Sabaha karşı saat 4 - 4.30 sıralarında uyanmıştım. Ne kadar çok uyumaya çalışsam da bir kere uyandığımda uyuyamayacağımı bal gibi de biliyordum. Bugün kendi arabamla işe gitmeliydim erken kalkmıştı hem şoförün bu saatte geleceğini sanmıyordum hem de kahvaltı yapardım. Banyoda ki işimi bitirdikten sonra dolabımdan siyah dar paça pantolon ve üzerine ince kazaklarımdan birini giydim saçlarım zaten dalgalı olduğu için pek uğraşma gereği duymadım. Alt kata indiğim de belli ki bizimkiler uyuyordu saate baktığımda 5.30 olduğunu gördüm arabamın anahtarını aldıktan sonra evden çıkıp arabama yöneldim.
Arabaya bindiğim de nedense huzursuz hissediyordum kendimi kafamı dağıtmak için rastgele bir müzik açtım, çalan müziği severdim Pera - Kimseler şarkısıydı (medyada var). Şarkıya eşlik etmeye başladığım da Arasgilin sokağından geçiyordum. Evlerinin önünden geçecekken onların evinden çıktığını tahmin ettiğim bir köpek arabamın önüne fırlamıştı son anda firene basmamla köpeği ezmemiştim... ezmedim herhalde...Ezmemişimdir ya.. Allahım nolur, yazık hayvana birşey olmasın.
Köpeğe bakmak için arabadan inip hızlıca köpeğe doğru ilerledim sanırım ayağı burkulmuştu ve biraz da korkmuştu.Tatlı bir köpekti böyle tüyleri felan yumuşacıktı severdim böyle köpekleri.
''Lan köpeğime naptın ?'' aniden gelen sesle arkamı döndüm Arastı. Beni gördüğünde şaşırsa da tepki vermemeye gayret gösteriyor gibiydi. Arkama baktığında köpeğinin kötü bir durumda olduğunu fark etti anında kaşları çatıldı.
'' Kaçırıp satmayı planlıyordum ?'' beni takmayıp köpeğine doğru ilerledi aralarında bir bağ vardı sanki, köpeği onu görünce inlemeye başladı. İçimde bir burukluk hissedince ona bir fikir sundum.
''Bence bir veterinere götürelim, ayağı falan incinmiş olabilir.'' köpeğine dikkatlice bakıyordu bana cevap vermek yerine köpeğini kucağına alıp evine doğru yürümeye başladı.
'' Hey kime diyorum?'' beni taktı mı tabi ki de hayır aman banane keşke ona çarpsaydım belki içimdeki yangına birazcıkta olsa su serpilirdi . Sinirle arabama yönelip lastikleri bağırta bağırta evlerinin önünden ayrıldım. Hızlı araba sürmeyi severdim çok denemişliğim yoktu ama denemiştim sonuçta.
Kahvaltı yapmak yerine direk iş yerime gelmiştim Selin den şekersiz bir kahve isteyip telefonumla meşguldum şu an sosyal medyadan Aras'ın fotoğraflarına bakıyordum. Zaten uzun zamandır takip ediyordum ki ben onu yani adını duyduğum ilk andan beri takip ediyordum çünkü intikam için fazla gerekliydi. Nerede neler yapmış, nereye kiminle gitmiş bilgilerini çabucak elde ediyordum.
Kapım çalındığında 'gir!' komutunu verdim kapıda Selin gözükmüştü. Bana doğru yaklaşıp masama kahveyi bıraktı.
''Aleyna Hanım başka bir isteğiniz var mıydı ?''
''Yok birtanem de Murat Bey ne zaman gelecek?''
''Gelmek üzeredir efendim ben ararım şimdi.''
''Tamam tatlım.''
Selin çıktıktan sonra telefonuma geri döndüm Aras'ın profilinden çıkıp uzun zamandır konuşmadığım hayırsız kuzenim Can'a 'Nasılsın hayırsız' temalı mesaj attım. Uzun bir süre cevap gelmemişti ben de pek takmayıp dün Murat amcanın öğrettikleriyle bir kaç dosya inceledim fikrime uymayan bazı yazıların da altını çizdim. Bir süre sonra Murat Amca gelmiş tekrar çalışmalara başlamıştık.
İki gün içinde işi yüzeysel öğrenmiştim, önümüzdeki günler içinde de ince detaylarına inmeye başlayacaktık.