*Geciktirdiğim için kusura bakmayın. İnternet problemim vardı .
Elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım. Yazım hataları olabilir kusura bakmayın .
Umarım keyifle okursunuz. Yorum ve votelerinizi bekliyorum. :)
*
"Gece daha yeni başlıyor , hayatım ." demişti ve gece gerçekten de daha yeni başlıyordu .
*
Gece hızlı başlamış , hızlı bitmişti . İlerleyen saatlerde kendimizi Andrew'le yatakta bulmuştuk. Bütün öfkesini , kızgınlığını , tutkusunu , şehvetini ve açlığını benden çıkarmıştı . Canımın acısıyla ve zevkten kıvranırken onun tek düşündüğü ateşini başka bir ateşle söndürmekti. Ve o kor ateşi bende bulmuştu . Açlıkla üzerime kapanırken sessizce ona teslim oluyordum . Ve sonra bir an bütün herşey durdu . Bütün öfkesi , siniri geçmiş , bütün şefkatini , sevgisini kalbimden bütün benliğime akıtıyordu . Alnıma değen dudakları ile kendimi ona sevgiyle gülümserken buldum.
3 Saat Önce
Andrew'in dizimde olan parmakları tenimi usulca okşuyordu . Bir kolunu omuzlarıma atmış beni yanına çivilemişti . Bir yandan içkisini yudumlarken bir yandan arkadaşlarının sohbetine karşılık veriyordu . Hiç tanıyamadığım bir adam yanımda duruyordu ve arkadaşlarının gözünün önünde beni baştan çıkarmaya çalışıyordu . Şuan tanımakta güçlük çektiğim kişi Andrew'di .
Andrew Hudson sahibimmiş gibi davranıyordu . Ne hissedeceğimi bilmiyordum . Andrew'in bakışları , dokunuşları tenimi yakıp kavururken yerimde huzursuzca kıpırdanıyorum . Andrew'in kulağına eğilip usulca fısıldıyorum .
"Ben lavaboya kadar gidip geliyorum." diyerek yanından jet hızıyla ayrılıyorum .
Kendimi tuvalete atıp aynadaki aksime bakıyorum . Aynada baktığım yüz benim yüzüm müydü gerçekten ? Andrew'den önce böyle ortamlara pek sık uğramazdım. Aslında hiç uğramazdım desem daha doğru bir tabir olurdu .
Hayatımın dönüm noktasındaydım . Andrew'den öncesi ve sonrası . Ben ise tam o ince çizginin üzerindeydim . Ya Andrew'in ellerini tutup onunla kendimi kaybedecektim. Ya da eski yas tuttuğum hayatıma geri dönecektim.
Aynada gözlerini dikmiş bana bakan mavi gözlere ters bir bakış atıyorum . Hayatımın Andrew'den sonrası bölümü kısa bir süre sonra bitecekti . Ve ben eski ruhsuz hayatıma geri dönecektim .
Andrew'den ayrılmak istemiyordum. Onu hayatımın her anında , her saniyesinde yanımda istiyordum . Ama imkansız olduğunu bilerek yaşamakta istemiyordum. O benim olmayacaktı , hiç bir zaman . Kendi çaresizliğime , acınacak halime bakıp iç geçiyorum . Yüzüme su çarpıp dışarı çıkıyorum .
Dışarı çıkmamla bir adamın beni kendi ile duvar arasına sıkıştırması bir oluyor . Karanlık ışıkların altında yüzünü seçemiyorum . Tenini tenime bastırıp beni belimden kavramış beni sımsıkı sarmıştı . Ellerimi göğsüne koyup yumruklarımı sallıyordum . Adam benden güçlüydü ve küçük yumruklarım hiç bir işeye yaramıyordu.
Kulağıma eğilip sessizce fısıldamasını duyuyorum . Parmakları bel oyuğumdan kalçalarıma gitmiş , beni sıkıştırıyordu . Kendimi ondan uzak tutmak istercesine itekleyip duruyordum .
"Boşuna uğraşma güzelim . Sevgili Andrew'ciğin seni kurtaramayacak kadar meşgul . "
"Bırak beni ."
"Seni bırakacağımı sanıyorsan yanılıyorsun , güzelim . Andrew yanında böyle bir fıstık getirmişken tadına bakmamak olmaz değil mi ? Neden arka taraflarda bir yere gidip tadını çıkarmıyoruz . "
"Seni aşağılık herif , beni rahat bırak dedim sana . Eğer bana dokunursan çığlık atarım ."
"Bir dene istersen . Bu kadar yüksek seste kim seni duyabilir . Sevgili Andrew'ciğin seni kurtarabilecek mi bakalım . "
Ağzımı açıp tam bağıracaktım ki birinin yere düşme sesini duydum . Gözlerimi açıp etrafıma baktığımda Andrew'in yerde yatan adama yumruklarını salladığını gördüm .
Öfkeden gözü dönmüş , adamın konuşmasına izin vermeden yumruklarını durmaksızın suratına geçiriyordu . Adamın homurtulu sesi bütün yeri kaplamıştı .
Adam kanayan dudağı ve morarmaya başlayan gözüyle zorla yutkunarak konuşuyordu .
