1.BÖLÜM
"ilk karşılaşma"
*
Mila Hudson
Andrew Hudson
*
Her şey bir nisan yağmuruyla başlamıştı . Mila gergince yatağında gerinip o masmavi gözlerini sonunda açmıştı . Annesi öldüğünden beri ev artık eskisi gibi değildi. Babası sürekli çalışıyor eve doğru düzgün uğramıyordu . Mila ise zamanının çoğunu evde geçiriyor , pek sık dışarı çıkmıyordu . Tek eğlencesi annesinden kalan hatıralara bakmak , onları yad etmekti . Çok yalnızdı Mila . Annesinin ölümünden sonra iyice sessizleşmiş , kimseyle konuşmaz olmuştu. Babasını özlüyordu . O eski ailesini , annesinin şefkatli kollarını , babasının sevgi dolu sesini.. Her şeyi . Annesinin yaptığı çikolatalı kekin kokusunu bile özlüyordu .
Yataktan çıkıp elini yüzünü yıkadı ve aynadaki aksine baktı . Annesinin ölümünden sonra iyice zayıflamış , rengi solmuştu . Doğru düzgün bir şey yediği de yoktu zaten . Banyodan çıkıp üzerini giyinip,aşağıya indi. Yemek hazırlanmış , herkes derin bir sessizliğe gömülmüştü . Mila her zaman ki yerine oturmuş çayından bir yudum almıştı . Babasının sesiyle karşısındaki yıkılmış ama hala ayakta duran adama dikti gözlerini.
"Günaydın kızım."
"Günaydın baba. Evde olduğunu bilmiyordum. Ne zaman geldin.?"
"Dün geç saatte geldim kızım . Bugün seni de şirkete götürmek istiyorum. Artık senin de yanımda olmanı , evde kendini harap etmeni istemiyorum. İnsan yüzüne çıkmalısın artık."
"Baba biliyorsun , ben yapamıyorum."
"Bir tanem , yapmalısın. Annen de burada olsa böyle olmasını isterdi. Artık kendini toparlamalısın. Gençsin ve gençliğini harcamanı istemiyorum."
"Pekala baba , öyle olsun . Seninle şirkete geleceğim."
*
Şirketin devası ışıkları ile Mila'nın gözleri kamaşmıştı bir anda. Gözlerini kırpıştırıp babasını takip etti. Büyük ve şık bir masanın olduğu geniş bir odaya gittiler . Yanlarına bir kaç adam daha vardı . Babası kızına dönerek konuşmaya başladı.
"Kızım , birazdan ortağımız gelecek. Onunla bir anlaşma yapacağız . Senin de burada olmanı istedim. Bu konu seni de ilgilendiriyor ."
"Bu ne demek oluyor , baba."
"Birazdan öğrenirsin , kızım."
İçeri babası yaşlarında orta yaşlı bir adam girdi. Kır saçlı olmasına rağmen oldukça karizmatik görünüyordu . Yanında genç bir adam vardı . Yeşil gözlerini ona dikmiş , onu inceliyordu . Evet , aynen onu inceliyordu. Mila , kaşlarını çatarak karşılık verdi .
"Kızım bu *** Holding'in patronu Daniel Hudson . Bu da oğlu Andrew."
Mila şaşkınlıkla bir babasına bir Andrew'e bakıyordu . Bu ultra yakışıklı adamla aynı ortamda bulunmak zorunda mıydı ? Hemen buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıydı. Ama ona yönelen ses tonu üzerine düşüncelerinden sıyrıldı.
"Sanırım dilini yutmuş bu küçük kız ." dedi hınzır bir gülüşle.
Ne demişti bu züppe. Küçük kız mı ? Heytt be pezevenk neredeyse senle aynı yaştayım. Öküz herif ne olacak . Sinirli olduğumu belli etmeden cevap verdim.
"Merhaba. Bende Mila. "
"Memnun olduk kızım."
"Hadi gelin oturalım. Anlaşma şartlarımızı görüşelim ."
Derin düşüncelerimden sıyrılarak toplantı odasındaki geniş koltuklara oturduk. Oda da 6-7 kişi den fazla kimse yoktu. Patronlar ve avukatlar . Ben de . Şey , misafir. Kendimi hiç bir zaman bu iş için hazır hissetmedim . Ben mutlu olduğum keyif aldığım işi yapmak istiyordum ve bu hep böyle olacaktı . Ben bu düşüncelerdeyken babamın sesiyle irkildim.
"Kızım bu konu daha çok sizi ilgilendiriyor. İkinizi." dedi gözlerimin içine bakarak. Ben ne olduğunu anlayamadan babamın sesiyle yerimden sıçradım.
"Andrew ile evlenmeni istiyorum kızım ."
"Ne ? Bu saçmalık ." dedim hiddetle. "Bunu benden nasıl istersin baba . Onu tanımıyorum bile."
"Bende seninle evlenmeye meraklı değilim , küçük . Ama anlaşma gereği bir süre evli olacağız . Diğer ortaklar aile bağlarına önem veriyor . Yoksa tipim değilsin."
"Ahh , Tanrım. Kapa çeneni! Lanet olasıca egon bütün odayı boğuyor."
"Kızım doğru konuş , lütfen."
"Hayır , ben evlenme istemiyorum . Hele bu baş belasıyla hiç ."
"Ben de çok meraklıydım. Hadi gidelim baba. Bu kıza daha fazla dayanamayacağım."
"Otur yerine Andrew . Bir anlaşma yaptık ve evlenmeniz gerekiyor . Hem bu geçici bir süre. Sonra herkes kendi yoluna gidecek. Bu kadar büyütmeyin bu olayı."
Sinirden çenem titrerken ellerimi yumruk yapıp sıkıyordum. Karşımdaki pezevenkte halime bakıp sırıtıyordu. O an o güzel ağzına bir yumruk çakmak istedim. Ama kendime hakim oldum.
"Ben daha fazla dayanamayacağım . Çıkıyorum . Size iyi anlaşmalar. "
Ben hızla odadan ayrılırken babam peşimden koşup kolumdan çekti . Gözlerim sinirle seğiriyorken onun sesiyle bir kez daha sarsıldım.
"Güzel kızım . Lütfen anla . Bu sadece bir anlaşma. Evli rolü yapacaksınız sadece. "
"Baba , hayır . Bunu istemiyorum. Sende beni anla."
"Benim için yapmayacaksan bile , annen için yap bir tanem , lütfen. Geleceğimiz için şirketimiz için buna ihtiyacımız var."
"Eğer işin içinde annem olmasaydı bunu asla yapmazdım ." dedim ağlamaklı bir ses tonuyla.
"Biliyorum kızım. Teşekkür ederim. Hadi şimdi diğerlerinin yanına gidelim."
*
Her şey bir anda olup bitmişti. Bundan sonra artık evli biriydim . Ve kocam baş belası pezevenk'in tekiydi . Ultra yakışıklı olması da çabası tabi . Bunu ona asla söylemeyecektim . Asla . Sonuçta koca götlü egosunu çekemezdim . Şirketin ayarladığı eve bütün eşyalarımız taşınmış , bizim için gerekli olan her şey ayarlanmıştı . Adımlarımı yatak odasına doğru hızlandırırken içimden geçirdiğim tek şey şu gelinlik saçmalığını üzerimden çıkarmaktı . Lanet olsun . Düğünümün böyle olacağını hiç hayal etmemiştim. Ben sevdiğim adamla evlenecektim . Zorla biriyle evlendirilmek en son isteyeceğim şeydi . Ellerim gelinliğin fermuarına giderken hızla çekip üzerimden çıkardım , üzerimde sadece iç çamaşırlarımla kaldığımda kapının önündeki hırıltılı ses tonuyla yerimde irkildim.
"Çıplakken acayip seksisin."
"Öküzün tekisin ! Kapı çalma gibi bir huyun yok mu senin .?" dedim sinirle üzerimi örtmeye çalışarak . O ise inatla gözlerini üzerimde gezdiriyor . Beni soyuyormuş gibi bakıyordu. Bakışları tenimi delip geçerken sinirle hırladım.
"Heyy , sana diyorum. Bana öyle bakmayı kes !"
"Nedenmiş o ? Karım değil misin ? Bakmakta özgürüm. Hem biraz sonra olacaklardan sonra vücudunu saklaman anlamsız."
"Seninle birlikte olacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. Şimdi çık dışarı !"
"Hayır çıkmıyorum. Çıkacak biri varsa o sensin. Burası benim odam ve ben burada yatacağım."
"Hayır burası benim odam ve seni bu odada istemiyorum . Şimdi defol !"
"Olmaz , kıyafetlerim burada ."
"Seni de kıyafetlerini de.." lafım yarı da kalmıştı . O çoktan yamacıma varmış beni kollarına almıştı .
"Ne yaptığını sanıyorsun sen ?"
"Karımı düzmek için izin mi alacağım yani senden ?"
"Seni.... Çabuk çek ellerini üzerimden."
"Imm , hayatım . O vücudunun tadına bakmadan seni salmayacağım." ben ağzımı açmış laf söylemeye çalışırken birden vücudumu altına almıştı . Üzerime baskı yapıyor , beni kıstırıyordu . Bacakları bacaklarıma baskı yaparken hangi ara kıyafetlerini çıkardığını anlayamamıştım. Üzerinde sadece pantolonu vardı ve çıplak teni ay ışığında parlıyordu. Kasları oldukça dolgun ve belirgindi. Bakışlarım omuzlarından karnına doğru giderken sesiyle kendime geldim.
"Bakıyorum için gitti. Gözlerini vücudumdan alamadığına göre. "
"Uff , egona da sana da başlayacağım şimdi . Kalk üstümden."
"Neden ? Bence çok eğleneceğiz ." parmakları saçlarımdan boynuma doğru kayarken nefesini bütün vücuduma veriyordu . Sadece nefesiyle bile vücudum gerilmiş , kas katı olmuştu . Dudakları boynumda gezinirken birden kollarımı sıkmaya başladı .
*
"Ne yapıyorsun?" dedim hiddetle. Bir yandan da ne yapacağını merak ediyordum.
Ukala bir bakışla cevap verdi. "Herkese evli olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyorum." Dudakları çıplak boynumda gezinirken parmakları saçlarımda dolaşıyor , beni tahrik ediyordu . Dokunuşları tüy gibi hafif ama etkileyiciydi.
*
Sesimin heyecanlı çıkmasını önlemeye çalışarak "Yapma" dedim usulca. Aslında onu istiyor muydum ? Bilmiyordum . Sadece şuan buna hazır değildim . Bu gece olmazdı , şimdi olmazdı. O ise beni duymazdan gelip dişlerini boynuma geçirmişti. Acıyla çığlık atarak inledim.
"Ne yaptığını sanıyorsun , çabuk kalk üzerimden."
Biraz önce dişlediği boynumu öpüp yalamaya başlamıştı. Bu adam için sözlerimin hiç bir etkisi yoktu . O ise bildiğini okuyor beni dinlemiyordu . Parmakları göğüs boşluğumda gezinirken derin bir nefes aldım . Gözlerini gözlerime dikip usulca dudaklarıma tısladı .
"Sandığımdan daha tutkulusun ama korkuyorsun. Neden ?"
"Senin durumunda buna kurda kuzuyu emanet etmek olurdu . Şimdi lütfen kalk üstümden. Bu gece istemiyorum lütfen . Hazır değilim. Şimdi değil."
"Yoksa sen bakire misin ?"dedi inanmayan gözlerle.
"Evet." dedim gözlerimi kaçırarak . "Ne var bunda ?"
"Demek senin ilkin olacağım ha ?" dedi ukala bir bakışla. Ve ardından parmaklarını bacaklarımda gezdirmeye başladı. Ben titrerken eğilim göğüs boşluğumun tam ortasına ıslak bir öpücük kondurdu . Ve derin bir iç geçirdim. Bunu fark etmiş olacak ki gözlerini gözlerime dikip sırıttı .
"Bence gayet hazır durumdasın ? Ama , tamam şimdilik bir şey yapmayacağım. Nasıl olsa anlaşmamız uzun bir süre devam edecek ve bizim önümüzde uzun geceler olacak. Altımda inlediğin geceleri hiç unutmayacaksın, karıcığım. ." dedi ve gömleğini alıp odadan dışarı çıktı .
Ben ise söylediği sözlerle derin düşüncelere dalmış , boş yatakta öylece sabit bir yere bakıyordum . Sesi kulaklarımda yankılanıyordu .
"Altımda inlediğin geceleri hiç unutmayacaksın , güzelim." yatak örtüsüne sımsıkı sarılıp hiç bir şey olmamış gibi gözlerimi yumdum . Aklımda tek bir sözcük dolanıyordu.
"Karıcığım"...