Yaz tatili başlar başlamaz yola çıkan mina babannesini görmek için sabirsizlaniyordu.
Ucaktan iner inmez önünde duran arabaya ve adamlara bakti ve gülümsedi. Babannesini o kadar tembih etmişti oysa ki araba gondermemesi için. Uzun boylu adam onu görünce kapıyı açıp eliyle içeri girmesi için işaret etti başıni sallayarak içeri girip oturmustu. Müzik eşliğinde yola devam ediyordu. Telefonu çaldı , arayan babannesiydi:
M= Alo, babanne?
B= he yavrum bindin mi arabaya?
M= bindim bindim, ama ben seni tembihledigimi hatirliyorum babanne?
B= aman kızım, burası istanbul değil bilmiyor musun? Dedi babannesi haklıydı. Burası istanbul değildi yolda biri görüp kacirabilirdi dusuncelerine gulumseyip telefonu kapadı. Konağa gelmişlerdi.
Mina koşarak konaga girdi. Ve babannesine sarildi. Doya doya öptü ve dedesinin yanına gidip ona da sarildi. Ucu hasret giderirken hizmetcileri nurten Teyze ' yemek hazır hanimagam ' diye seslendi ve herkes yemek masasina doğru yürüdü.
M= çok acikmisim. Istanbul da en cok nurten teyzenin muhteşem yemeklerini ozledigim. Ellerine sağlık nurten Teyze gerçekten masa harika gözüküyor. Diyince herkes gülümsedi.
B= demek sen buraya nurten teyzen için geliyorsun ha mina öyle olsun kızım. Diyerek sitem etti babannesi. Mina ayaga kalkıp babannesinin yanına gitti. Yanaklarini sıkıp ' hayır tabi ki hatice sultan seni çok özlediğim için geliyorum ' diyince babannesi de minaya sıkıca sarıldi.
Yemek yedikten sonra mina her zaman yaptığı gibi cayirlara gitmeyi planliyodu. Orda mardinin güzel havasini doya doya içine çekip kafa dinliyordu. Bütün yorgunluğunu böyle atıyordu.Yola çıkmıştı babannesini nasıl ikna ettiyse araba kullanmadan yürüyerek gitmeyi tercih etmişti. Sokağın köşesini dönerken karşısına çıkan çocuğa carpmamak için kendini arkaya atinca yere düştü. Çocuk biraz sirittiktan sonra minanin kalkmasına yardım edip konuşmaya başladı:
Cocuk: birazdaha kenardan gitseydin böyle dusmezdin. diyip kikirdadi .
M: ben sana carpmamak için yere düştüm ayrıca komik değil bilegimi incitebilirdim. Dedi mina ve çocuk ona bakıp elini uzatti:
Cocuk : Ben eser. Eser Karaduman peki ya sen?
M: Ben mina. Mina Yalçın. Dedi ve elini sıktı.
E: nereye gidiyorsun böyle? Dedi merak edercesine.
M: Çayırlara gidiyorum. Hep giderim oraya kafa dinlemek için gerçekten ise yarıyor diyip gülümsedi mina. Eser ona bakıp gulumsemesine gulumseyip ' bende gelebilir miyim? Diye sordu. Mina tedirgin bir şekilde ' ı....mmm biraz dusuneyim' dedi. Eserin surati asilmisti ki mina ' şaka yaptım ya mardin herkesin gel tabi ' diyip eserin elinden tutup Çayırlara doğru koşmaya başladılar. Eser mutluydu ama birazda şaşkındı içinden mina için çok deli bir kız diye gecirirken mina esere dönüp '' deli degilim ben '' deyip gülümsedi. Eser şaşırmıştı dışından söylemişti ve utanmistida. Mina kendini çimlere atti ve guzelce yayildi sonra esere bakarak" sen gelmiyor musun?" Dedi. Eser alaycı bir sesle " ben ağayim oraya yatmami mi bekliyorsun? " dedi. Mina uzulmustu ayaga kalkıp ona bakti " ama az önce benimle kosmustun hem burda kimse yok yatsan kimse görmez agaligi bir kenara birakip az da olsa eglensen? " dedi mina masum bir şekilde. Eser minanin her hareketine dikkat ediyordu. Iyice inceliyordu onu. Gözleri gözlerine gittiginde ikiside aynı anda " gözlerin çok güzelmiş" dediler. Sonra ikiside siritip kafalarinin yine gökyüzüne bakmasini sağladılar. O kadar güzeldi ki tam o sırada çalan telefonla irkildi mina. Arayan babannesiydi ve kesin onu eve gitmek için çağıracakti. Mina esere bakıp:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE
RandomAşık olduğu adamla töre yüzünden zorla evlendirilecek olması minayi ne kadar mutlu etsede eser ve arkadaşları ne düşünecekler..?