1.Bölüm

1K 36 15
                                    

Kan ter içinde gözlerimi açtım. Ellerim beyaz çarşafı parçalarcasına sıkarken soluklarımı düzenlemeye çalışıyordum. Gördüğüm kabusun bu kadar gerçekçi olması beni ciddi anlamda ürkütüyordu. Sanki... Sanki her şey yaşanmış gibiydi. Terden alnıma yapışan perçemimi kulağımın arkasına attığımda aklımda hala gördüğüm kabus vardı. Şuan tek ihtiyacım olan ılık bir duştu.

Duşakabinin kapağını açarken saçlarımın arasında hafif bir esinti hissetmemle hızla etrafıma bakındım. Etrafta kimsenin olmaması beni rahatlatmaya yetecek bir etken olsa da git gide paronayaklaştığım gerçeğini de es geçemiyordum.

Etraftaki tek ses suyun, küvetin sert yüzeyiyle buluştuğu o huzur veren sesti. Ayak baş parmağımla suyun ısısını kontrol edip kendimi suya bıraktım. Hâlâ akmakta olan musluğu kapatırken zihnimde oluşan yankılar başımın ağrımasına neden oluyordu. Başta çığlık gibi gelen ses zamanla netleşerek kendini ele verdi.

"Buraya gelmemeliydin ufaklık!"

Kulaklarıma dolan cümle nefesimi kesmeye yeterli olmuştu ve ayrıca başıma giren ağrı da cabasıydı. Suyun içindeki bacaklarımı hızla kendime çekip, cenin pozisyonu aldığımda ne kadar zavallı göründüğümün farkındaydım. Ses aynı şiddetiyle tekrar yankılandığında ellerim kulaklarımdaki yerlerine kondu.
Kesinlikle deliriyordum. Bunun başka bir açıklaması olamazdı.
Kulaklarıma uyguladığım baskı her salise artarken sakin kalmaya çalışıyordum. Sesin kafamın içinden geldiğinin farkında olsam da ellerimi kulaklarımdan çekemiyordum.

"Buraya gelme-"

Kafayı sıyırmama neden olacak sesin kesilmesini her şeyden çok istiyordum.
Hıçkırıklarımın arasında güçlükle konuştum."SUS! NE OLUR SUS!"

Hıçkırıklarımı bastırabilmek adına sıktığım dişlerimin yanaklarımda oluşturduğu sızı canımı yakmıyordu,aksine bana kendimi güçlü hissettiriyordu. Ağlamamak,direnmek... Bunlar bana göre değildi. Ben daha çok korkak, güçsüz, tükenmiş üçlemesi içerisindeydim.

Tıklanan kapının sesi kulaklarıma ulaştığında dizlerime gömdüğüm başımı ağır bir hareketle kaldırdım.

"Alya! Bir sorun mu var?"

Büyükbabamla yaşadığım gerçeğine hala alışamamıştım.Sesi oldukça telaşlı geliyordu.Cevap vermem gerektiğini kavrasam da boğazımdaki acı buna engel oldu.Boğazımı temizleyip cevap vereceğim sırada endişeli sesi tekrar bana ulaştı:

"Alya!"

Bir yandan bağırıyor,bir yandan da kapıyı yumrukluyordu.Büyükbabamı cidden anlayamıyordum.Zaten anlamak istediğim de söylenemezdi.Birkaç ay önce beni kabullenmeyen büyükbabam şu an benim için endişeleniyordu.Kısa sürede ne değiştiği ise hala benim açımdan soru işaretiydi.Fazla irdelemeden ve daha fazla merak uyandırmadan hızlı bir şekilde bahane buldum: "Sadece...Böcek gördüm.Onun dışında iyiyim."

"Öyle olsun bakalım."dedikten sonra uzaklaşan adım seslerinden gittiğini anladım.

********

Üşümemi engelleyemeyen mavi bornozuma daha sıkı sarıldım ve yalınayak yürüdüğüm ahşap zeminde ilerlemeye devam ettim.Odamın kapısını açıp içeri girdiğimde açık bıraktığım pencereye karşın lanet okudum.Seri hareketlerle mavi pijama takımlarımı alıp pencereyi kapattım.Odamdaki minik banyoya girip üstümü değiştirdim.

********

Kapanan gözlerim bana ihanet etse de avuçlarımın arasındaki, kelimenin tam anlamıyla harika olan kitabın yarısına ulaşabilmiştim. 'Son bir sayfa' diye ikna etmeye çalıştım göz kapaklarımı. Oysaki yalan olduğu oldukça barizdi. Az da olsa araladığım gözlerimden kontağıma giren cümlenin devamını okuyamadan bilinçaltımın derinliklerine uğurlandım.

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin