Merhaba! Öncelikle hepinize önceki bölümlerdeki oylar ve yorumlarınız için teşekkür etmek istiyorum, bu olumlu yorumlar beni çok mutlu etti hepinize tekrardan çok çok çok teşekkürler!
Bu bölümün kısalığı için beni affedin, bunlar geçiş bölümü gibi düşünün olur mu?
Ayrıca bana eksik yanlış veya kötü bulduğunuz yerleri de söylemekten asla çekinmeyin. Bu işlerde dediğim gibi profesyonel değilim hatalarım olacaktır, bunları sizin sayesinde geçirebileceğime inanıyorum.
Hepinizi çok seviyorum iyi okumalar dilerim! ✵
Multimedia: Kimberly ve Harry
2060-California
Güneş batmıştı. California'nın o kavurucu sıcağında, ev daha da ısınmıştı. Bay Styles yatağından homurdanarak kalktı. Yatağının hemen yanındaki pencereye uzanırken ona doğru olan yansımasından bakarak beyaz saçlarını karıştırıp yana yatırdı. İşte bu hareket, Bay Styles'ın üzerine yapışmış, ona gençlik yıllarını hatırlatan nacizane hareketlerden yalnızca biriydi. Parlak zümrüt yeşili gözleri hanımların üzerindeki etkisini hala kaybetmese de, yıllar önceki fiziğini koruyamamıştı. Açılan pencereye doğru derin bir nefes aldı Bay Styles, kafasını hafifçe uzatıp zaten çok yüksek olmayan evinin bahçesine baktı. Bahçesinin büyük bir bölümünü kaplayan papatlayalar biraz kuru görünüyordu. Zaten, California'nın o kavurucu sıcağında çiçek yetiştirmek pek de mantıklı değildi ama Kimmy çiçekleri severdi.
Derin bir nefes daha aldı Bay Styles. Zümrüt gözleri bu sefer de tahta dış kapının orada beliren gölgeye takılmıştı.Bu iri yarı gölgeyi nerede olsa tanırdı.
"Bill!" diye seslendi, sesi uzun zamandır konuşmadığı için çatlamıştı.
"Gecenin bu saatindeki ziyaretini neye borçluyum?"
Bill bir an için sesin nereden geldiğini göremese de, sonunda Bay Styles'ı görebilmişti.
"Efendim!" dedi heyecanla. "Sanırım bir şeyler buldum."
Bay Styles kaşlarını çatıp bir süre onu izledi. İri adamın yüzündeki ifade, daha önce yeni bir haber buldum diye çıkarak geldiklerininkinden çok çok farklıydı.
"O halde, bekle. Aşağıya geliyorum." Bay Styles hızla ahşap merdivenlerinden inerken bir yandan da düşmemek için tutunuyordu. Her zaman ağrıyan dizleri bu sefer sanki ona destek çıkarmış gibi ağrımamayı seçmişti. Saniyeler içerisinde kapıyı açtığında, bu hızına Bill bile şaşırmış görünüyordu. Bay Styles kapıdan çekilip Bill'in içeri girmesini bekledi. Ardından yavaşça kapıyı kapatıp aynı ağırlıkla ona döndü. Haberin büyüklüğü ne olursa olsun, Bay Styles bu anı defalarca yaşamıştı. Bill'in bir şeyler buldum diyerek getirdiği bilgiler asılsız çıktığında Bay Styles yine aynı hayal kırıklığını yaşıyordu.
Hemen yanındaki koltuğa oturup bakışlarını Bill'e dikti.
"Evet?"
"Ben şey.." diye başladı Bill. "Sizi daha önceleri hayal kırıklığına uğrattığımın farkındayım efendim ama bu sefer öyle değil."
"Buna sevindim. Ah, kırıcı olduysam bağışla lütfen sadece bu yaşlı vücutla ülke dışına yolculuk yapmak beni biraz yoruyor."
Bay Styles'ın yüzündeki gülümseme oldukça rahattı ama sanki o güldükçe Bill biraz daha kasılıyordu.
"Efendim Bayan Cooper'ın yakın bir arkadaşının izini buldum. Adı da.." Hızla ceplerini karıştırdıktan sonra bulduğu küçük kağıt parçasını Bay Styles'a uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Bright Rain ☂
FanfictionHayatınızda kaç kere sarhoş oldunuz? Kaç kere bir ilk yapıp küçük butik bir motel de kaldınız? Kaç kere yanlış kapıyı çaldınız? Pekala son soru, peki ya kaç kere aşık oldunuz? ©Tüm hakları saklıdır. | ©All Rights Reserved