20. Bölüm

2.1K 88 3
                                    

Kısa olduğu için özür dilerim SARED okuyucularım... Ama inanın neyi nasıl yapayım derken böyle kötü bir bölüm ortaya çıktı. Biraz aceleye geldiği için... Neyse yeni bölüm ne zaman gelir bilmiyorum ama bir daha ki bölüm harika olucak :)

Müzik ile dinleyin lütfen ^^ :)

YORUM ve VOTE istiyorum canlarım :) lütfen YORUM yapın, yorumlarınız bana ilham kaynağı ama kimse yapmıyor ki yorum :(

DİĞER BÖLÜM NELER OLSUN İSTERSENİZ ONU YORUMA YAZIN LÜTFEN <3

İyi keyifler...

4 AY SONRA

''Jasmine... seni çok seviyorum KIZIM.'' diyerek yanımızdan uzaklaşmasını bekledim. Bugün kalp ameliyatı olacaktı. 4 ay sonunda kendine uygun bir kalp bulunmuştu ve hemen ameliyata girmesi gerekiyordu... İlk defa ona 'seni seviyorum' demiştim. Oysaki normal bir baba olarak bunu defalarca söylemiş olmam lazımdı. Ama ben normal bir baba değilim...

''O iyi olacak mı.?'' dedi Scott'a Sarah. Evet Sarah'ı bulup, kurtarmıştık o itin elinden. Hatta bizzat ben halletmiştim o şerefsizin ceza işini. Ağzını burnunu kırdıktan sonra temizletmiştim, yok ettirmiştim onu. Sarah ise benim ona yaptıklarımdan sonra konuşmamıştı. Yani benle hiç konuşmamıştı... Ve kendine başka bir ev kiralamıştı...

''Emin ol, Jasmine çok güçlü... ve bu gücünü ameliyatta da gösterecek.'' Scott'un güven verici sesine ben bile inanmıştım BİR AN.

''Scott, ben buradayım siz eve gidin.'' dedim emredici ses tonumla. Scott'a yan bir bakış attığımda, Sarah'a 'hadi gidelim' tarzı şeyler söylüyordu. Ama Sarah'ın bunu umursadığı belliydi. Yerinden dahi oynamıyordu. Gözlerini sımsıkı yumdu ve eliyle oturduğu sandalyenin koluna tutundu. Ayağa kalkmaya çalıştığı an yere yığılması ile aniden ayağa fırlayıp, onun yanında bitmem saniyeler almamıştır.

''Ne bekliyorsun.? Git hemşire falan çağır.!'' diye kükredim Scott'a...

***

''Sarah Blake.'' diye bağıran hemşirenin yanına gittim. Kan testi yapmıştı doktor ve sonuçları Sarah ayılmadan önce çıkar demişti. Yarım saattir bekliyordum ve sonunda sonuçlar çıkmıştı. Hemen hemşirenin elindeki kağıdı alıp, doktorun odasına rahat olmaya çalışan bir şekilde girdim. Elimdeki kağıdı doktorun masasına koyup, sandalyeye kuruldum.

''Evet... bakalım neyi varmış Sarah'ın.'' aramızdaki bir iki dakikalık sessizlikte doktor kağıtta yazanlara bakarak tebessüm etmişti sonunda. Kağıdı masasının kenarına koyup, bana çevirdi bakışlarını.

''Neyi varmış doktor.?'' dedim sakince. İçimden bir his korkulacak bir şeyin olmadığını söylüyordu.

''Önemli bir şey değil... sadece eşiniz 4 aylık hamile.''

''İyi iyi... NE DEDİN SEN.?!'' Hamile mi.? Ne .?! Ne saçmalıyor bu doktor.!?

''Ahahah... dediğim gibi eşiniz hamile. Hayırlı olsun.'' diyerek sandalyesinden kalktı ve oda da beni yalnız bıraktı. Şimdi Sarah, hamile miydi.?

***

Jasmine ameliyattan yeni çıkmıştı. Ve ameliyat başarılı geçmişti... Şimdi geriye kalan Sarah'ın o şeyi aldırması ve Jasmine'nin kendisine zarar vermesini engellemek. Ne kadar da kolay görünüyor...

''Sarah biraz konuşmalıyız.'' dedim biraz ciddiyetle. Başını sallayarak sandalyeden kalktı ve yanıma geldi. Scott'a bakarak ;

''Jasmine'ye bir şey olursa hemen bana haber ver.'' dedim ve hastane bahçesine doğru ilerlemeye başladım. Sarah da beni takip ediyordu... Eminim ne konuşacağımızı merak ediyordur. Nasıl söyleyeceğim şimdi karnındaki O şeyi aldırması gerektiğini.?

Biraz daha yürüdükten sonra hastanenin bahçesine çıkmıştık. Bankalardan birine oturdum ve Sarah'a da yanıma oturmasını belirten haraketi yaptım.

''Ne konuşmak istiyorsun.?'' sesi endişeli ve bir o kadar da soğuk çıkmıştı. Aferin benim karıma...

'' Hamile olduğunu biliyorum.'' bir an bana gözlerini büyüterek baktıktan sonra kendin toparlamasını bekledim.

''O şeyi istemiyorum Sarah... O'nu aldırman lazım.'' dedim en soğuk ve acımasız çıkan sesimle. Çimen yeşilinin zümrüt yeşili ile karışması olan gözleri saniyeler içinde doldu ve bütün yüz hatları kasıldı. Aniden banktan kalktı ve karşıma dikildi.

''O şey dediğin senin bebeğin.! Onu asla aldırmam.!'' diyerek sinir kat sayılarımı zorladı. Bende banktan kalkarak onun karşısına geçtim.

''Jasmine var zaten... Daha uğraşamam anlıyor musun.? O'nu aldıracaksın.!'' dediğimde, yumruk yaptığı ellerini göğsüme geçirmeye başladı. Bedenim acımıyordu ama ruhuma... kalbime vuruyordu sanki, o küçük elleri...

''Sen ne biçim birisin ya.?! Jasmine varmış.! Ahh, nasıl seninle evlendiğimi bile düşünemiyorum... Hepsi oyundu anlıyor musun.?! Hepsi Jasmine'nin o boktan oyunu idi.! Ve şimdi asıl konumuza gelirsek... senden BOŞANACAĞIM. O istemediğin şeyi de senden çok uzak olan yerlerde doğurup, büyüteceğim.! Sen zaten O'nu hak etmiyorsun...'' diyerek arkasını döndü. Koşar adım hastanenin bahçesinden çıktı. Ben de Sarah gittikten sonra banka geri oturdum ve kendimi avutmaya çalıştım...

Sarah hamileydi... Belki bana söylemiyordu ama Tyler onu kaçırdığında tecavüz etmişti ve babası oydu bebeğin.? Yoksa neden böyle davransın.? Neden Tyler'ı öldürdüm diye bende konuşmasın.? Bir dakika.! Az önce Sarah bana ne dedi.?

'...seninle evlendiğim bile düşünemiyorum...' benimle evlenmek istemiyor muydu yani.?

'Hepsi oyundu anlıyor musun.?! Hepsi Jasmine'nin o bokton oyunu idi.!' Jasmine... aklım çok karışmıştı ve şuan kendimi bir kız gibi hissediyordum. Çünkü ruhum ve kalbimi dinleyerek kendimi harap ediyordum. Ama her şeyi öğreneceğim... Ve Sarah... ondan asla boşanmam.! O benim karım... ilk aşkım... ilk gerçek evliliğim... ve sadece BENİM.

SARAH BLAKE

Hamile olduğumu öğrenmişti.! Ve benden o masum meleği aldırmamı istiyordu... Gerekirse Jared'den boşanırdım ama asla ilk çocuğu aldırmazdım... Bir kaç saattir yürüyordum ve nereye geldiğimi bilmiyordum. Ayaklarım beni nereye yönlendirirse o yöne gitmiştim. Ve çok yürüdüğüm için yorulmuştum da... Yürümeyi kesip, etrafımı inceledim. Jasmine ile geldiğim sahildeydim. Hemen bir banka oturdum ve ellerimi karnıma siper ederek gözlerimi kapadım. Başım çatlayacak derecede ağrıyordu...

Ben 4 aylık hamileydim... Jared bunu öğrenince, aldırmamı istemişti ama asla aldırmayacaktım. Söz konusu bile olmamalıydı bu kelime. ALDIRMAK... Anlamı ise gerçek bir katil olmak. Hiç bir günahı olmayan bir meleği, daha doğmadan öldürmek. Asıl katil diye bunlara denir... Ben ne olursa olsun aldırmayacaktım bebeğimi. Bu bebek, bana Tanrı'dan gelen bir koruyucu melekti... Bu arada Jared'a söylemiştim oyun olduğunu.. Umarım beni yanlış anlamamıştır. Yoksa cidden bu konunun sonu hâyır değil...

Omzuma konan bir el ile yerimden sıçradım. Bir kaç saniye içimde yanıma oturan kişiye bakmaya tenezzül etmeden konuştum.

''Rahatsız edilmek istemiyorum.'' yanıma oturan kişi her kimse beni pek umursamış gibi görünmüyordu. Kafamı yana çevirdiğim de O'nu gördüm.

''Tyler.?''

''Bakıcı'' AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin