Kreig'in tayfası yemeklerini yemiş hazır ve nazır bir şekilde savaş naraları atarken aşçılarda kızgın ve endişeli gözlerle ellerine ne geçerse almış üstlerine gelecek taaruzu bekliyorlardı. Hiçbiri ev olarak gördükleri bu restorantı terk etmek istemiyordu belli ki.
Zeff'in sert siması ve davranışlarının altındaki babacan yüreği birbirlerine kenetlemişti bu restorant çalışanlarını. Çoğu suçlulardan oluşan bu adamlar değil iş yatacak yer bulamazken onlara istedikleri her şeyi bağışlayan bu adama, bu yüzen restoranta karşı minnet duyuyorlardı.
Korsan taaruzu başladığı anda bir dalga geçti dev geminin ortasından. Sesin inceliği bir kesiğin geçtiği belirtiyordu. Kağıt kesen makas gibi ancak daha ince, daha estetik bir sesti. Sadece bir saniye sonra çatlama sesi dahi çıkmadan Krieg'in yüz kişilik filosunu taşıyan gemi temiz bir kesikle ortadan ikiye ayrılmıştı.
Geminin ortada ne fol ne yumurta olmadan bir anda ikiye bölünmesine dahi şaşıramadan kendi canlarının telaşesine düşmüştü Krieg korsanları. Buldukları bir parçaya tutunmaya çalışanından tut kılıcını zemine saplayana kadar çeşit çeşit tepkiler gezerken hepsini, üstünde durdukları hasarlı gemi de kendi ağırlığı altında çökmeye başlamıştı destekleyen noktasından kesildiği için.
Sonunda geminin çökmesi bittiğinde dahi ancak görünen bir mesafeden yeşil mumları ile bir tabutu andıran teknenin içinde bu kesiği sorumlusu göründü.
"Bu..."
"Olamaz!"
"Şahin göz Mihawk!"
"Neden buraya kadar geldi! Bizi öldürmek için neden bu kadar ileri gidiyor!"
"Belki de uykusunu bölmüşsünüzdür"
Korsanların hep bir ağızdan yaptıkları çığırtıyı sakin bir ses tonuyla değerlendiren Zeff'in sesi zayıf olmasına rağmen o kadar saçma geliyordu ki korsanların ölüm korkusuyla keskinleşmiş duyuları tarafından anında algılanmıştı
"Dalga geçme moruk!!"
Mihawk durgun suda süzülen bir yaprak hafifliğinde ilerleyen tabutuyla yanaştı gemi enkazına. Bir korsanın Dünyanın en iyi kılıç ustasına karşı yaptığı isyana karşı cevabı Zeff kadar saçmaydı tecrübesiz beyinler için
"Vakit öldürmek için"
"Bi-Bizimle dalga geçme!"
Korsan, iki eline aldığı tabancaları ile bir Shicibukai yani 7 savaş lordundan birine ateş ettiğinin bile farkında değildi muhtemelen. Aradaki fark öylesine büyüktü ki bunu algılayamıyordu bile. Benzer seviyede güce tanıklık etmiş Zeff dışında olayları algılayabilen kimse yoktu aslında. Sakazuki bile tecrübesiyle değil savaş gücüyle ortamı okuyabiliyordu ancak.
Korsanın tabancasından çıkan mermilerin dev kara kılıç tarafından havada ki sinekleri kovacak kadar bile efor sarfetmeden yolundan sapptırıldığını görünce Zoro'nun iyiden iyiye kanı kaynmaya başlamış ve buna bir yorum getirme ihtiyacı hissetmişti.
"Hiç bu kadar zarif bir kılıç hareketi görmemiştim"
"Estetik olmadan kılıç sadece bir demir parçasıdır"
3 kılıç tekniklerini kullanan Zoro kendi gözleriyle görmese bile aldığı cevapla hedefinin tam karşısında olduğunu anlayabilecek seviyedeydi. Yeşil saçlı kılıç ustası düello teklif ettiğinde çevrede ki herkes için bu Korsan Avcısı Zoro ile Dünyanın en iyi kılıç ustası arasındaki bir düelloydu. Ancak bir elin parmaklarından bile az kişi biliyordu ki bu bir düello olmaktan çok uzaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Piece: What IF Akainu Is The Main Character?
FantasiaBaşlıktanda anlaşılacağı üzere serinin ana kötülerinden-villian-en sevdiğimi baş karakter yaptım ve overpower olarak tabir edilen güç seviyesi sayesinde yazması eğlenceli bir hikayeye dönüştü. Aslında başlığı Türkçe yazacaktım ama One Piece mangak...