Wattpad |ZeynepGven7

1K 63 4
                                    

Herşey ben lise 1'deyken başlamıştı. Okulumuzun öğrencileri tenefüslerde voleybol oynuyordu çoğunlukla. Eskiden voleyboldan nefret ederdim ama arkadaşlarımla 1-2 kez oynayınca daha çok oynamak istedim. Okul çıkışında bir top bulup 3 kız voleybol oynarken yanımıza 3 kız daha geldi. Onlar lise 3. Sınıftaydılar. Beraber 1-2 gün oynadık. Daha sonra yanlarında bir çocukla geldiler yine bir okul çıkışı. Çocuğun yüzüne bile bakmadım. Yanıma geçti. Hep beraber oynamaya başladık. Çarpıştık, yüzüne bile bakmadım. Sadece "pardon" dedim. Hiç konuşmamıştı. Sonra birine seslendi. Sesini duyunca kan beynime gitti ve ilk defa yüzüne baktım. Hayatım boyunca duymak istediğim bi şarkıydı onun sesi. Sesine aşık olmuş gibiydim. Tabii en başlarda sadece hoşlantı diye geçiştiriyodum. O kadar yakışıklı değildi. Arkadaş grubu kurmuştuk. Biz 3 kız 9, 8 kişi filan 11. Konuşuyoduk, muhabbet ediyoduk. Herşey mükemmeldi. Sonra yaz tatili girdi araya tabii ben hala ona aşık olduğumu anlamış değilim. Nerdeyse hiç acı çekmedim o yaz. Sonra okullar açıldı. İlk gün o kadar heyecanlıyım ki. Onu görücem diye. Bahçeye çıktım ve bir anda karşıma çıktı. Gözden kaybolunca koşarak lavaboya koştum. O kadar özlemişim ki içten içe. Birşeyler koptu içimde. Hıçkırarak nedensiz ağladım. Sonra geçen seneki samimiyetin bir tık aşağısındaydık. O kadar muhabbet etmiyorduk. Sonra işte görünce nefesim kesiliyodu, ayaklarım titriyor, konuşamıyodum. Her öğle tenefüsü bir yerde toplaşıyorduk. O da geliyordu. Okulun bahçesinde birlikte kedi seviyorduk bazen. Bazen bakışıyoduk öyle boş boş, bi 5-10 dakika. O arada aldığım 100000 küsüd nefes, aralıksız. Beynime kan gitmiyor, düşünemiyodum resmen. Doğum günümde bir yerlere gittik. O zamanlar dünyanın en mutlu kızıydım. Sonra elini parçaladığını, fizik tedavi gördüğünü öğrendim. O an, o anı hayal ettim. Canının yandığını anımsadım ve kalbime resmen sanci girdi. İçim cız ediyodu elinde be kolundaki dikişleri görünce. Ben fena tutulmuştum aslında. 1-2 kere birilerinden hoşlanmıştım. Ama onlara o zamanlar aşk diyordum. Değil! Değilmiş. Aşk çok garip. Farklı nedenlerden dolayı el ele tutuşmuştuk 1-2 kere. O elimi yanağımdan ayırmadım ben. Bana gülümsediği, bana söylediği her şey aklımda. O gülünce tüm acılarım yok oluyor gibiydi. Anlatamıyorum içimdekileri o kadar garip bişey bu. Sonra gittim, ismimin filan yazmadığı bir mektup yazdım sonu "seni seviyorum" ile biten. Tanımadığı bi kızla yolladım. Benim olduğumu o mektuptan öğrenmeyecekti, kendisi anlayacaktı. Saçma ama herşey burdan sonra başladı. O günden sonra garip oldu. Etrafındaki tüm kızlara "acaba bu mu?" Diye baktı. Ben olduğumu 1 hafta geçmedi anladı. Çünkü bana karşı olan davranışları değişti. Zaten bu sene gidecek. Anlaması içindi o mektup. Pişman olmadım. Çok kalabalık bir kantin sırasında bile her bulduğumuz fırsatta bakışıyorduk. Mutluydu, mutluydum. Mutsuz olduğunu anladığımda mutluluğum kesiliyordu. Her neyse. Burda kısa keseyim. Okulun son zamanlarına geldi artık bitti. Yok görmicem bir daha. Gidicekmiş zaten buralardan. Çok ağladım ya. Hıçkırarsk nefes alamadığım, öğretmenlerin yardımıyla acile kaldırıldığım zamanlarım var. Çok çöktüm. Derslere verdim kendimi. Ezbere verdim. Bir gün, değişmek istedim. Zayıflamıştım zaten 1 yılda bayağı. Görünüşüme düzen verip gittim 1 yıl sonra ilk defa okula. Makyaj yaptım. Göz altlarımı kapattım. Okula gittim ve dağişmek istediğim, onsuz bir hayatı kabullenmem gerektiğini anladığım ilk gün, ordaydı. O grup gelmişti ziyarete. Bozmadım. Yanlarına gittim. Yanıma geldi ve "çok değişmişsin" dedi. "Ne anlamda?" Dedim. "O çocuk görüntünü yok etmişsin." Dedi. "Sen yaptın." Dedim. Bakakaldı. Ona kızgın değildim. Birşey yapmadı. Sırd if ben onu seviyorum diye gelip benimle çıkacak değildi. Bütün gün yanımda dolandı. Şansına benim de tüm gün dersim onun sevdiği öğretmenlereydi. İkimiz de sayısalız, normal. Tuhaf olanı derse katılıp tüm gün arkamda oturdu. Gün bitti. Yine gidecek. Çekti sarıldı. "Özledim" dedi. Nasıl ağlıyorum anlatamam. İlk defa sarılıyorum ve nasıl ağlıyorum. "Ağlama, ağlanacak birşey yok." Dedi. Yanağımda elleri gezerken nasıl ağlamiyim? Nasıl titremiyim? Yine yeniliyordum. Güçlü olmaya çalıştıkça. Konuşmaya başladık. O buralardaki üniversitelerden birine başladı. Bir gün dışarıdaydık. Bana çıkma teklifi etti ve kabul ettim. İlk ayımızda herkes öğrendi okulda mezun olanlar da dahil. Sonra arkadaşlarımızla birşeyler yaptık. Eğlendik, mutluydum yanında inanılmaz mutluydum. Sonra ne oldu? Yarıda kaldık. Ya yine arkadaşlarımızla dolaşırken ters yönden hızla gelen bir araç 2 kişiye çarptı. 1'i benim sevgilimdi. O an donup kaldım. Resmen göğe yükselip, sonra feci bir şekilde yere çakıldı. Yanına gittim. Kafasını çarpmıştı, çok kanaması vardı. Bağırarak ağlıyordum. Bana son defa şunları söyledi; "senin yokluğuna alışamayıp gelmiştim geri. Seni seviyorum. Kendine iyi bak bitanem." Dedi ve yanağımdaki elleri yere düştü. Bağırdım, tokatladım, aklıma gelen herşeyi yaptım; uyanmadı. Arkadaşlarım zar zor onun yanından çektiler beni. O gün bileğinde bir bileklik vardı. Onu aldım. Son defa sarılıp öptüm ve onu götürdüler. Cenazesinde ağlamaktan bayıldım. Yine yemek yemedim, sinir krizleri geçirdim, kendime zarar verdim, ölmek için dua ettim. Tedavi gördüm, okuluma ara verdim. 3 yıl geçti üstünden ve ben iyileşemedim. Bu sene artık yeniden aynı okula devam edicem. Her yerde onun izleri. Çok sevdim ama olmadı. Yine ellerim titriyor bunları yazarken. Yine ağlıyorum. Aşk öyle çıkalım, millete hava atalım değil. Gerçekten canın kadar hatta daha fazla sevmektir. Ben öyle bir acı tattım ki; bir daha ne zaman ayağa kalkarım bilmiyorum. Onu çok özlüyorum, onu hala çok seviyorum, mezarına çiçekler ekiyorum. Her gittiğimde temizliyorum, etrafındaki çöpleri temizliyorum. Ve her seferinde ağlıyorum. Her zaman ağlıyorum. Çok acı veriyor. Siz de ortalıkta "ay aşığım, çok seviyorum!" Diye gezmeye devam edin...

TUMBLR HİKAYELERİ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin