Kontrol etmedim, pişman değilim lşgşljglşhk
''Jihoon, kaçalım buradan!'' Seungcheol, parlak gözlü çocuğun elini kavrarken fısıldadı.
''Kaçmak mı?''
''Evet. Bu evden ayrılıp aramıza kimsenin giremeyeceği bir yere gidelim.''
''Ama o zaman ne ile geçiniriz Seungcheol?'' Jihoon endişeliydi. Bu evden ve ailesinden ayrılmak istemiyordu ama Seungcheol'u da kırmak istemiyordu.
''Ufak bir çiftlik alırız. Ben büyükbaş hayvanlara bakarım, sen de koyun kırparsın. Ne dersin?''
''Seungcheol, sen ciddi misin? Bu zenginlikten kopabilecek misin?''
''Elbette. Hayatımı seninle geçirmek istiyorum! Seni sevmeme kimse engel olamaz. Annem bile!'' Jihoon'a bir kucaklaşma vermeden önce yanıtladı. Jihoon için vazgeçmeyeceği hiçbir şey yoktu.
Leydi Hei kapının önünde onları dikizlerken gözlerinden neredeyse yaşlar akıyordu. ''Seungcheol, oğlum...'' diye iç geçirdi.
Akşam yemeğinden önce Soonyoung biraz bahçede gezintiyi çıkmışken Jihoon ile karşılaştı. Ona fark ettirmeden arkasından dolandığında ve birden önüne adımladığında Jihoon tepkisiz kalmaya çalışmıştı. Gerçi koyu gözleri resmen fırlayacaktı.
''Demek buradasın?'' Soonyoung ellerini arkada birleştirirken gülümsedi.
''Soonyoung, akşam yemeğinde olman gerekmez mi?''
''Senin içinde öyle olması gerekmez mi? Gerçi seni pek göremiyorum.''
''Hayır. Her akşam katılmaya çalışıyorum, hasta olunca inemiyorum sadece.''
Soonyoung tebessüm etti. ''Erkek kardeşim sana deli oluyor. Annesine karşı gelecek kadar hem de,'' Soonyoung kıkırdadı. ''Onu nasıl etkilediysen artık.''
''Bunu bende bilmiyorum.'' Jihoon gözlerini kaçırdı ve ağaçlara doğru bakışlarını çevirmek zorunda kaldı.
''Bir ara sorarsın belki,'' Soonyoung geriye dönüp eve girmek için hareket etti.
''Anlamadım.'' Jihoon kaşlarını çattı.
''Akşam yemeğinde görüşürüz, kardeşim.''
Akşam yemeği sırasında, Jihoon yine Seuncheol'un yanına oturmuştu.
''Jihoon, biraz daha et yesene. Ben yedireyim mi?'' Jihoon'u kendine doğru çekip elindeki çatalı dudaklarına dayadı.
Jihoon utançla geriye çekilirken, ''Seungcheol, yapma lütfen.''
''Ben seni düşünüyorum. Çok zayıfsın.''
Leydi Hei baş köşede otururken, ''Ne güzel bir takım bu Jihoon. Nereden aldın?'' diye sordu.
Seungcheol biraz kenara kaydı. ''Ona ben aldım. Jihoon'a uzun süredir hiçbir şey alınmadığını fark ettim geçen gün, bu yüzden de şehirden birkaç parça kıyafet satın aldım. Bir itirazın mı var anne?'' Bilmişcesine elini havaya kaldırıp annesine doğrulturken sordu.
''Elbette hayır, kardeşinle bu kadar ilgilenmene pek sevindim. Ben pek ilgilenemiyorum onunla, kusura bakma Jihoon.''
''Seungcheol'a bunları almasını söyleyen bendim Leydi Hei. Uygun olmadığını düşünüyorsanız hemen iade edebilirim.'' Üzerindeki ceketi çıkarmaya yeltendiğinde, Leydi Hei onu durdurdu.
''Haha, saçmalama Jihoon. Sana çok yakışmış.'' Gülümsedi ve Jihoon'un elini kavradı. ''Bir ara kardeşlerinin de kıyafetlerini giyebilirsin.''
![](https://img.wattpad.com/cover/96251503-288-k423460.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jihoon's secret | soonhoon
FanfictionJihoon'un karanlık ormanının derinliklerine gömülüdür. uyarlama!