Peki ya geçmiş.
Hesaba katmadığımız insanlar.
Kaderimizdeki insan biz doğmadan önce alnımıza yazılmıştır. Peki geçmişin gölgeleri alnımıza leke sürerse.
Öyle de olmuştu. Yelda o gece o balkona çıkarken kendine, geleceğine, ailesine ihanet etmişti. Bundan yıllar önce gördüğü rüyalar bundan sonra yaşanacakların kısa bir fragmanıydı sadece. Gerçek savaş çoktan başlamıştı.
Nurten boşanmanın karşılığı olarak Poyrazoğlu şirketini istiyordu. Aslında istediğini elde etmesi çok zor değildi. Ama sevgili kocası bir kere bile girmediği şirketini onun elinden almaya çalışıyordu.
"Alçak herif!" diye söylendi.
Şirketi alıp Kerem başına geçene kadar yönetecekti. Kaynanasına dönerek konuşmaya başladı. Kocası da yanlarına gelmişti ve artık beklemek istemiyordu.
"Anneciğim" dedi yapay bir samimiyetle. "Biliyorsun ki şirket bizden sonra Kerem ve Leyla'ya kalacak."
"Elbette kızım."
"Ben diyorum ki. Madem biz boşanıyoruz. O zaman şirketi Kerem ve Leyla'nın üzerine şimdiden yapalım."
Yaşlı kadının gözbebekleri kocaman olmuştu.
"Ne! Ne boşanması, Kenan karın ne boşanmasından bahsediyor?" dedi.
"Aa sevgili kocacım annene anlatmadın mı? Resmen pot kırdım." dedi sahte bir üzüntüyle.
"Anne bu uzun zamandır düşündüğümüz bir şeydi. Sana söyleyecektim ama bunu konuşmak için uygun bir yer değil burası."
"Evet anneciğim oğlunun bir kadın için bizi terk etmesi böyle bir günde konuşulacak bir şey değil."
Yaşlı kadın oracıkta yığılıverecekti şimdi. Bu duydukları doğru muydu? Onun oğlu bu kadar adi bir insan mıydı?
"Üzgünüm annecim oğlunun rezilliklerini anlatmak için doğru bir yer değil biliyorum. Ama bu konu artık konuşulmalı. Benim dayanacak gücüm kalmadı. Bana bunları yapıp üstüne bir de her şeyimi elimden alacak. Ben hiçbir şey istemiyorum. Sadece çocuklarımın velayetini ve onların geleceği için şirketi onların üstüne yapmak istiyorum."
"Demek hiçbir şey istemiyorsun sevgili karıcığım. Koskoca şirket ve çocuklar. Senin lügatinde hiçbir şeyin karşılığı bu mu? Hayır alamazsın. Çocuklarım benimle kalacak."
"Ne yani çocukları kendine alıp başlarına da o kadını mı getireceksin? İzin vermem."
Onların bu hararetli tartışmasına dayanamayan Saliha Hanım ellerini havaya kaldırarak ikisini de susturmaya çalıştı.
"Gerçekten başka bir kadın için yuvanı mı dağıtıyorsun Kenan?"
"Birinci bahsettiğiniz kadın benim sevdiğim kadın ikinci yuvamı kaldı sence anne? Ya da sence ben bu kadınla gerçekten bir yuvamı kurdum. Sırf Kerem için evlendiğimi bilmiyorsun sanki."
"Aşk, sevgili oğlum bir bataklıktan başka bir şey değil. Tek yaptığı seni ölüme sürüklemek."
"Anne bu konuyu tartışmak istemiyorum. Tartışmaya değer değil."
"Öyle mi Kenan Bey? Sen istemiyorsan bizde Nurten ile konuşalım. Sen ne diyorsun kızım sence de konuşma değmez mi?"
"Kesinlikle değer anneciğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK ÖMRÜ
RomanceKısacık yaşamı olan ama güzelliğiyle de hep akılda kalan rengarenk bir kelebek... Ömrünü hiç bitmeyecekmiş gibi yaşayan vurdumduymaz bir adam. Geçmişin tozlu raflarında yerini almış, onu yaşayan iki kişi dışında kimsenin bilmediği bir aşk... Bu aşk...