13. Bölüm. Evcil Hayvan Alışverişi

1.4K 81 54
                                    

Percy

Bizi tatlı hayvanların olduğu bir dükkana götürdüler. Veronica da bizimle geldi. Ayrıca Veronica hakkındaki düşüncelerim olumlu. Annabeth, sandığın gibi değil; lütfen kıza saldırma.
İçerde baykuşlar, kediler, kurbağalar vardı.
"Hogwarts'a götürülebilecek evcil hayvan türleri bunlar. Bir de fare vs. de alabilirsiniz." dedi Hermione bilmiş bilmiş. Ayh, bu kız Annabeth'e çok benziyor. Konuşma tarzı falan. Iyhh...
"Ah, benim büyük ya da küçük büyücülerim!" Satıcı kadın yanımıza geldi. Esmer bir teni vardı. Hafif kiloluydu ve koyu kahve, yukarıdan şirin bir topuz yapılmış ve mavi bandanayla bağlanmıştı. Siyah tişörtünün üstünde beyaz bir pati izi vardı.
"Ah Harry Potter! Ne büyük bir onur! Ben Louran Vesque! Bir süre buradaki veterinerde çalıştım. Maalesef satıcımız öldüğünden beri buraya transfer oldum. Merak etmeyin Mr. Potter. Yaşlılıktan öldü kendisi." Çapkın çapkın gülümsedi. Yine de sevimli bir tipti.
"Sizi hatırladım! Fareme bakmıştınız! Sonra Peter Pettigrew'mış aslında hiç farem olmamış, falan filan..." dedi Ron
"Evet Worny, haklısın, bakmıştım."
"Weasley."
"Worny."
"Peki Worny olsun...."
Evet, sormayın. Karakteri full olarak salladım. Eski sahibinin ölümünü de salladım. Ron'un faresine bakmasını da salladım. Her şey hayal gücümün ürünü.😁
"Sen, küçük ya da büyük hanım. Ne tür hayvan isterdin?" diye sordu Annabeth'e tatlı tatlı gülümsedi. Annabeth elini çenesine götürüp düşünmeye başladı. Düşünme süreci çok uzun sürmedi.
"Ben, baykuş alabilir miyim?" dedi.
"Oh, oh, oh; tabiki alabilirsin! Gel seni baykuşlara götüreyim."
Yumuşakça Annabeth'in elini tuttu ve bir kaç adımda baykuşlara ulaştık.
"Seç bakalım." dedi Mrs. Vesque. Annabeth güzel, gri gözlerini baykuşlar üstünde gezdirdi. Sonra parmağını kahverengi güzel tüylü bir baykuşa uzattı.

"Ah, ne de güzel bir baykuş! Hadi diğer küçük ya da büyüklerimiz için seçelim! Koluna al baykuşu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ah, ne de güzel bir baykuş! Hadi diğer küçük ya da büyüklerimiz için seçelim! Koluna al baykuşu."
Annabeth tereddüt bile etmeden baykuşu koluna aldı. Tam o sırada Veronica ve Nico çıkageldi. Nico'nun kollarında simsiyah bir kedi vardı. Veronica ise Nico'nun kucağındaki kediyi okşuyordu.

 Veronica ise Nico'nun kucağındaki kediyi okşuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BU SALAK BATIL İNANÇLARI BIRAKIN. Siyah kedi uğursuz falan değil. Basbayağı çok şirin.💕
Nico'yu dinleyin o uğursuz diyor mu?
HAYIRR‼️‼️‼️‼️
Neyse biz devam edelim. 😁

"Bence bu çok tatlı." dedi Nico. Tam o sırada Hermione geldi.
"Oyyyyyy, çok şiriğğğğğnnnnn💕💕💕💕💕."
Hermione'in kedileri sevdiğini hepimiz biliyoruz. ❤️
"Hadi bu yakışıklı beyefendiye bakalım."
Annabeth hışımla kadına dönünce yanaklarım kızardı. O sırada:
"VEÖVH VEÖVH!!!" diye sesler geldi.
Beni yargılamayın.
Arkadan siyah renkli, simli gibi, 3 gözlü, keskin dişli, 2 kulaklı, kocaman bir hayvan bana doğru koşmaya başladı. Bakın, evcil hayvan değil, HAYVAN!!
Beni hala yargılamayın .
Onunla konuşmayı denedim fakat başaramadım. O anda aklıma gelen ilk hareketi uyguladım. Kaçmaya başladım. Kükreyerek arkamdan koşmaya başladı. Hızlıca nefes alıp veriyor, adrenalin salgılanıyordu. Annabeth'in arkamdan bağırdığını duyabiliyordum. Ayağımı öne atarak hızımı yavaşlattım. Elimde Dalgakıran havaya zıpladım ve Dalgakıran'ı hayvanın kafasına saplamak üzere havaya kaldırdım. Lauren;
"Reducto!" diye bağırdı ve hemen önümdeki küçük patlamayla arkaya uçtum.
"Sen, ne cüret!" diye bağırdı Lauren. Sonra hayvana baktı.
"Sakin ol oğlum, sakin ol." Hayvan Lauren'in yüzünü yaladı. Bu hayvan daha demin bana saldırmaya çalışıyordu be! Tabi ben de onu öldürecektim neredeyse. E nereden bileyim ben onun Lauren'in olduğunu. O yaratık şeytani be!
Bu arada uçaktan selamlar gsjsfjdksk.
Yazarınız da her zamanki gibi çok komik.
Ama cidden uçaktayım ve manzara çok hojtur ama benane.
"Minnoş, gir şuraya Minnoşum." Minnoş mu? Çok da minnoş(!). Lauren "Minnoş'u kolaylıkla odaya soktu.
"Sen ne istemiştin, seni gidi şeytani Minnoş katili?"
Ya bi de bana şeytani diyor ya!
"Kusuruma bakma hanımefendi ama "Minnoş"'unuz beni öldürmeye çalıştı."
"Sen de onu."
"Ama o başlattı."
"O daha küçük ne anlasın?"
Küçük kardeşi olan benim gibi suç üstlenme kurbanı arkadaşlarımıza gönderme.
" Ya sen neyin küçüklüğünden bahsediyorsun ya?! O şey benden büyük!"
"Ona şey deme. Adı Minnoş."
"Şey!"
"YETER!" diye bağırdı Hermione. Hepimiz ona baktık. Bana sahte sahte gülümsedi.
"Artık alsak da gitsek diyorum Percy'ciğim."
"Bana öyle Percy'ciğim deme!"
Annabeth kolumu tuttu ve beni kendine çevirip aniden dudağımdan öptü. O an tüm sinirim sıfırlandı. Onunla olmak sinirimi sıfırladı.
"Peki mavi bir şey var mı?" Annabeth ve Nico aynı anda alınlarına vurdular.
"Perc–"
"Aslında var."
Ben dahil hepimiz şaşırdık. Bir şey söylemeden başka bir odaya getirdi.
"Doğal mavi. Ama ücreti bir baykuşun 4 katı. Çünkü değerli."
Doğal ha? Büyücü Dünyası bu yargılamıyorum. Aman tanrılarım fiyata bak! Hemen çantamı açtım. Hermes'in verdiği vardı ya hani. Çok pahalı olduğunu mırıldanırken çantadaki bir tomar parayı aradım. Bu sırada Harry elimi tuttu. Bana gülümseyip kafasını Lauren'e çevirdi.
"Ben ödüyorum."
Valla benim itiraz edecek halim yoktu ama sanırım Annabeth benimle aynı fikirde değildi.
"Yo Harr–"
"Annabeth." Gözleriyle Annabeth'i durdurdu.
"Teşekkür ederiz. Değil mi Percy?"
"..."
"Percy!"
"Ha, evet, saol ya dostum."
"Tabi ne deme–"
"Vıdı vıdı vıdı vıdı...." diye inlemeye başladı Lauren.
"Peki peki." Harry parayı ödedi. Lauren baykuşu omzuma koydu. Hiç ürpermedim. Çünkü..... baykuş benimle konuştu!
"Ay ne tatlışsın sen! Percy Jackson. Poseidon'un oğlu. Bayağı ünlüsün Jackson." Hayvanlarla konuşabilmek benim için yeni değildi.
"Evet ben oyum."
"Bu manyak baykuşla mı konuşuyor?" diye sordu Lauren.
"Hey! Percy'ime manyak diyemezsin!" Dedi. Tabi ki kimse onu duymadı.
"He–" diye başlıyordum ki Hermione araya girdi.
"Ahahahah, kendisi yapar öyle. Teşekkür ederiz! Gidelim biz."
"Durun! İmza verir misin Potter?" Harry kağıdı imzaladı.
"Kendinize dikkat edin çocuklar. Sen de manyak olan." Dedi Lauren.
"Se–" Arkadaşlarım kollarımı tutarak beni dükkandan çıkardı. Ders kitapları için yürürken bir süre için yanımızdan ayrılan Mrs. Weasley ile karşılaştık.
"Oha o baykuş– mavi mi?"
"Evet." Hepimiz gülüştük.
"Lauren ne gıcıktı ha. " dedim. Herkes bu lafıma güldü.
"Pekala adı nedir?" diye sordu Harry.
"Hmmmmm......"
Bu soru için hazırlıklıydım. İsmini düşünmüştüm bile.
"Mavi." Herkes gülmeye başladı.
"Pekala gerçek adı ne?" diye sordu Ron.
"Mavii?"
"Ah peki. Beklendik." Tekrar güldük. "Seninki Annabeth?" diye sordu Harry.
"Athema."
"Yaratıcılıkta son nokta Ann." Yanağımdan öpüverdi.
"Nico?" diye sordum.
"Darkie."
"Ne mantık?"
"Dark.(karanlık ya da siyah demek - alkış alayım -) Bir de şirin olsun diye -ie var.
"Bence çok tatlı. Ve tek tatlı olan o değil dedi Veronica ve yanakları kızardı.
"Geldik!" Diye parmağıyla işaret etti Mrs.Weasley.
Bu arada Percy baykuşlara konuşamaz ki! Diyebilirsiniz. Şuraya açıklama yazdım:
A- Hermes ile ilgili
B- Gelecekte olacak olaylarla ilgili
C- Baykuş büyülü
D- Bu benim kurgum karışmayın taam mı??!!!
D şıkkını seçemezsiniz. :)
Düşündüm ki Percy baykuşla konuşsa çok epic olurdu.
Siz karar verin o yüzden.
A mı B mi C mi?
.
.
.
.
Karar verdim. A ve B ve C. Yani gelecekte baykuşun Hermes sayesinde büyülü olduğunu öğreneceğiz. Mesela 15 ya da 16. Bölümde falan. Belki 17.
.
.
.
.
.
.
Okunma sayısı bu hikayenin 2K olduğunda yeni kitabım Harry Potter Replikleri'ni yayınlayacağım. *o zamana kadar çalınmış görürsem sizi yolarım*
.
.
.
Hogwarts'ta Bir Melez'i takip ettiğiniz için teşekkür ederim.❤️❤️❤️

Hogwarts'ta Bir Melez - Harry Potter ve Percy Jackson Birleşiyor!  #Wattsy2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin