Madalyonun Ters Tarafı

1."ŞART"

İyi Okumalar!¡

ARYA TUNA

Siyah ağırlıklı odamda yatağımda oturuyor, kitap okuyordum. Tam o sırada kapımı tıklattılar.
" Gir. "

" Babanız sizi çağırıyor efendim, çalışma odasında."

" Sağol Filiz. " Neden beni yanına çağırıyordu acaba? Genelde kendisi gelirdi. Merdivenlerden aşağı inerken sorular kafamı kurcalıyordu. Kapıyı açıp içeri girdim. Laptop'undan kafasını kaldırıp gülümsedi.

"Hayırdır baba?" Sandalyeye oturdum.

" Bak kızım. Anlatacaklarımı anlayışla karşılamanı umuyorum. Bu ikimiz içinde çok önemli. Amerika'daki ortağımız proje için beni çağırıyor. Bu proje adımızı bir çok yabancı ülkeye ve holdinglere duyuracak . Bu yüzden Amerika' ya senide götürmek istiyorum."

Şok olmuş bir şekilde duruyordum. Bunu benden nasıl isteyebilirdi? Ağzımı açtım ama sözler ağzımdan bir fısıltı gibi çıktı.

" Sen bunu benden nasıl isteyebilirsin baba ?? Neler olduğu- "

"Bak kızım. Bunu boyutluca bir düşün..."

Babam konuşuyordu ama transa geçmiş haldeydim. Bu sözler nasıl benim babamın ağzımdan çıkabilirdi. Daha fazla dayanamadım.

" Bunu nasıl düşünebilirsin sen baba ?!! Beni annemin mezarından ayırmayı ondan vazgeçebileceğimi düşünme!"

Gözlerim dolmuştu. Çalışma odasının kapısını çarparak çıktım. Bunu söyleyen benim babam olamazdı. Annemi benden ayıramazdı. Ağlamam yavaş yavaş hıçkırıklara dönüyordu . Üstümü değiştirip cebimden telefonumu çıkardım. Hira'yı aradım. O bana iyi gelebilirdi.

HİRA ATAN

Salonda abimle oturuyordum. Bu çocuk hiç uyumadan duramaz mı? Yatağında uyusa gene iyi de çocuk dizimde yatıyor. Dizimi hissetmiyorum yani felç olursam abimin suçu.

" Abi?"
" Şşt! "
"Abi sana diyorum. Dizimi hissetmiyorum. "

Madem sen uyanmıyorsun bende seni uyandırmasını bilirim. Tam mutfağa
girdiğim sırada telefonum çaldı. Arya arıyordu. Hemen açıp telefonu kulağıma götürdüm. Ağzımı açmış nasıl olduğunu saracakken karşıdan bir hıçkırık sesi duydum.

" Arya! İyi misin?''

"H-hayır . H-hira çok ö- önemli şeyler o-oldu. B-bizim b-bara gel lütfen .

Ben daha ne olduğunu anlamaya çalışırken telefon çoktan kapanmıştı. Arya öyle kolay kolay ağlamazdı. Muhakkak önemli bir şeyler olmuştu. Salonda yatan abimi önemsemeyin odama çıktım. Arya için endişeleniyordum. Daha çocukken kötü şeyler yaşamıştı. Kolay bir hayatı var desem yalan olur. Evet varlıklıydı. Bir dediği iki edilmiyordu ama maddi açıdan çok manevi açıdan zarar görmüştü. Kafamı sallayarak düşüncelerimden kurtuldum. Dolabımdan beyaz simli bir elbise çıkardım. Altına da hızlıca lacivert topuklu botlarımı geçirip aşağı indim.
Abim -uyanabilmiş- telefonuna bakıyordu. Merdivenlerden inerken bakışlarını bana çevirdi. Kaşlarını çatarak :

" Ne oluyoruz Hira? Nereye? "

" Abi benim gitmem gerekiyor."

" Nereye ?!!"

"Bara..."

"Bu saatte? Hayır izin vermiyorum."

Bu çocuk iyi bir dersi hak ediyordu. Kozlarımı kullanma vakti gelmişti.

" Peki abiciğim . O zaman bende dedeşkoma sabahlara kadar eve gelmediğini söylerim. "

"Tamam be tamam. Ne halin varsa gör" deyip kafasını yastığa bıraktı.

"Zaten beni bir yastığım anlıyor bir de yatağım."

Bu çocuk ODTÜ tarafından test edilip onaylanmış katkısız bir maldı.

*************

Gittiğimde Arya hıçkırıklarla ağlıyordu. Onu sakinleştirmek için sahile götürdüm. Her şeyi anlattı bir anda benim de içimde Babasına karşı bir öfke belirdi. Benim babam da bana karşı böyle yapsaydı bende öfkelenirdim ki babam yanımda bile değildi.Bizi, ailesini değil mal varlığını seçmişti. Annemin de ondan bir farkı yoktu.

*************

ARYA TUNA

Eve geldiğimde babamla odamda uzun bir süre konuştuk bana burada kalmam için izin verdiğini söyledi. Yalnız iki şartı vardı. Birincisi Hira ile beraber abisinin okulunda okumamdı. Bu benim için kolaydı. Ama ikinci şartını kabul etmem zor olmuştu. Hira ve abisinin evinde yaşayacaktım. Başka bir yerde yaşamak. Üstelik hiç tanımadığım bir erkekle aynı evi paylaşmak...

Ateş&Çakal
🔥&🐺