Sinir bozucu erkekler

58 9 4
                                    

Arkadaşımın yanına yardıma gittiğimden beri bulunduğumuz dükkanın karşısındaki dükkandan bir çocuk bana çıkma teklifi etti. Aynı şekilde yan dükkandaki biri de bana çıkma teklifi etti. Üstelik birde bulunduğum dükkanın sahibi olan abinin bir tanıdığı oraya gelmeye başladı. O da kafayı bana takmıştı. Ama hiç biri benim umurumda değildi. Çünkü ben Yusuf'a aşık olmuştum. O bana kafayı takan da askerden yeni gelmişti, adı da Ahmet'ti. Sırf benim peşimi bıraksın diye ona Yusuf'u anlattım. Çok kıskanmıştı. Ne zaman Yusuf'u arasam resmen yanımda bitiyordu. Çok sinir olmuştum. Benim hayatımın anlamı Yusuf dururken onlar kimin umurunda ki?
Ben de o sıralar her müsait olduğum zamanda Yusuf'u arıyordum. Bana bir ara yine "Hatunum olur musun?" demişti. Çok tatlı değil mi ya? 😊Ben de olurum demiştim.
Bir gün Güneş'in yeğeninin mevlütü vardı. Güneş kur'an okumam için beni çağırmıştı. Ben de gitmiştim. Kur'an-ı Kerim'i okuduktan sonra balkona geçtik. Her şeyi Güneş'e anlattım. Anlattıktan sonra da Yusuf'u aradım. Ona Güneş'in yanında "Seni seviyorum" dedim. O da bana dedi ama konuşmaları bir garipti. Anlam verememiştim. Sonra bir gün Yusuf'u aradığımda ona ulaşamamıştım. Defalarca aradım ama ulaşamadım. 2 gün boyunca ulaşamadım. Çok merak etmiştim ve korkmuştum. O bana kafayı takan Ahmet'e söyledim. Bu arada abi diyordum ona ama o beni kardeşi olarak görmüyordu. Bir şekilde benden Yusuf'un numarasını almıştı Ahmet. O da denemişti aramayı ama o da ulaşamamıştı. Çok korkmaya başlamıştım ki tekrar aradım ve bu sefer çaldı. Açtı telefonu ve ona ilk dediğim şey şu oldu:
Ben: İyi misin?
Yusuf: Efendim?
Ben: İyi misin? Ulaşamadım sana ne zamandır. Çok korktum.
Yusuf: Korkmana gerek yok kursta hoca aldı telefonumu.
Ben: Hmm tamam o zaman.
Yusuf: Tamam benim işim var sonra konuşuruz.
Ben: Tamam görüşürüz.
Yusuf: Görüşürüz.
Ahmet abiye ona ulaştığımı söyledim. O da hemen ne kadar arama dediysem de Yusuf'u aradı ve boş boş şeyler zırvaladı. Bir de üstüne mesaj attı. Yusuf'ta attığı mesaja şu şekilde cevap verdi:
" Benim işim başımdan aşkın. Şu anda hayatımın dönüm noktasındayım. Sizinle uğraşamam."
Bu mesajı görünce dünyam başıma yıkılmıştı resmen. Ama yine de "onun vardır bir bildiği. Sınavı varmış o yüzden böyle yapıyordur." dedim. Bir süre sonra Yusuf'u aradım ve özür diledim Ahmet abi adına. Yusuf'un herşeyimi bilmesi için Ahmet abinin bana olan duygularını anlattım ona. Çok sinirliydi,daha da çok sinirlendi. " O mesaja Zaten sinirliydim şimdi bide üstüne bu geldi!"dedi ve telefonu kapattı. Çok üzülmüştüm. Gittim o Ahmet abi denen akılsıza " Yaptığını beğendin mi?" dedim. Yanından uzaklaştım. Ertesi gün o Ahmet abi beni söylediği sözlerle çok kötü ağlattı. Bana iftira attı. Sen beni seviyorsun ama itiraf edemiyorsun dedi. Kavga ettim onunla ve Yusuf'u aradım. Telefonda ağladığımı duyunca nedenini sordu ve ısrar etti anlatmam için. Anlattım ve çok sinirlendi. Sonrasında da bana son darbeyi Yusuf yaptı. Telefonda konuşmamız şöyle oldu:(ben ağlıyorum sürekli)
Yusuf: Ya Açelya benim hafta sonu sınavım var benim böyle şeylerle uğraşıp aklımı karıştırmamam lazım.
Ben: Sen beni hala seviyor musun?
Yusuf: Bilmiyorum.
Ben: Ne demek bilmiyorum ya hala seviyor musun?
Yusuf: Ya ağlama! İlk kez benim için bir kız ağlıyor.
Ben: Elimde olan birşey değil.
Yusuf: Bak hem bu olaylardan dolayı hem de benim Hatay'a gitmem, gidipte dönmememden dolayı bir süre konuşmayalım. Bir ay boyunca hiç konuşmayalım. Bir ay sonra hala birbirimizi seviyorsak devam ederiz konuşmaya. Tamam mı?
Ben: Tamam.Sen nasıl istersen.
Yusuf: Üzme kendini. Hadi Allah'a emanet ol.
Ben: Sende.
O gün ağlamaktan helak olmuştum resmen. İlk kez bir erkek için böylesine ağlamıştım. Demekki gerçekten aşık olmuştum.
Bizde o bir ay içerisinde ailecek Trabzon'a gidecektik. O bir ay çok zor geçecekti benim için. Tüm hayatımın bittiğini hissediyordum her zaman. Zaten öyleydi. Çünkü hayatım sandığım kişi gitmişti.

Fikr-u Hayal(Aşk)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin