3. BÖLÜM

780 51 6
                                    

multimedya: Alexa

---ALEXA GRAY---

Yere attığı sigara izmaritini botunun ucuyla ezdi Alexa. Gözü yine botuna takıldı. Çok güzeldi ve onun bütçesine göre oldukça da pahalı. Asgari ücretle çalışıyordu bu kafede garsonluk yaparken, ki maaşı çoğu zaman geç, bazen hiç yatmıyordu.

İki ev arkadaşıyla birlikte kaldığı küçücük bir evi vardı. Çalıştığı kafenin hemen arka sokağındaydı evleri. Evleri değildi aslında kirada oturuyorlardı ve küçücük evin kirası bile bütçelerini zorlamaya yetiyordu zaten. Çoğu kez de bu kira meseleleri yüzünden birbirleriyle kavga etmişlerdi. Ama Alexa bunca kavgaya sebep olan pis evini ve odasını çok seviyordu. Çünkü 10 yıldır evim diyebildiği tek yer burasıydı.

9 yaşında babası mezara, annesi hapse giren Alexa, 18 yaşına kadar yetimhanede yetiştirilmişti. Kardeşi yoktu. Yetimhanede de ona işkence ederlerdi adeta. Küçücük yaşta başlamıştı dramı Alexa'nın. Ortaokulu bitirdikten sonra, lisede okulu sık sık asmaya başladı. Bir şekilde hep kaçmanın yolunu buluyordu. Okulda derslerde bütün gün sıkıntıdan patlamaktansa, bazı arkadaşlarıyla eğlenceyi dibine kadar yaşamayı tercih etmişti Alexa hep. Yetimhanede kaç kez yastığının altından sigara çıktığı için ceza yemişti o bile sayamamıştı. Ama bu sonuncusu en felaketiydi... Bu kez çantasında ya da yastığının altından sigara çıkmamıştı Alexa'nın, uyuşturucu çıkmıştı.

Mahkeme Alexa'yı tutuklama kararı çıkartmamıştı. Bu iyi... Alexa'ya 150 saat kamu hizmeti cezası vermişti. Bu kötü... Alexa hala cezayı ne şekilde ödeyebileceğini düşünüyordu.

Alexa'nın sahip olduğu tek varlığı gitarıydı. Rock müziği çok severdi. Kendisi de deneyerek gitarda ustalaşmıştı ve elektro gitarıyla harikalar yaratabiliyoru. Müzik onun herşeyiydi.

Kendine yemek almak için parasını harcamak istemiyordu, bunun yerine tüm parasını sigaraya yatırıyordu ve her gün çalıştığı kafeden yediği donatlar midesini bulandırmaya başlamıştı. Bu yüzden öğle molası onun için bomboş bir zaman dilimiydi.

Sokağın başına doğru yürümeye başladı. Freedom Sokağı baştan başa renkli ve cıvıl cıvıl dükkanlarla dolu bir sokak sayılmazdı. Evet, arada böyle dükkanlar da vardı -çalıştığı kafenin karşısındaki kütüphane gibi- ama dış cephesinin son kullanma tarihi yıllar önce dolmuş gibi görünen eski ve pis binalar, sokağın tüm hoş atmosferini alıp götürüyordu. Zaten Alexa hoş şeylerden hoşlanmazdı ki, burası tam ona göreydi.

Alexa yetimhaneden ayrılalı iki buçuk yıl olmuştu. Bu zaman boyunca Alexa, tek bir iyi davranışta bile bulunmamıştı. Geceleri barlarda bir kaç -bir değil bir kaç- erkeğin yanında takılır, öğlenleri işinin başına dönerdi. Bu işi de yeni bulmuştu zaten, yarım yıl olmuyordu. Patronunun şu uyuşturucu işinden haberi yoktu henüz, olsa hemen kovardı zaten Alexa'yı.

Henüz. Evet, henüz yoktu ama elbetteki yakında öğrenecekti, ve o gün Alexa'nın sokakta kaldığı gün olacaktı.

Böyle bir hayatı o seçmemişti ki. O istememişti tüm bunlar böyle olsun. Şimdi kimse onu annesi ve babasının aptal hataları yüzünden suçlayamazdı değil mi?

Annesiyle babasının ilk büyük hatası korunmamalarıydı Alexa'ya göre. Eğer zamanında tedbirlerini almış olsaydılar Alexa asla dünyaya gelmezdi ve bu lanet hayatı da yaşamak zorunda kalmazdı.

Annesiyle babası evli değildi Alexa'nın. Ama nedeni bilinmez, birbirlerine katlanamamalarına rağmen birlikte yaşıyorlardı. Her gece onlar kavga ederken Alexa yastığına gömülüp sessizce ağlıyordu. En sonunda birbirlerine dayanamamış olacaklar ki annesi babasının kafasına sıkıvermişti kurşunu. O günden sonra Alexa ne annesinden ne de babasından haber alamamıştı. Ama iki ay önce annesi Alexa'ya bir mektup göndermişti. Alexa annesinin onu nasıl bulduğunu bilmiyordu ama önemsemiyordu da. Eline geçen mektupta annesi Alexa'dan para istiyordu. Ah.. ne şaşırtıcı ama! Alexa zahmet edip cevap yazmadı, mektubun hangi cezaevinden geldiğine bile bakmadı. Mektubu aldığı gibi yaktı.

Tüm bunları düşünürken sokağın sonuna gelmişti bile. O sırada tam köşedeki 'Freedom Spor Salonu' dikkatini çekti Alexa'nın. Kapısında aylık cüzi bir ücret, spor seansları, ve bir de iş ilanı asılıydı.

Alexa'nın bildiğine göre bu spor salonu eyaletindi. Yani özel değildi. O zaman bu kamu hizmeti sayılmaz mıydı? İşten çıktığı zaman gelir ve spor yapar, para ödemez ve kamu hizmeti sayılması için akşamları da burada çalışırdı. Hemen ilanı inceledi. Anladığı kadarıyla spor hocasına yardım edecek ve bir de ayak işlerini yapacaktı. Buna temizlik yapmak da dahil.

Alexa atletik bir yapıya sahip olmuştu hep. Bu işi yapabilirdi. Temizlik... daha önce hiç bir zaman beceremediği bir şeydi ama ne kadar zor olabilirdi ki? En nihayetine eline aldığı bir paspasla yerleri silmekten başka ne yapacaktı? Hem bu sayede zinden düşmez bir seansda da kendisi spor yapabilirdi. Bu kafa dağıtıcı olmaz mıydı?

Saatlere göz gezdirdi. İşten saat üçte çıkıyordu. Hemen üçte bir seans vardı. İşten çıkar çıkmaz koşarak gelirse yetişebilirdi. Zaten spor salonuyla kafe aynı sokaktaydı.

Bu iş ona her açıdan karlı gibi gelmişti. Saatine baktı ve molasının bitmesine iki dakika kaldığını gördü. Koşarak kayıt yapan görevlinin yanına gitti Alexa... 

Küçük Omuzlardaki Ağır  Yükler -askıda-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin