Çocukluğum gitgellerle geçti. Hep alışma süreci, hep yeni bir ortam.. Suskundu çocukluğum. Bastırılmış duygularla yaşamanın ne demek olduğunu iyi bilirdim. Beş yaşına kadar dedemin yazlığında babannem , ablam , annem ve babam ile birlikte yaşadık. Ablam ile çocukluğumda oynadigim oyunlar , salıncak kapmalar , ıhlamur ağacının kokusu hala zihnimin hatıralar köşesinde muhafaza ediliyor. Ablamın anlattığı komiklikleri izlerken kıkırdamalarımızı duyan dedemin "hött!" diye bağırışı , ablamla kabuğumuza çekilmemiz ...
Annem mutsuzdu. Kayınpeder ve kayınvalideyle yaşamak zordu onun için. Üstelik otuz yaşındaydı. Çok genç yaşta evlenmiş, bulunduğu ortama ayak uydurmuştu. Artık sabrı taşmıştı. Annem babama her seferinde merkezden bir daire almasını, böyle sürerse çocukları alıp gideceğim diyordu. Babamın merkezde mobilya dükkanı vardı. Babam annemi her defasında sakinleştiriyor, işlerinin iyi gittiğini, yeni eve geçebileceğini, sabretmesini söylüyordu. Gece herkes karyolasına geçiyor derin uykularına dalıyorlarlardı.
Sabahın yedisinde ablam kravatını bağlıyor, bense karyolamda parmağımı etmiyordum. Babam kapıyı çalıyor ,ablam çantasını sırtlayıp beni öptükten sonra odadan çıkıyordu. Ellerimle oynuyor sanki yeni bir şey üretircesine ellerimi diğer parmağımla birleştiriyordum. Annem odaya gelmiş, giyinmeye yardım ediyordu. Askılı penyeyi ve şortu girmekte ısrar etmiştim. Annem dedemin bu halimi görmemesini, görürse kızacağını , biraz giyip sonra çıkarmam gerektiğini söyledi. Ben zıplaya hoplaya mutfağa gittim. Giysiler çok hoşuma gitmişti. Annem , dedem ve babaannemin kahvaltısını çoktan hazırlamış karınlarını doyurup bahçeye gitmişlerdi. Annem de benim artık yumurtamı bitirmemi sofradan kalkmamı istiyordu. Yiyesim yoktu yumurtayı o sabah. Annemin ne olur ye artık der gibi bakmasıyla bitirmiştim yumurtamı. Ayağa kalktım ve salıncağa bineceğimi söyledim. Koşarak bahçe kapısına doğru yürürken dedem ve babannem de türkü söyleyerek geliyordu. Dedem beni görünce türküyü yarım bırakmış yüzü sinirden kıpkırmızı kesilmiş bir şekilde bir güzel kızdı. Üzerine de "ayıptır kızım ayıp! Nerden alırsınız böyle şeyleri anlamam ki..Tövbe tövbe " sözleri beni odaya kaçırtmış ağlamama sebep olmuştu. Ağlaya ağlaya üstüme eşofman takımlarını geçirmiştim. Bahçe kapısından yukarı merdivenleri çıkıp salıncağa oturdum. Keşke ablam okuldan dönseydi de sallasaydı beni. Sallamaya başladım kendimi. Kendimi itiyor, daha çok itiyordum. Bu sayede daha cok yükselmiştim. Uçmak, özgürce uçmak. Bulutlara dokunmak istiyordum. Yarım saat olmuştu. Yorulmuştum. Salıncak yavaşlıyor, yavaşlıyordu. Güzel şeyler çabuk bitiyordu.
Aradan bir sene geçmiş, dedemler komşuya gidince delirircesine babama gitmek istediğini söylüyordu. Az bile dayanmıştı. Köyde yapacağı şeyler sınırlıydı. Dertleşebileceği, sütçü abladan başka da kimse yoktu. Bir saatliğine gitmiş kıyameti koparmışlardı. Bir hafta sonra babam akşam eve gelmiş anneme yeni evin müjdesini vermişti. Annem, ablama söylemişti. Ablam sevinçle odada anlatıyordu. Kıkırdıyor, hayalindeki odayı anlatıyordu. Kapının ardından ayak sesleri, geliyordu. Ablam, üst ranzaya çıkmış, ikimiz de yorganı başımıza çekmiştik. Dedem içeri giriyor. "Yatın artık! " sesimiz çıkmayınca odadan çıkıyor . Ben de ertesi günün tatil olması bunun sayesinde de ablamın evde olacağı mutluluğuyla uykuya dalıyorum.
Ablamla kahvaltıda yumurta tokuşturuyoruz. Bahçeden ahududu topluyor, salıncakta sallanırken bi güzel yiyoruz.Ablam komşu çocukları çağırıyor.Yakantop oynuyoruz o sıra. Babaannem bizi tebessümle izliyor. Dedem de ona katılıyor. Dedemin yanına gidiyorum "dede sen de bizimle oynasana" gülümseyip benimle ortaya geçti. Üçüncü de Fatma beni vurmuş kenara geçiyorum.Dedem toptan gülerek kaçıyordu. Yedi.. sekiz.. dokuz.. on.. Onuncu da ablamın ayağından vurmasıyla yanmıştı dedem. Bu oyunda onun da içinde küçük bir çocuk olduğunu anlamıştım. Dedemin babası da dedem gibiymiş. Dedem de babamı böyle yetiştirmişti . Fakat babamın bize karıştığı yoktu. Sadece sessizdi. Erkek muhabbeti yapamazdı. Yapsa da gereksiz şeyler anlatırdı. Kendini zorlardı. Fakat babamdan güzel bir sohbet çıkmazdı. Babam bizi çok sever ama ne okuduğumuzla, ne yazdığımızla ilgilenip bunun hakkında sohbet etmezdi. Hala sohbet diyorum. Babam işte.. Ondan sohbet çıkmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalperest
Teen Fictionİstanbul'dan sıkılmıştım. Başka bir şehirde kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyordum. Bana ait olan bir hayat..Çok cazip geliyordu. Önemi yoktu. Denizi olan bir şehir olsa yeterdi. Uçmak istiyordum sadece. Özgürce...Babaannemin bana "nereye kız...