ZÜPPE

8. BÖLÜM

Hayatımda aldığım ilk öpücüğümün ardından güzel ve rahat bir uyku çektim. O olaydan sonra Gemma gelmişti ve bende apar topar evime dönmüştüm. Her ne kadar annemi geçiştirsemde bu heyecanımın nedenini bende bilmiyordum. Yatakta debelenip durduktan sonra sonunda uykuya dalabilmiştim ve şimdi çalar saatimin sesine uyanıyordum.

-zııııııır-

Elimle saatin susturma yerine bastırıp kendimi yatağımın başlığına bastırdım. Zor bir gün beni bekliyor olacaktı. Amy her şeyi anlatmamı isteyecek, Harry'de çıktığımızın 2. gününün güzel geçirmeye çalışacaktı.

Zar zor kıyafet dolabıma doğru ilerledim.

Kadife, dar, açık kahve pantolonumun üstüne kahvenin tonlarında bir kazak çıkardım. Bir kaç yüzüğü elime geçirip sağ kulağımın 5 deliğine gümüş küpelerimi taktım. Çok hafif bir makyajla dünki gotikliğimden tamamen arınmıştım. Böyle davranmayı seviyordum. Bir gün başka, bir gün başka olmayı.

Coğrafya kitabımı çantama atıp aşağıya indim.

''Anne?''

Ortalıkta gözükmüyordu. Mutfağa girdim ve tezgahın üstündeki notu son anda farkettim.

'Marketteyim.'

Omuzlarımı silkip dolaptan sütü çıkardım. İçine gevrekleri koyup bir iki dakika da yedim. Ayaklarıma Cat'lerimi geçirip evden çıktım. Hava soğuk ve sisliydi.

                                                                                   ***

En arka sıraya oturmuş, Harry'yi bekliyordum. Gözlerimi kapayıp arkama yaslandım ve dün olanları hatırladım.

Harry öpütüğüm ilk ve tek adamdı. Ben şıpsevdi biriyimdir. Kendimi herkese yakıştırırım ama daha önce birine karşı bu duyguları hiç hissetmemiştim. İlk defa birini gördüğümde mideme tekme yemiş gibi hissediyordum. Birini böylesine çok seviyordum. Kokusunu, tenini, gözlerini... Her şeyin bütünüyle seviyordum. Ben çok güzel bir kız değilimdir. Esmer, dalgalı saçlı, kahverengi gözlü, zayıf olmayan biriyim. Şu ana kadar çok az çıkma teklifi aldım. Tahmin ediyorum ki hiçbiri Harry kadar yakışıklı değildir.

Yanağıma bırakılan öpücükle irkildim.

''Harry.''

Gözlerim kapalı olduğundan onun geldiğini farketmemiştim. Yanıma oturdu.

''Ne düşünüyordun?''

Derin bir iç çekip cevapladım.

''Sanırım, dünü.''

Sıcak gülümsemesi kanıma karıştı. Elimi saçlarına götürüp bukleleriyle oynadım. ''Çok güzeller.''

Elimi tuttup indirdi.

''Sen her şeyden daha güzelsin.''

Elleri hala benimkilerleydi ve sıcaktılar. Uzun parmaklarıyla elime bir şeyler çiziyordu. Kafamı yan çevirip parmağını takip etmeye çalıştım ama okuyamadım.

''Hey! Ne karaladın?''

Küçük bir kahkaha atıp ''Sen benimsin.'' dedi

Böyle anlarda ne yapmam konusunda hiçbir fikrim yoktu. Derin bir nefes aldım ve öğretmenin sınıfa girişini izledim. Harry ellerini sıraya dayayıp sınıfla birlikte ayağa kalktı.

''Bu durumdan hep nefret etmişimdir.'' diye mırıldandı.

Ders boyunca Harry'nin defterime çizdiği şeylere baktım. Gerçekten güzel bir çizimi vardı. O her şeyiyle kusursuzdu.