K.Ç Bölüm 3

244 20 2
                                    

Medya: Ateş (çocuk)

1 ay sonra

Fotoğrafları yeniden incelerken onu görmem tekrar aklımda bir soru işareti oldu.O çocuğun bizle ne alakası olabilirdi ki. Biz diye birşey kalmamıştı zaten. Fotoğrafların bir tane kalıcı şekilde hepsini yaktım .Yakmasaydım bir aydır olmadığım gibi derslerime odaklanamayacaktım.Bu günlerde ne odağında bahsediyorsak.Kafamdan elimden geldiğince düşüncelerimi çıkardım. Ve unicornlu pijamalarımı giyip , banyoya girdim . Uzun bir duş aldım ve üstümü giydim . Saçlarımı taradım ve banyodan çıktım .
Yatağıma yattım ve yeniden düşünmeye başladım o anda evden bağırışma sesleri yükseldi. Hemen aşağı indim . Evet yine şaşılmaz bir görüntü(!) , annem ve babamın kavgası. Bu sefer babam daha beter içmişti ve hiç onu böyle görmeyeceğim kadar sinirliydi.Gözünü büyüyen öfke ile  , anneme tam vuracakken elini tuttum . Ve ona "sakın bir daha bu yapıcağın şeyi yapmaya kalkışma "dedim . Onun elini atıp yerde olan annemin yanına gittim. Yere çömeldim ve saçlarının çekilmesiyle yere düşmem bir oldu. Babam hem bana küfür ediyor hemde tokat atıyordu. Annem ise hiçbir şey yapmayarak onu izliyordu. Ben onu kurtardım ama, anne neden sende beni kurtarmıyorsun. Babam bana vurmayı kesti ve son olarak dudağıma bir tane yumruk geçirdi . Onu iktirip yerden kalktım. Ve ağzımda biriken kanı ona tükürdüm.Hemen yukarı çıktım ve valizimi hazırladım . Üniversite için biriktirdiğim parayı ve küçüklüğümden beri kullandığım kumbarayı valizime koydum . Birkaç tane giysi koydum . Cüzdanımı ve telefonumu alıp evden çıktım.Yürüyordum ve ağlıyordum. Dudağım hala kanıyor ve içimdeki nefreti akıtıyordu. En son kuytu olan parka geldim ve bir banka oturdum. Ağlamam hala geçmemişti . Belki burada ölücek, yada donacaktım ama bunlar umrumda değildi . Karşıma çıkan gölge tüm düşüncelerden ayrılmama sebep oldu.
Biri bana doğru geliyordu. Ve bu kişi kimse korkmuyordum ondan . Yaklaşıktı, yaklaştı ve beni bir çift kahveyle karşıladı.Bu o çocuktu , ismini bilmediğim ve korkmadığım çocuk.Bana "Burada ne işin var , cesur kız ? Dedi.Bende hiç lafı dolaylamadan anlatmaya başladım. "Babam , annemi dövücekti, bende onun elini tuttum. Sonra yerde olan annemi kaldırmak için yere eğildim ve beni bu hale getirdi."dedim. Çocuk , çenesini kasıyor ve dişlerini sıkıyordu. Sanırım sinirlenmişti. "Bu gece bende kal " dedi. Tam cevap vericekken "cevap ver diye birşey söylemedim "dedi. Ve ara sokaklarda yürümeye başladık. Dudağımın kanı az biraz akmaya devam ediyordu. Ama kalbim kadar acımıyordu.
Evi yakındı sanırım , o yüzden yürüyorduk. Bir kızı valizleriyle yürütecek kadar odun değildir diye düşünürken "hızlan yağmur atmaya başladı " dedi çocuk. Evet. Odundu.Bir beş dakika sonra evine geldik. Evi iki katlı bir villaydı. Bahçesinde sadece iki tane gül , ve bir tane ağaç vardı. Evin demir kapısı gıcırdıyarak açıldı. Ve çocuk deri montunu çıkarıp , banyoya girdi . Yaklaşık on beş saniye sonra elinde tentürdiyot ve pamukla geldi. " Yarana pansuman yapman lazım " dedi. "Tamam"dedim ve elinden malzemeleri aldım. Pamuğa tentürdiyot'u döktüm ve ayna olmadığı için açıldığını hissettiğim yere bastırmaya başladım . Ne yani şimdi ben bu pamuğu kalbimemi bastırıcaktım, iyileşecek mıydı çocuk kalbim? Kabuk bağlıyacak mıydı ? Sanmıyorum. Kafama pamuğu bastırırken , pamuğu yere düşürdüm. Alıcakken çocuk , benden seri davranıp aldı pamuğu yerden . Başka bir pamuğa tentürdiyot'u sıktı ve bana "acıtırsam elimi sık " dedi , elini uzattı. Ve kanayan yerlerime pansuman yapmaya başladı. Ben acıdan hem ağlıyor, hemde çocuğun elini sıkıyordum. İşlem bitti , bende ağlamaktan bittim. Oturduğum koltuktan , yatma pozisyonu aldım. Ve çocukta mutfak tahmin ettiğim , odaya girdi. Bir on dakika sonra elinde bir tepsi , ve ağrı kesiciyle geldi. "Teşekkürler , herşey için çocuk " dedim."ateş" dedi. Ateşim yoktu sadece yaralarım acıyor ve vücudum ağrıyordu."ateşim yok , sadece yaralarım ve vücudum acıyor " dedim. "İsmim Ateş"
dedi. "Bende ismim gece"dedim.Ve aklıma fotoğraflar geldi. " Emreyle çekindiğim her fotoğrafta gizli bir "ateş" vardı sanırım " dedim. O gülmedi. Ben güldüm. Ben güldüm, o güldü. Ve "şey... Emre ile benim ..... Meselem .. senle değil.bilmek zorunda değilsin "dedi. Sinirliydi.Dengesiz çocuk. Bende hiç birşey demedim ve yemeğimi yedim.İlacımıda içip , ona teşekkür ettim.
Konuşursam ona kızıp, bana yardım eden yabancının emeklerini boşa çıkarırdım. Ve genelde olduğu gibi tırnaklarım yardımı ile yoldum kendimi.Piskopattım.Küçükken olmadığım kadar.Çocuktum. Küçüktüm. Güçsüzdüm.Aciz ve mutsuz ise cabası.Bana kendi odasını verdi çocuk. Ve bende yine teşekkür edip , odanın içerisini gezmeye başladım . Siyahtı oda kalbim kadar. Banyo umduğum kapıyı açtım ve içeri girdim. Evet banyo. Kendime baktım. Halsizliğime , Sessizliğine, Yaralarıma, Ve birde aynaya.Ağladım yine. Kan aktı sanki gözlerimden yaş değil. Mavi gözlerim gökyüzünü değilde geceyi temsil ediyordu artık , ismim gibi. Ve öyle kalacaktı çocuk kalbimle gecem. Bir yaş daha aktı gözümden , yine kendime lanet okudum. Kapıyı kitledim. Ve kırdım aynayı. En büyük parçasını aldım elime sonsuzluğun ve ateşin. Çocuk gelmişti anlamıştı sesten. "Gece , aç kapıyı lütfen yapma bunu kendine, bak gerçekten ben o adamın kalbini senin gibi paramparça edicem Gece ! Lütfen yapma bunu bize!" Biz neydi ? Gece , ateşe dönmüştü karanlıkta . Çocuğa "sen onu öldürsene bile içimdeki çocuğu kim yaşatacak Ateş"dedim. "O ölse ne olucak, asıl ölen ben iken ? " dedim.Elime aldığım sonsuzluğu bastırdım bileklerime . Derin bir çizik kalbimdeki gibi. Ve sonra çocuk kapıyı kırdı ben sonsuz olacakken. Son gücümle "Seni tanımak iyiydi Çocuk bunu sonsuzda tekrarlamak isterim " dedim. Ve kapandı gözlerim. Evet böyleydi ölüm ; Bazen sessiz, bazen yalnız , bazen ise sonsuz. Yine bir ormandaydım. Ve bu sefer üzerim siyahtı. Ruhum gibi. Karanlıktı heryer. Geceydi galiba. Ve bir gölge geldi , annem değildi , anladım boyundan , cüssesinden. O da siyahtı benim gibi. Evet bu oydu "Çocuk " diye bağırdım. Arkasına baktı ve gülümsedi. "Gel Gece. Bir bakalım iki siyah karanlığı doğururmu bize" elini tuttum ve karanlığa gittik. Sonsuzluğa galiba. Gözlerim yavaş yavaş aralanırken,yine ağladım güçsüzlüğümden. Beceriksizdim. Ölemeyecek kadar. Çocuk ağlamış mıydı? nedeni neydi? Bana baktı donuk gözler ile "Neden bunu yaptın Gece , seni bulmuşken neden ? Dedi. Sustum çünkü anlamamıştım. Duygusuzdum o öyle görünmüyordu.Tam aksıne benim yarım gibiydi diğer yanım gibi . Kalbim neden yeniden atmaya başlamıştı? Çocuğun o gözlerinden neden ateş değilde perişanlık akıyordu. Yorgun görünüyordu, benim gibi. Ağlamıştı Çocuk. Bir daha ağladı , bende ağladım . Neden içim acıyordu şimdi oysa alışmıştım kalbimin ağrısına ailemden , hayatımdan dolayı. Alışamadım dedim . Geçindirdim kendimi çocuğa ağlayarak bakarak. Sarıldı bana ve bende ona. O da benim gibi siyahtı. Gece ve ateş ne kadar beyaz olabilirdi ki?

Bölüm sonu .

Karanlıktaki Çocuk  #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin