Gece uyumadan önce biraz zorlanmıştım. Ağlamamak için kendimi fazlasıyla sıkmıştım ve bu yüzden yüzümde 3-5 tane çil çıkmıştı. Çok ağladığımda ya da kendimi çok yıprattığımda hep böyle olurdu. Yüzüme fondöten sürecek halim yoktu ama bunu Harry'ye yaptırmayacaktım. Yani benimle dalga geçmesine izin vermeyecektim. Elimi yüzümü soğuk suyla yıkayıp aynaya baktım. Saçlarımdaki mavilikler soluk yeşile dönmüştü. Kot gömleğimi ve beyaz pantolonumu giydim. Pek fazla önemsemeyip hafif kırmızılaşmış gözlerime gösterişli bir makyaj yaptım. Bu rimeli Avon'dan 15 dolara almıştım. Dudak parlatıcımı dudaklarıma sürerken telefonum çaldı.
Arayan kişi Amy'ydi.
Boğazımı temizleyip telefonu açtım.
''Efendim?''
''Dışarda kahvaltıyı yapmaya ne dersin? Haftalığımı fazlasıyla aldım.''
Gözlerimi saate götürdüm. İlk derse geç kalırdık.
''Okula çok az kaldı. Belki haftasonu.''
''Ah.'' dedi. ''İlk iki ders boşmuş.''
Yüzüme bir gülümseme yerleşti. Beni almasını söyleyip aşağıya indim.
Annem güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı. Onu kırmamak için bir kaç şey atıştırdım. Çayımdan bir yudum alıp Amy'nin gelmesini bekledim. Yaklaşık bir 10 dakika sonra kapı çaldı. Nike spor ayakkabılarımı ayağıma geçirirken Amy'nin arkasındaki arabaya baktım.
''Aman Tanrım, araba mı aldın?''
Araba kırmızı bir Mini Copper'dı.
''Bu mükemmel.''
Amy, anneme sarıldı ve birlikte arabaya bindik.
''Eee, bana nerede ne ısmarlıyorsun?''
Arabayı sağa saptırırken ''39. caddedeki yeni açılan kafeye. Kahvaltısı çok lezzetliymiş.''
***
Bardağımdaki kahveyi yudumlarken telefonuma bir mesaj geldi.
NERDESİNİZ? (Gönderen: Sue)
''Aptal, neden yalan söyledin?''
Tabağındaki salatalığı ağzına atıp ''Ağzımda yemek varken konuşamam.'' dedi. Gözlerimi devirdim.
Cebinden bir ellilik çıkarıp tabağının altına koydu. Çantamı toparladım ve Amy'nin yeni arabasına doğru ilerledim.
Yol boyunca bayağı sohbet ettik. Konu hiç Harry'den açılmadı. Saçlarımın akan mavisinden, göz makyajımdan, matematik öğretmenimizin eteğinin altına giydiği tangadan bile bahsettik ama ondan bahsetmedik.
Arabayı okulun otoparkına parkederken bir kaç insanın bize baktığını gördüm. Daha doğrusu bize değil, Amy'nin yeni arabasına bakıyorlardı.
Ders beden eğitimiydi. Soyunma odasında çıplak kızların arasında siyah taytımı ve siyah kuş desenli beyaz tişörtümü giydim. Saçlarımı at kuyruğu toplarken aralıktan Harry'nin spor salonuna giydiğini gördüm. Lanet olsun.
Salona başım dik girip bir pilates topunun üzerine oturdum. Telefonumu cebimden çıkarırken Harry'yle göz göze geldik. Gözleri bugün açık yeşildi ama masum durmuyordu. Arkamdan birinin topa vurmasıyla sarsıldım. Yerden kalkarken küfrettim.
Elliot, üstünde oturduğum pilates topuna bir tekme indirmişti. Gülerken dişlerinin ne kadar güzel oluşunu izledim.
Kıkırdayıp ''Seni öldürürüm.'' dedim. O kaçarken zar zor arkasından koştum ve en sonunda sırtına atladım. Bacaklarımı Elliot'ın beline sararken Harry'nin bize baktığını gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜPPE
FanfictionAmacı belli olmayan bir genç. Ashley'i gerçekten seviyor mu yoksa tek amacı onu kırmak mı? Ashley'nin tek suçu ne yapacağını bilmemek. Okuyun ve görün xx