakmak istiyor gibiydi. Tıpkı diğer öpüşlerinde olduğu gibi.

Elim beline doğru kayınca inledi ama bu acıdandı. Yine de dudaklarını benden ayırmadı. Beni öpmeye devam etti. Eliyle yanağımı tuttu. Bir tane göz yaşı yüzünden akıp dudaklarımızın arasına karıştı.

Bunu yapamazdım. Hayatımda tanıdığım en garip kızı yaralayacak kadar kötü bir şekilde itip sonra onu öpemezdim. Hem de neler olduğunu bilmeden. Neden yaptığımı bilmeden. Hazcı bir insan değildim, hiçbir zaman da olmamıştım. Sırf bana iyi hissettiriyor diye buna devam edecek değildim.

Omzuna dokunup olabilecek en naif şekilde ondan çekildim. Dudaklarımı bırakmak istemese yumuşacık ağzından ayrıldılar.

Gözlerimi aralayıp yutkundum. "Bunu neden yaptın?"

"Neyi?"

Gözlerimi tamamen açıp ona baktım. En az benim kadar kafası karışık olan yüzüne. "Beni neden öptün?"

Bir süre yüzüme baktı. Tekrar öpmek için hala tişörtünün yakasında olan eliyle beni çekmeye çalıştı ama sabit kaldım. Zor da olsa.

Sonunda alt dudağını ısırdı. Kanın hücum edip, dişlerinin çukur gibi iz bırakmasını izledim.

"Sanırım," dedi kendi de emin değilken. "Ne zaman biri canımı yaksa o kişiye yakın olmak istiyorum."

Mavi gözlerinin üstündeki çizgileri izledim. Büyüyüp, küçülen göz bebeklerinin üstüne düşen yıldırımlar gibi açık maviydiler. Etrafıysa okyanusun en derin kısımları kadar lacivertti. Simsiyah, uzun, gür ve dışarı doğru bakan kirpiklerinin uçları bir ton daha açıktı.

"Neden? Kızlar tam tersini istemez mi?"

Başını iki yana salladı. "Ben istemem."

***

"Neden beni sınıfın tekine çektiğini hala söylemedin."

Sınıftan çıktığımızda okulda kimse kalmamıştı. Çoktan okul bitmiş, okuldan sonrasında antrenmanı ya da kulübü olanlar dağılmıştı.

flying in the atlas // mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin