BÖLÜM 4 -NEFRET-

510 25 7
                                    

''Senin ne işin var burada'' dedim öfkeyle. Sandalyeden aniden kalktığım için yere büyük bir gürültüyle düşmüştü. Şuan gördüğüm surata tırnaklarımı geçirmek istiyordum ve bana engel olacak kimse de yoktu. ''Sana sordum ne işin var burada'' dedim dişlerimin arasından. Karşımdaki izbandut beni baştan aşağı süzdükten sonra bıyık altından gülüp annemle konuşmaya başladı ''Zümrüt anne seninle konuşmam gereken bir şey var. Seni yan evde bekliyorum'' dedi ve evden çıkıp gitti. Tabi mutfaktan çıkarken bana pis pis sırıtmayı da unutmadı.

Rüzgar Saraç, hayatımın içine eden adam az önce karşımdaydı ve anneme anne demişti. Gel de bi kaşık suda boğma ! ''Pardon da nerden annesi oluyorsun sen şunun'' dedim yere düşürdüğüm sandalyeyi yerden alırken. ''Gidip geleyim konuşuruz kızım'' dedi annem mutfaktan çıkarken. Peşinden gittiğimde bahçenin diğer ucundaki 2 katlı eve doğru ilerliyordu. Kapıyı kapatıp mutfağa tekrar geçtiğimde Mavi'ye sormaya başladım. ''Hani yoktu bunlar bir hafta falan, nerden çıktı şimdi bu'' dedim sinirle. Mavi bilmediğini belli edercesine omuz silktiğinde konuşmaya devam ettim. ''Neden 2 sokak büyüklüğünde bir arsa satın aldınız da şununla aynı havayı soluyorsunuz'' dedim sinirden taramalı tüfeğe bağlamıştım. Ağzıma geleni sayıyordum. ''Ablacım sakin olur musun? Benim yapacak bir şeyim yok babam böyle uygun gördü o yüzden 2 sokak büyüklüğünde arsa satın aldı. Bu yüzden de 2 tane ev yaptırdı. Burada biz kalıyoruz diğer evde de Rüzgar abiler kalıyor'' dedi Mavi.

Sinirden yemek yiyemeden kalkmıştım sofradan. Salona geçip annemi beklemeye başladım, yarım saat içerisinde de gelmişti. ''Anne'' diye seslendim merdivenleri çıkan anneme. Geri dönüp bulunduğum salona gelirken gergin görünüyordu. ''Efendim kızım'' dedi annem yüzündeki gerginliği gizlemeye çalışırken. Ona şüpheli şüpheli bakıp ''Ne diyor izbandut'' dedim annem dediğim şeye gülerken ben ondan bir cevap bekliyordum. ''Baban göndermiş, burada kalması gerekiyormuş'' dedi annem. ''Ne demek burada kalması gerekiyormuş'' dedim korkuyla. Aynı çatı altında kalmak mı, asla! ''Burada derken, Aydın'da kızım. Onun kendi evi var zaten'' dedi annem beni yatıştırmaya çalışırken. Anladığımı belli edercesine kafamı salladım ve odama çıktım.

Yaklaşık bir saattir uyumaya çalışıyordum ama gözüme gram uyku girmiyordu. Sıkıntıyla nefes verip yatağımdan kalktım. Odada bir kaç kez tur attıktan sonra odadan çıktım. Mutfağa inip su içtim, camdan dışarı baktığımda bahçede korumaların gezdiğini gördüm. Bahçe loş ışıklarla aydınlanıyordu ve iki ağacın arasına kurulmuş hamak buradan efsane güzel gözüküyordu. Portmantodan montumu alıp dışarı çıktım. Hamağa doğru ilerlerken bahçedeki korumalar beni süzmeye başlamıştı. Onlara aldırış etmeden hamağa oturdum. Başımı kaldırıp gökyüzünü incelemeye başladım.

Hamağın sağ tarafının çökmesiyle daldığım manzaradan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hamağın sağ tarafının çökmesiyle daldığım manzaradan çıktım. Sağ tarafıma baktığımda Rüzgar izbandutu vardı. Derin nefes alıp sabır dilenircesine kafamı salladım. Tekrar Rüzgar'a baktığımda gökyüzünü izliyordu. ''Git başka yerde izle'' dedim ona sinirle bakarak. Bana hiç aldırış etmeden izlemeye devam etti. ''Sana diyorum'' dedim sesimi yükselterek. Sesimin yükselmesiyle karşıdaki korumalar bize baktı. Rüzgar ağır çekimde başını bana çevirdiğinde kaşını kaldırmış beni izliyordu. ''Ne bakıyorsun'' dedim bu sefer. Görende deli sanacak resmen kendi kendime konuşuyordum. ''Sessiz ol, huzurumu kaçırıyorsun'' dedi. ''Ne tesadüf sende benim'' dedim gülerek. Bu gülme çoğunlukla sinirden oluşan bir şeydi. Rüzgar bana bakmaya devam ederken bende ona bakıyordum. 10 saniye süren bakışma düellomuza son verip yerimden kalktım ve eve doğru yürümeye başladım.

ŞARAP KIRMIZISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin