Odandan umutsuz bir ifade ile çıkan doktor Baek ile konuşmak için yanına gitmişti.
"Baek.. Biraz konuşabilir miyiz?"
"Durumu nasıl Chanyeol?"
"Aramızdaki samimi arkadaşlığa güvenerek senle açık konuşacağım dostum. Durum pek iç açıcı değil."
"Yani?"
"Yani çok bir zamanı yok gibi görünüyor. Onu gerçekten iyileştirmek istiyorsan acele etmek zorundasın. "
Baek duydukları ile biraz sarsılmış hissetmişti. Bir an için karnından yayılan sancı tüm bedenini ele geçirmişti.
"Ne kadar zamanı var sence?" Zor da olsa sormuştu aklındaki soruyu.
"En fazla üç dört ay diye tahmin ediyorum. Bu kız kuluçka dönemini çoktan geçirmiş gibi görünüyor. Hastalığın sonu gibi. Değilse bile sonuna gelindiğinde nasıl bir durum ile karşı karşıya kalırız bilmiyorum. Olası bir durumda müdahale edemeyebilirim. Baek acele etmeye mecbursun."
"Ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Birbirini tutmayan o kadar çok şey varki. Hep bir soru işareti doluyum."
"Nerede şu sonuçlar gel birde beraber bakalım."
Baek dolabı açıp bakmaktan bıkmadığı sonuçları çıkardı. Ekibindeki doktorla beraber tekrar tekrar incelemeye başladılar.
"Baek! Şu değerin artışını gördün değil mi ? Bununla başlasak?"
"Bak şurada bir düşüş var benim bu yükselen değerleri indirmek için kullanacağım her bileşen bu düşeni yükseltecek. O yüzden başka bir başlangıç noktası lazım."
"Peki bu? "
"O zaten normal değerler. Bulamıyorum Chanyeol bulamıyorum. Çıldırmak üzereyim."
Baek sinirden saçlarını çekmeye başladığında odada doktor Park ın sesi yankılanmıştı.
"Baek sakin ol! Bak böyle bir yere varamazsın."
"O kızı kaybedemem Chan. Bana ilk kez tanımlayamadığım bir duygu yaşatıyor. Ona bakınca sanki biri kalbime baskı uyguluyor gibi hissediyorum. Hem beni ilgilendirmiyor yabancını teki diyorum hem de bir şey olacak diye deli gibi endişe ediyorum.'' Derin bir nefes alıp vererek bitirdi cümlesini. Chanyeol bu tavrından korkmuştu. Bir an acaba mantık duyguların arkasında kalır mı diye düşünmüştü.
Baek kendi odasından çıkıp senin yanına geldiğinde ilk gördüğünden daha kötü bulmuştu seni. Yüzündeki oksijen maskesi o güzelliğini kapatmıştı. Dudakların kurumuş ve fark edilir bir morluk vardı. Ölü bir bedendeki morluk gibi....
"İyileşmek zorundasın. En azından benim için bu savaşı başarmak zorundasın.
Baek fısıldadığı cümleyi bitirince gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı. Senin uyanıp onu izlediğinden haberi yoktu. Yüzündeki maskeyi yavaşça anlına doğru kaldırıp konuşmaya çalıştın. Sesin bir fısıltıyı andırıyordu.
"Ko..korkuyorsun..değil mi?"
Baek gözlerini açıp şaşkın bir o kadar da anlamaz gözlerle sana bakmıştı. Sende Baek'in duymaktan korktuğu o kelimeyi tekrarlamıştın.
"Korkuyorsun."
"Hayır. Alakası yok. Bunu nereden çıkardın?" Baek'in inkar mekanizması oldukça güçlüydü (!).
"Beni ... Aptal yerine koyma. Çaresizliğin...yüzünden belli."
Baek olduğu yerden fırlayıp yatağının ucuna oturdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salgın
FanficBilmediği bir virüsle savaşmıştı...Sırf ona virüs kadar yabancı biri için. (Baekhyun OC) ✒️ 19/02/2019 _ 00/00/0000